- Kategori
- Şiir
Karanlığın hazinesinde
Ne yıldızlar ne yer ne de denizler
Hiçbirisi kurtulamaz zamanın kanlı dişlerinden
Nice okyanuslar uyandırılır yuvasıdan
O sıkı yatağından sökülüp alınır dağlar
Ah,nasıl arka çıksın göğün yıldırımları
Yerin kalbinden damarları sökülürken
Azgın günlerin şimşeği nasıl durdurulur
Bozguna uğramışken yaşamın sahipsiz orduları
Kör bir yazgıya sığınmış çobansız sürüleri
Durmadan budar durur eski yüzyılların bıçağı
Katrana daldırılmış aklın köleliğindeki güzellik ile
Beşiğinden yağma edilen iyilik
Bekler durur öylece cılız nefesiyle
Çağların yağlı ilmiğinde
Ben usandım artık zorba çılgınlıklardan
Küsülür mü hiç
Daha yüzünü görmediğimiz taçlı günlerden
Bak! gece ve gündüzden,mevsimlerinden ayrılmışlara
Kıralların karşısında el pençe durmuşlara
Müzik eşliğinde binlerce alkış tutmuş gönüllere
Kimsecikler kaldı mı,yok artık
Hepsi de bağışlanmayı bekler sessizce
Karanlığın hazinesinde
Zaman alıp götürür herkesi değirmenine
Öğütüp durur teknesinden sırası gelmişleri
Acılı ayrılıkları,kimsesizleri,yücelmişleri
Açık bir pencere dünya elden ne gelir
Gülümser durur işte her gelip geçene