Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '12

 
Kategori
Dünya
 

Karanlık severlerde vahşetin fiyatı, kelle başı elli bin

Karanlık severlerde vahşetin fiyatı, kelle başı elli bin
 

“Ruhlarını Satanlar” koymuş Cumhuriyet Gazetesindeki yazısının başlığını sayın Adnan Binyazar. Konu, Suriye’de yaşanan savaş ve vahşet;

Muhalif gruptan Cabir Mustafa Şahabi’nin itiraflarından, “…İkinci gün Naime’yi sürekli alışveriş yaptığı sebze pazarından dönüşü sırasında kaçırıp yakındaki bir okula götürdük. Yere yatırdık. Kuzenim ayaklarından tuttu. Ben de sürekli üzerimde taşıdığım bıçağı boynuna dayayıp boğazından kestim. Cesedi bir torbaya koyup mezarlığa gömdük”.

O esnada  “tekbir” de getirmiştir.

Kellesi kesilen Naime, görevli bir polis.

Cabir Mustafa Şahabi yaptığı vahşetin arkasından vaat edilen 50 bin lirayı alır. Daha sonra benzeri eylemler gerçekleştirerek kelle başı elli binleri cebine indirir. Olay bizde ve dünya basınında yankı buldu.

Suriye'de kadınlara tecavüzler, çocuk suistimalleri, işkenceler, keyfi tutuklamalar, mahkeme kararı olmadan yapılan infazlar, BM'nin hükümete ve hükümet yanlısı militanlara yöneltiği suçlama (WSJ,17 Eylül,2012).

Bu olayın ve benzerlerinin neresinden tutacaksınız. Olayı gerçekleştirenlerin kimliğinden mi, mensup olduğu gruptan mı, ülkesinden mi, dininden imanından mı, onu destekleyenlerden mi?

Olay hakkında nasıl bir karara varacaksınız? Terör mü, şiddet mi, vahşet mi, cehalet mi, kör taassup mu, kin mi, nefret mi, çıkar mı, para mı pul mu?

Özellikle İslam ülkelerinde  din adına tekbir getirerek yapılan saldırılar, öldürmeler, linç etmeler ve son olaylar,  Müslümanların masumiyeti filmine konulan ölçüsüz tepkiler Müslümanlar aleyhine birtakım yargılar oluşturuyor zihinlerde. Kimin adına kavga ettiklerini bilmeden anlamadan, İslam adına hareket ettiğini savunanlar İslam’ı karalıyorlar. Kültürel açıdan ileride olan Türkiye, İran, Azerbaycan gibi islam ülkeleri tepkilerini şimdilik farklı koyuyor. Protesto ve gösteri şekilleri toplum düzeyine bağlı. Kendimizi Batı toplumları ile kıyasladığımızda açıkça görüyoruz farkı.

Vicdanların bu kadar köreldiği kan kokan karanlığa ayağın kaymasın yoksa. Girince karanlığa “Hanya’yı Gonya’yı  fark edinceye kadar, Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçiyor”. İleriyi göremeyenler, karanlık bataklıkta debelenip duruyor ve dualar yolluyorlar karanlığın içinden. Ve sonunda karanlık sever olup çıkıyorlar ortaya.

Tarihte kışkırtıcı oyunlar  çok.  "Toplum nasıl yönlendirilir, nasıl olay çıkartılır,"  konu toplum mühendisliği biliminin en önemli uğraşlarından. Eğitim ve kültür düzeyi düşük toplumlar bu tuzaklara kolay koşuyorlar.

Bireysel sapıklıklar, bireysel suçlar  ruhsal vaziyet diye geçiştiriliyor. Aynı vahşetler organize ve sistemli yapılırsa adı demokrasi oluyor, ya da özgürlük. Bu terimler toplumun bam teli. 

Hüseyin Seyfi 

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..