Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Karanlık sokak

Karanlık sokak
 

Çok iyi hatırlıyorum. Hafızam çok kuvvetlidir. 20 Şubat 2004 Cuma gününü, 21 Şubat Cumartesi gününe bağlayan gece; saat 03, 22’ydi. Havada tek bir yıldız kalmamış, ay ise pili bitmekte olan bir el feneri kadar az ışık vermekteydi. Güzelde bir sis vardı. Tam kurtların sevdiği hava. Ben ise bardan çıkmış yarı ayık, yarı sarhoş bir şekilde eve gitmekteydim. Ayın bile aydınlatmadığı kapkaranlık bir sokağa girdim. Sokak asfalt bile değildi. Çakıllık ve çok çukurluydu. Sokakta birkaç tane de ağaç vardı. Sadece üç katlı bir evin ışığının yandığı, yaklaşık otuz hanelik uzunca bir sokaktı. Yolda yürürken, kendi kendime şarkı söylüyordum. Birden fazladan adım sesleri duymaya başladım ve durdum. Ayak seslerine göre karşıdan iki kişi geliyordu. Hiç istifimi bozmadan yürümeye devam ettim. Tam üç katlı ışığı yanan evin önüne geldiğimde onlarda ordaydı ve yolumu kestiler. Sağ taraftaki 1, 85 boylarında, hafif kumral, kahverengi gözlü ve yapılı biriydi. Üzerinde mavi bir kazak ve siyah, kumaş pantolon vardı. Ayağında ise sivri burun yılan dersi kunduraları. Solda ki ise 1, 70 boylarında, esmer, siyah gözlü, cılız bir şeydi. Üzerinde aynı mavi kazak, mavi taşlı bir kot ve siyah spor ayakkabıları vardı.

Benden para istediler. Ben de üzerimde olmadığını söyledim. “vardır, vardır!” diye bağırdılar ve bana 30cm’lik bir kasatura çıkardılar. Bende “beni o bıçakla korkutamazsınız” dedim ve yoluma devam etmek için adım attım. Uzun boylu olan “korkuturuz, korkuturuz” deyip, bıçağı tam kalçamın alt tarafına soktu. Sol baldırımın arkasından ta içerdeki kemiğe kadar bir delik açtı. Yere önce sağ dizimi koydum, daha sonra sağ omzumun arkasını koyup, sırtüstü yere devrildim. “Şimdi korktun mu?” diyerek alay ettiler. Bende biraz sinir, biraz da alkolün etkisiyle belimde ki 7.59’luk beratta Px4 Storm’u çekip uzun olana ateş ettim. Göğüs kafesinin hafif sağına gelen kurşun onu hiç etkilememiş olacak ki sert adımlarla bana doğru gelmeye başladı. Korktum. Korkudan dilim titriyordu ama ben hala ateş ediyordum. Bütün şarjörü adamın vücuduna boşalttım. Adam bu sefer hissetmiş olacak ki; yere serildi. Bu seferde kısa olan bana doğru geliyordu. Silahımda mermide kalmamıştı. Hemen sağ dizimi kendime çektim ve üzerine yüklenerek ayağa kalktım. Silahı adam fırlattım ama tutturamadım. Adam gelmeye devam etti. O an gözüme üç katlı evin ışığı sayesinde parlayan bıçak çarptı. Bıçağı yerden aldım. Adama doğru yürümeye başladım. Adamda bana doğru geliyordu. Ölen adamın vücudundan akan kanların oluşturduğu gölün içinde karşı karşıya geldik. Direkt adamın yüzüne elimi attım. Bütün gücümle adamın yüzünü sıkıyordum. Oda benim boğazıma sarılmıştı. Boğazım çok acımış ve gözüm dönmüştü. Bıçağı hemen adamın kalbine sapladım. Ve geri çektim. Sonra bir daha sapladım ve geri çektim. Bir daha, bir daha derken adam yere düştü. Boğazım rahatlamıştı ama hala gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Adam yere düşmüş olmasına rağmen bıçaklamaya devam ettim. O sırada polisin sirenini duydum ve hemen ayağa kalkıp kaçmaya başladım. Topallıyordum. Polis ise silahını çekmiş ve bana “dur” ihtarını veriyordu. Peşimden gelen ayak seslerini duydum. Kaçamayacağımı anladığım zaman durdum ve bıçağı bütün gücümle ileriye doğru fırlattım. Nedenini bilmiyorum ama o bıçaktan kurtulunca her şeyden kurtulacağımı sanıyordum.

Polis beni yakalayıp merkeze götürdü. Orada ifademi aldılar. Daha sonra hapishaneye gittim. Mahkemede suçlu bulundum ve hapishaneye geri döndüm. Cezamı yattıktan sonra dışarı çıktım ve bir daha içki içmemeye yemin ettim.


..::Mr.GuneS::.. [(23.08.2006) - (14:56)]

 
Toplam blog
: 12
: 689
Kayıt tarihi
: 13.06.08
 
 

Trakya Üniversitesi Makina Mühendisliği öğrencisiyim. Bulgaristan doğumluyum. Bursa'da yaşıyorum. Ya..