Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '13

 
Kategori
Güncel
 

Karar günüydü - Adalet terazisinde vicdan -

Karar günüydü - Adalet terazisinde vicdan -
 

Kara-r günüydü...

Silivri'ye çıkan bütün yollar kesilmiş, olağanüstü güvenlik tedbirleri alınmıştı.  Otobanlar kapatılmış, yollar polis ve jandarmalarla çevrelenmişti. Hangi otobüs Silivri'ye gidecek hemen yolu kesiliyor didik didik aranıyordu. Sanki onlara da diğerleri gibi terörist muamelesi yapılıyordu. Seyahat özgürlüğü kısıtlanıyor diğer taraftan da özgürlük palavraları atılıyordu.

Hani siz yolları keserek, Silivri'ye giden yolların önünü tıkamış olabilirsiniz ama asıl tıkadığınız izlemiş olduğunuz intikam siyaseti ve kendi vicdanlarınızdı. Ki şayet bütün bu yaptıklarınızla hala demokrasi, özgürlük vb. söylemlerde bulunabiliyorsanız da doğru yolda ilerliyorsunuz demektir. Çünkü bu ülkede sizler kadar kimse demokrasi aşığı olamaz...

Eeee haliyle insan sevdiğini... Siz de demokrasiyi...

Kara-r günüydü...  Demokrasi artık hiç bu kadar demo'krasi olmamıştı. Hani her şeyiyle tam bağımsızdı ya yargı, artık değildi...

*Yıl 2005 özel yetkili mahkemeler kuruldu, DGM'ler yerine. Özel yetkileri, çoğunluğu iktidarın aday gösterip seçildiği üyelerden oluşan HSYK tarafından veriliyor. Hani o 12 Eylül 2010'da referandumla HSYK'nın yapısını değiştirerek ağırlaştırılmış makam araçlarının tahsis edildiği kurum...

Sonra, deniz fenerini araştıran savcılar hakkında başka savcılar dava açıyor, dosya ellerinden alınıp hepsi lav ediliyordu. Cemaati soruşturan savcıların evleri aranıyor. İnceledikleri davalar kılıfına uydurulup ellerinden alınıyordu. Bir taraftan da MİT müsteşarını bir savcı çağırdı diye jet hızıyla kişiye özel yasa çıkartılıp o hepimizin önünde eşit olduğumuz adalet, hak, hukuk kavramlarının arka bahçesinden geçiliyordu.

Sonra, Hrant Dink kararı ve Başbakan'ın oğlunun nikâh şahitliğini yapan  Nihat Ömerlioğlu'nun adı kulislerde yer aldı.  Önce iki kez Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı'na getirilmek istendi ancak 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'den kararname geri döndü. Daha sonra Yargıtay üyeliğine seçildi. Son olarak da Nihat Ömerlioğlu emekli olduktan sonra 2010 referandumuyla hayatımıza giren Ombudsmanlık yani Kamu Denetçiliği sıfatı ile TBMM'de gizli oyla seçildi ve halen görevinin başında...

Sonuç tüm bu olanları kimi kime şikâyet edeceksiniz... Tabi ki onlardan olmayanları... 

Sonra 12 Haziran 2011 yapılan seçimlerde milletvekili seçilen Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın tahliye edilmesi için oy kullanan, İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün 13 Temmuz 2011' de Bolu'ya atandı mı desem, gönderildi mi ne desem bilemedim...

Yargı bağımsız ya ama onun içindeki hâkimler, savcılar değil... Eee çünkü en nihayetinde onlar da bu devletin bir memuru, haritada gidecekleri yer çok...

Mafya babalarından tutun da Cumhuriyet bombacısına, gazetecilerden tutun da Dink'e 301'den dava açan avukata, bilim adamlarından tutun da iş adamlarına, Danıştay'a saldırandan tutun da karakolda polislerin cep telefonuna sehven Hizbullahçıların rehberi yüklenen askere, eski genelkurmay başkanından tutun da gizli terörist tanıkların içinde bulunduğu her önüne gelenin Ergenekon'la bağdaştırıldığı yıllarca süren çok sanıklı bir dava... Binlerce sayfa argüman, usul hataları, savunamama durumları, uzun tutukluluk süreleri derken karar verildi.  Tombala çeker gibi...

Şimdi siz tüm bu olanlara, bu kararlara adalet mi diyorsunuz?

Korku, baskı, sindirme ve itibarsızlaştırma politikalarından çıkan sonuca da demokrasi mi?

Sizin ülkeyi yıllardır sokmaya çalıştığınız AB bile yargıya güveni artırmak, savunma hakkının güvence altına alınması gerektiğini söylerken siz hala bağımsız bir yargıdan söz edebiliyorsanız, alın sizin olsun adaletiniz de demokrasiniz de...

Yıllardan beri tüm bu yaşananlara, bu karara Türkiye'nin demokrasi sınavı diyebiliyorsanız, bazı kişilere bazı cezalar ağır diyebiliyorsanız bu ülkenin hala tam bağımsız olmadığının şahidisinizdir. Ve size göre bu sınavdan geçmiş olan öç alma politikanızdır, Türkiye değil... Ancak Türk siyasi tarihinde ve vicdanlarda bu karar ağırlaştırılmış bir sıfır olarak kalacaktır. 

Kara-r günüydü...

Ağırlaştırılmış müebbetten de öte kim ne derse desin karar suçtan da önce hazırdı. 

Kaynak, Alıntı:

*ADALET İSTEYEN GÜVERCİNLERE -Çok Yakın Türkiye Tarihi -

http://cakmaktasi.blogspot.com/2011/03/adalet-isteyen-guvercinlere-cok.html

 
Toplam blog
: 255
: 326
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

İzmir doğumluyum. Uzun düşünceler, kısa şiirler hayatımın büyük bir bölümünü kaplar. Öyle gökkuşa..