Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '18

 
Kategori
Tiyatro
 

Karanlıktan “Günışığına Mektup”

Karanlıktan “Günışığına Mektup”
 

Tiyatro P.A.S. - Günışığına Mektup


Kapkara bir hastalığın pençesinden kurtulmak için kimleri feda ederdiniz? Peki ya bu hastalık ailenizden birini avucunun içine aldıysa? Sevdiğinizi kurtarmak için başkalarının hayatını ellerinden almak için hangi haklı sebepleri yaratırdınız kendinize? Hastalık sevdiklerinizden birini bulduğunda hangi etik kuralları bir kenara bırakırsınız?

Günışığına Mektup” bu sorulara cevap arıyor. Asla yapmam dediğimiz, değerlerimize ters düşen bütün ahlaki kuralları yıkan durumları, insanoğlunun en karanlık noktalarına ışık tutarken, vicdan sorgulaması yapmayı da ihmal etmiyor.

Yusuf Dündar’ın kaleme aldığı “Günışığına Mektup” avukat kızı amansız bir hastalığın pençesine düşen doktorun, tedaviye çare bulmak uğruna kimsesiz ve çaresiz göçmenlerin kobay olarak kullanıldığı ilaç araştırmasına onay vermesini anlatıyor. Durumu dolaylı yollardan öğrenen kızıyla ters düşen ve kızının sevgilisiyle birlik olup evladını kurtarmaya çalışmasını irdeliyor.

Tiyatro P.A.S.’ın sahneye taşıdığı oyunu Caner Bilginer yönetiyor. Sevtap Çapan, Ece Bozkaya ve Uğur Özbağı rolleri paylaşıyorlar. Oyunun müzikleri Barış Aryay’a ait. Kostüm tasarımını Onur Uğurlu, sahne tasarımını Cihan Aşar yapmış.

“Günışığına Mektup” ele aldığı konu bakımından oldukça çekici bir hikayeye sahip. Kurgusunu vicdan ve etik değerler üzerine kuran oyun seyirciyi bir andan kendisiyle muhasebeye çekiyor. Günümüz değerleri üzerine ince göndermelerle ilgiyi yüksek tutan oyun, birçok tiyatro metnine göre oldukça başarılı oluyor. Genellikle vodvil tarzı komedilerde gördüğümüz repliklerin üst üste ve birbirine bağlı yapısı “Günışığına Mektup” gibi bir dram oyunda kullanılınca ayın sözlerin tekrarına dönüşerek dikkat dağıtmaya sebep oluyor.  Sözlerin bu kadar girift ve karmaşık olması, seyircinin ilgisini dağıtıyor. Sıklıkla tekrar edilen sözler aslında her seferinde bir başka durumu vurguluyor olsa da kendini tekrarlamaya sebep oluyor. Vodvil komedilerinde belki de gülmekten ve eğlenmekten gözümüzden kaçan bu durum ağır bir dramın içinde seyirciyi yoruyor.

Oyunu sahneye taşıyan Tiyatro P.A.S.’ın yorumuna gelince oyun metnini sahneye başarı ile taşıyor. Hatta metnin orijinal halinden bir adım üste çıkarak seyirciye derdini açık, net ve kesin olarak anlatıyor. Oyunun yönetmeni Caner Bilginer’in yazardan bir adım önde olarak derdini, ışık, müzik ve oyuncularla daha belirgin olarak ifade ediyor.

Anne rolünde Sevtap Çapan, doktor olmanın verdiği mesleki sorumlulukla, ıstırap çeken acılı duygusal anneyi keskin bir bıçak gibi birbirinden ayırarak gözler önüne seriyor. Hasta kızı oynayan Ece Bozkaya hastalığı ve avukat olmanın sorumluluğu ile ortaya çıkan durumla mücadelesini başarıyla seyirciye aktarıyor. Hayat tarafından her zaman ezilmiş ve ses çıkarmakta güçsüz kalan, emir kulu olan sevgiliyi canlandıran Uğur Özbağı zaman zaman rolünden kopmalar yaşıyor. Özellikle ikili sahnelerde sıkıntılı durumlarla başbaşa kalan Uğur Özbağı’nın zaman geçtikçe daha başarılı olabileceğine inanıyorum.

“Günışığına Mektup” son yıllarda tiyatro sahnelerinde seyirciyi heyecanlandıran nadir oyunlardan biri olmaya aday. Ülkemizin en büyük sorunlarından biri haline gelen yetişmiş yazar sorununun da azalmaya dair bir umut ışığı bu oyun. Dramatik yazarlık bölümlerinden mezun olan genç yazarlarımızın oyunlarının daha çok sahnelendiği tiyatrolar görmek dileğiyle.

“Günışığına Mektup” oyununu henüz izlemediyseniz uzun zamandır beklemeye aldığınız vicdan muhasebenizi tamamlamak için mutlaka seyredin. Oyun sonrasında bambaşka deneyimlerle salondan ayrılacaksınız.

İyi Seyirler,

 
Toplam blog
: 50
: 411
Kayıt tarihi
: 01.05.12
 
 

Konservatuar mezunu tiyatro oyuncusu, seslendirme sanatçısı ve eğitmen. ..