Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '10

 
Kategori
Deneme
 

Karanlık

Gazetelerde cikan bir haberden: “Evrenin yuzde 72’sini ‘karanlik enerji’, yuzde 24’unu ise ‘karanlik madde’ olusturmaktadir. Evrenin kalan yuzde 4’unu ise insanlar, gezegenler, yildizlar kisaca atomdan olusan hersey kapsamaktadir.”

Buna gore ziyadesiyle bos ve karanlik bir evrende yasarken, hayatlarimizin neden dolu ve manidar olmasini bekleriz ki. Evrenin kendisi bile bos, anlamsiz ve olabildigince karanlik, tipki insanoglunun ruhu gibiyken… Oysa ne der Kur’an tanri insani kendi suretinde yaratti; yoksa tanrinin sureti de bu kadar karanlik mi? Bize yansittigi kendi boslugu ve karanligi mi tanrinin? Peki biz tanrinin yuzde kacini kapliyoruz? Bizden arta kalan yuzdesinde tanrinin, ne var? Karanlik mi? Bosluk mu? Eger kendimize ve evrene bakarsak; karanlik! Sakin tanri, bizim yuzde 4’luk kisimdan kalan yuzde 96’lik boslugu dolduran(!) ‘karanlik’ madde ve enerji olmasin? Ustelik evrenin karanlik kismi, sonsuza dek genisleyecekmis hic durmadan. Yani icimizdeki ve disimizdaki karanlik, ruhumuzu kemiren, hayatimizi bosaltan karanlik, o bosluk/hiclik/yokluk hic azalmayacak… Bir ur gibi buyuyecek hem icimizde, hem de disimizda. Sonunda karanlik bizi/icimizi ve disimizi oyle bir kaplayacak ki, yutacak bizi… Oyleyse, bu karanlikta/n anlam aramak niye? Konfucyus’un dedigi gibi ‘bir mum yakmakla’ aydinlanacak mi bu karanlik saniyorsunuz? Icimizdeki boslukta hava bile yokken, o bir mum nasil yanacak?

En iyisi yanan isiklari da sondurmek, bir cesaret gosterip ve karanligin bir parcasi olmak! Foucault’un sarkaci gibi karanlik o boslukta, dunya dondugu surece salinmak; o kadar!

 
Toplam blog
: 101
: 429
Kayıt tarihi
: 07.04.09
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü mezunuyum. Yüksek lisans ve..