Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '08

 
Kategori
Arkeoloji
 

Karakuş Tümülüsünün Gizemi

Karakuş Tümülüsünün Gizemi
 

Antiochos


Taç olarak Ankar Dağları doruğunu parlatan konik Antiochos Tümülüsü güneş ışınlarını çevreye yansıtırken, onun cazibesi ile masif dağ yamaçlarına tırmanmadan önce havzanın girişine hakim noktaya kadınlar anıt Tümülüs’ü tesis edilmiştir. (Karakuş)

Tesis edilmiştir, çünkü bu çevresel anıtları ile kompleks olan yerleşkenin çevresinde zamanın sosyo-ekonomik tesisleri olması gerekmektedir. Bu mevki gerek ulaşım güzergahı üstünde olması, gerekse Nymphea (Kahta çayı) ve Chabinas çayı (Cendere deresi) havzalarının görüntüsünü kapsamı içinde tutan gözetleme noktasıdır.

Bu önemli ulaşım güzergahının kadınların anıtsal kült merkezi durumuna getirilmesi, kadınlara verilen önem veya sevgi ve saygıdan kaynaklanmaktadır. Yeşil çayırların solduğu yaz sıcakları başlangıcıyla yaban orkidelerinin süslediği bu aşınmış sırtların çevresi vadilere doğru ormanlarla kaplı olduğu bugünkü kalıntılarından anlaşılmaktadır.

Bu nokta aynı zamanda genel coğrafya üzerinde ki ışıklı (ateş) ve sesli haberleşmenin o günlerin santral noktası, postacıların uğrak yeri olduğu anlaşılmaktadır. Nemrut dağı keşfine 1882 de giden Humann ekibiyle çadırlarını bu Tümülüs eteklerine kurdu. Güney tarafta ki sütun üzerinde duran 2.54 cm yüksekliğinde ki kartal iki bin yıllık gözetlemesini sürdürmesi, korumanın devamının sağlanması gerektiğini anımsatır. Tümülüs’e de adını nu kartal vermiştir.

Ama Humann’a buranın inceleme cazibesini de hatırlatır. Konaklamanın ertesi sabahı Tümülüs’ü inceleme çalışmalarına başlarlar. Von Luschan fotoğraflarını çekerken, Puchstein doğu taraftaki sütün üst kasnağında ki sütun başının altında keşfettiği kitabeyi çözmeye çalışmış. Basmakalıp metoduyla yazıları örnekleyerek tesisin anlamını çözüyordu.

Kitabede Kommagene Kralı Mithradates, “annesi İsias’ın kızkardeşi Antiochis ile onun kızının beraberce gömülü olduğunu bildirmektedir.” (1) Antiochos’da kendisini tanımlarken kız kardeşini seven ve (Kallinikos) hep güzelyenen (zaferler kazanan) Kral olarak tanıtmaktadır. Bura da ki söylem iki yorumla anlatılabilir. Birincisi kız kardeşinin de kendine rakip olarak gördüğünden taht varisi olarak onu hoşnut etmesi ve de kardeş olarak sevmesi . Diğer ikinci değerlendirme ise o çağlarda töresel olarak aile içi evlenmeler ve sevişmelerdir. Ancak genetik biyoloji kanunları gereği sakat doğumlar olması muhtemel olduğundan ve de belge kitabelerden de böylesi durumlara rastlanmadığından birinci olasılık daha doğru olduğu anlaşılmaktadır.

Tümülüs’ün güney yamacında ki oyuntu çukurluğu önceden de bulunduğu ve mezar odasına girildiği düşüncesi 1938 li yıllarda ki keşifle Tümülüs merkezinin korunmuş olmadığını gösteriyordu. Bu merak 1967 yılında ki sondaj keşfiyle , Tümülüs’e tahrip edici ve dağıtıcı hafriyat yapmadan inceleme imkanı vermiştir. “1967 Ağustosunda nihayet mezar odasının yerinin tespitine girişildi.” Sondaj aleti “her türlü arazide hareket edebilen, önden ve arkadan çekişli 16 ton ağırlığında bir delme arabasına monte edilmişti. Tecrübeli sondaj ustası Heinrich Ölmann birkaç deneme yapıp başarısız kaldıktan sonra, nihayet geri vitesle dik güney yamacından tümülüse çıktı ve delme aletini tepeye yerleştirdi.”(1)

“Su zarar vermesin diye tazyikli hava ile delmeye karar verdik. Sondaj kulesi en kısa zamanda çalışmaya başladı. Sonuçlar alındıkça Tümülüs’ün daha dayanıklı olması için katlar halinde inşa edildiği anlaşılıyordu. 50-100 cm lik kesme taş katlarının peşinden mil tabakaları geliyor ve böylece muntazaman değişerek gidiyordu. Kesme taş kütlelerinin granit, porfir, bazalt ayrıca kuarsit ve kireç taşından olduğu anlaşıldı.” Biraz saptırmayla yeniden başlanan sondaj da “ 13 metre derinlikte alışılmış profil birdenbire değişti: Çıkarılan malzeme şimdi sert dolomit kireciydi.” “Bu malzeme sütunların yapımında da kullanılmıştı.” (1) 13.50 metre de kireç geçilmiş basınç düşmüş yumuşak kumlu zemine varılmış, 20 metre derinliğe kadar inilmiş, daha altta yine kesme taş başladığı tespit edilmiştir. Ancak bu çalışmalarda 22 adet açıklanan sondaj işlemiyle görülmeyen bir iç tahribat yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu keşifler sırasında tespit edilebilen kitabelerden bu Tümülüs’ü kimin yaptırmış olduğu sorusuna cevap: Kitabede bu Tümülüs’ü yaptıran şahıs, kendisini Büyük Kral Mithradates (mitras tarafından armağan edilen)(2) olarak adlandırmaktadır. Bu Antiochos’un babası ve kendinden sonra gelen oğlunun adıdır. Bu adlandırma ile I. Ve II. Mithradates arasında kalınmaktadır.

Ancak, Puchstein doğu taraftaki sütun kasnağı kitabesinden I.Mithradates’in yaptırdığı sonucuna varsa da, 1938 de ki ziyarette “Tümülüs’ü yaptıranın II. Mithradates olduğunun kanıtı, batı yönde ki sütun abukasında (sütun başlığı tablası) olduğu tespit edilmiş. Dürbünle görülemiyecek yerde olması nedeniyle de Humann ve Puchtein bunun farkına varamamışlar, kesin çözüm 1979 yılında Jörg Wagner tarafından ispat edilmiştir.”

Kral Antiochos kız kardeşini seven kral olarak kız kardeşinin ve annesinin mezarının kendinden sonra gelen oğlu tarafından yaptılması da en uygun düşüncedir.

Bu Tümülüs’e benzer diğer bir Tümülüs’te Besni Dikilitaş köyü güney batısında ki Kızıldağ üstünde ki Sesönk Tümülüs’üdür. Bu Tümülüs Kommagene Krallarının üçüncü anıtmezar alanı olarak önemli sırlar saklamaktadır.


(1) Nemrut Dağının Zirvesinde Tanrıların Tahtları (Dörner)
(2) Mitras (mitraizm) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=86159
Karakuş Tümülüsü:http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=93256

Nariçi 21.02.08

 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..