- Kategori
- Edebiyat
- Okunma Sayısı
- 402
Karanlıktan Doğar Bazen Güneş
Durun!
Beni biraz okuyun.
Sonra isterseniz hiç susmadan konuşun…
Yer oynuyor yerinden.
Hissediyorum oturduğum yerden.
Yüzü güneş, elleri bulut, sesi umut...
Çağırıyor sanki bir yerlerden,
Ve içimdeki ses beni oraya gıkım çıkmadan taşıra taşıra taşıyor.
Oysa tüm kıyılarımı yorgun sanıyordum ben.
Kendinden geçiş mi kendine geliş mi bilmiyorum ama aynı yere varıyor her ikisi de.
Heyecandan biriken terli cümlelerim damlasa şimdi terine,
Bir bilseniz, soluksuz bekliyorum nefesim nöbette.
Yamalı cümlelere gerek duymuyorum hem artık.
Kanatmış olsalar da en güzel yerlerimizi, mavilerim iyileştiremez mi yara izlerimizi?
Bak şimdi hücrelerimde tur atan gülüşlere…
Bağdaş kurduğun cümlelere…
Kınası çıkmış, kiri yıkanmış ellere…
Mevsimin soğuğunda, havanın karanlığında içime içime doğan güneşe…
Şimdilerde ben, sıcacık bir birleşmenin doğumunu bekliyorum.
Sancılı ya da sancısız…
Biliyorum.
Ay’ın denize düştüğü bir yerde koyacağım başımı dizlerine.
Bir yudum alırken buzlu rakımdan, meydan okuyacağım geceye.
Güneş inecek masamıza, tüm inadıyla haykıracak tüm göklere…
Kadehimin buğusunda göreceksin tüm renklerimi.
Bak konuş şimdi.
Ruhuma akıyor anlık tüm şarkılar.
Susma sakın.
Beni sesinle, buğulu gözlerinle çoğalt.
Kimsenin anlamlandıramadığı cümleleri mavilerime fırlat.
Yüreklerimizin son göçü olabilir bu.
Daha ne olsun, en azından günahı solumuyoruz.
Belki salaş bir meyhanede belki de bir nehir kıyısında,
Su kaybettiğini zannederken, kendi rengini bulsun karışacağı bir damla rakıda.
Bırak.
Hayallerin, umutların asla tükenmeyeceği, en samimi, en temiz yerden bildiriyorum.
Yüreğimden...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Facebook hesabınızla yorum yapın, daha çabuk onaylansın!