Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '16

 
Kategori
Siyaset
 

Karanlıkta Bir Işık

Karanlıkta Bir Işık
 

Karanlıktaki ışık


Fizik profesörlüğünden onu bir partinin başına getiren Ülke adına duyduğu kaygı ve aynı zamanda sorumluluktu. O da babası İsmet İnönü gibi öğle yemeklerinin üzerine on beş, yirmi dakika şekerleme yapıyordu. Çok tutumlu olduğundan her yerde bir benzeri bulunabilecek atkısı kaybolunca üzülüyordu. Sigara içmiyor, saatler boyunca tuvalete bile gitmeden TBMM Genel Kurulunda oturarak meclis konuşmalarını izliyordu. 10.yıl nutkunu ezbere biliyor, Anne ve Babasının sözü geçince gözleri doluyordu. Bir politikacı olarak hitabetinin iyi olmadığını bunun “başarısızlık” olduğunu itiraf ediyordu.

Beceriksiz miydi? Türkiye siyaseti için fazlamıydı? Politikayı Danimarka’da mı yapmalıydı? Omuza alınmaktan hoşlanmıyor omuza alınacağı zaman yüzükoyun yere yatarak; Ağırlık merkezimi dağıtıyorum diyordu. Ense traşı yaptırmayı sevmiyordu.

Kendine özgü üslûbu, kendine özgü siyaset anlayışı ve kendine özgü esprileriyle Türk siyasetine damgasını vuran, uluslararası bilim çevreleri tarafından ünlü bir fizikçi olarak tanınan Prof. Erdal İnönü’yü, 31 Ekim 2007’de 81 yaşında iken kaybetmiştik.

Ondan kısa anekdotlar aktarmak istiyorum;

Akşam saatlerinde geç geldiği bir kasabada karşılanmış, yorgun düşmüştü fakat gösterilen ilgiden de memnun kalmıştı, partililer dahil konuşma yapmasını isteyen alkollü olduğu belli, ayakta duramayan bir vatandaş yanına gelerek “r”leri garip vurgusu ile –Saatlerdir bekliyoruz, mutlaka konuşmalısınız.

Erdal bey, adama dönerek, şunları dedi; “Ben konuşmasına konuşurum amma sen bu konuşmaya dayanacak durumda değilsin yav”

Paltosunu, çantasını tutturmayı sevmeyen Erdal İnönü’ye bir partili paltosunu saygıdan birazda zorlayarak giydirmek istiyordu. Erdal bey, tamam sağ ol derken, partili olmaz diyordu. Kurtulamayacağını anlayan Erdal bey, partiliye; “Paltoyu bırak yav, zaten eski yırtılacak” diyerek çıkıştı.

Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar: - Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek? - Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.

Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey’e hitaben “Ölürüm yoluna” diye haykırır. Erdal Bey cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.

SHP genel başkanlığı döneminde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun “Bir şey almak ister misiniz, efendim” sorusu üzerine “Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz” yanıtını verir.

Kars ve Van mitinglerinden Ankara’ya dönüyordu. Sivas üzerinde uçağın pilotu, “Efendim Ankara semaları kapalı. Kirli bulutlar var. İnişimiz çok güç olabilir” dedi. Ön koltukta gazete okuyan İnönü’nün cevabı ise şöyle oldu: - Hiç bir şey olmaz merak etmeyin. Ankara Belediye Başkanı Murat Karayalçın çok çalışkandır. O kirli bulutları hemen temizler.

Bir yurt gezisinde orta yaşlı bir adam Erdal beyin yanına gelir, bir fotoğraf göstererek “bu resimdeki çocuk benim, şimdi de böyle fotoğraf çektirmek istiyorum.” Erdal bey, bir vatandaşa bir de resme bakarak; “Sen kucağıma oturamazsın yav biraz büyümüşsün.”

İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duydu. Eşi Sevinç Hanım “Erdal koş fare var” diye bağırıyordu. İnönü istifini bozmadı ve eşine öyle seslendi: - Ne yapayım Sevinç. Ben kedi miyim?

İnönü, İzmir’e mitinge gidiyordu. Uçakta İzmir milletvekili Neccar Türkcan, yanına gelerek “Efendim İzmir’de vurucu bir konuşma yapmalısınız. Yumruğunuzu da kürsüye vurun. Nasıl iktidara geleceğimizi sert bir üslupla anlatın lütfen” dedi. İnönü ise şu cevabı verdi: - Peki ben anlatırım, sonra sözü size bırakırım. Vuruculuğu ve diğer işlemleri siz yaparsınız...

Türk siyasetinin ve bilim dünyasının renkli yüzü Erdal İnönü’nün terörle ilgili son yorumlarının “birlik” yönünde olduğu: “Terörle ilgili, ’Aşırı tepki doğru değil. Ayrımcılık tehlikeli, düşmanca bir hareket gelişmemeli. Terörün amacı zaten bu’ demişti. İnsanların her etnik kökenden gelebileceğini, bunun onları suçlu yapmayacağını söylemişti. Politikacıların kesinlikle nutuklarla vatandaşı kışkırtmaması gerektiğini vurgulamıştı.” İnönü’nün en çok merak ettiği konunun Kuzey Irak ve terör örgütü PKK olduğunu anlatan Hikmet Çetin ise şunları söylemişti“Siyasette ne yapacaklarını merak ediyordu. PKK’yı yakından izliyordu. Endişeliydi” Endişesinde haklılığını gösterdi,

0, Erdemli bir insan, çalışkan bir bilim adamı, renkli bir kişilik, adam gibi adam, tutumlu bir vatandaş, ahlaklı bir siyasetçi idi.

O karanlıktaki bir ışıktı.

Ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun!

Onu, ölümünün 9.yıldönümünde sevgi ve saygı ile anıyoruz.

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..