- Kategori
- Ekonomi - Finans
Karaparacılar ve karapara aklama
Yazan:Uçar Demirkan
Mesleğimin son beş yılında karaparacılarla uğraştım.
Bu incelemelerim sırasında şunları gözlemledim:
Karapara aklamanın en iyi yolu hayali ihracat olmaktadır. Bu uygulamada boş tırlar yurt dışına gitmekte ve bunun karşılığında eroinden ve diğer işlerden elde edilip off shore bankalarında tutulan karaparalar “ihracat bedeli” olarak yurda getirilmektedirler.
Bunun dışında; bavullarla yurda karaparaların sokulması yöntemi de kullanılmaktadır.
Ayrıca; banka hesaplarında çeşitli transferlerle yurt dışından karaparanın ülkeye getirilmesi olanaklı olmaktadır. Ya da yurt dışındaki karaparalara dayanılarak yurtta kredi kullanılmakta ve böylece karaparalar aklanmaktadır.
Türkiye bir karapara cennetidir. Büyük bir olasılıkla milli gelirimizin yüzde onunu karapara oluşturmaktadır. 2000 yılında; bir eroin baronu yakalandığında 25 milyar dolarının olduğunu belirtmişti.
Ülkeye çeşitli yollardan sokulan karaparalar; çeşitli yöntemlerle aklanmaktadır.
Bu paralarla İstanbul yakınlarında büyük çiftlikler alınmaktadır. Gerektiğinde buralar eroin imalinde de kullanılmaktadır.
Turistik bölgelerde turistik oteller yapılmaktadır.
Taşınmaz mallara yatırım yapılıp büyük siteler, yapı kooperatifleri kurulmaktadır. Bir keresinde; yatırım yapılacak taşınmaz malı devletten takas yoluyle almışlardı.
Pahalı otomobiller alınmaktadır. Bir mafya babasının Lamborgini marka son model aracı vardı.
Devlete bağışlar yapılmakta; buna karşılık yüksek düzeydeki büroklatlardan yandaş edinilmektedir.
Bir eroin baronu; devlete deprem evleri yapıp bağışlamıştı. Sonra da Valiyle fotoğrafları yayınlanmıştı.
Tüm karapara aklama işlerinde şu dört ayaklı sacayağına rastlamak olanaklıdır.
Bir kez her yakalanan karapara aklama çetesiyle birlikte polisler de yakalanmıştır. Polisler, ya istihbarat sağlamakta ya da karapara aklayıcılara koruma sağlamaktadırlar.
Medya mensupları; özellikle magazin haberleri ile bu tipleri ön plana çıkarmaktadır. Ayrıca; bir şekilde yakalandıklarında karaparacılarla ilgili otosansür uygulamakta ve bunları haber yapmamaktadırlar.
Her çetenin koruyucusu olan bir siyaset adamı vardır. Bunlar, yakalanan karaparacılara kötü muamele yapılmasını önlemekte; gerektiğinde karaparacıların lehine yasalar-bazı kez af yasaları-çıkarılmasına önayak olmaktadırlar. Ayrıca; eski yıllarda TBMM ne girmiş eroin kaçakçıları da bulunmaktadır.
Özellikle gümrük alanlarında olmak üzere tüm bakanlıklardaki kandırdıkları yüksek büroklardan da yardım görmektedirler.
Karapara aklama soruşturmalarında Türkiye dış ülkelerle yeterince ilişki içinde olmamaktadır. Örneğin bir karapara incelemesi sırasında İsviçre’nin karapara inceleme ünitesinden Fransızca bir yazıyla bilgi istemiştim. Adamlar, gerekli bilgiyi göndermişler ve sürekli iletişim içinde olmayı önermişlerdi. Ama, aradan on yıl geçti; bu konuda bir gelişme olduğunu sanmıyorum.