Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '19

 
Kategori
İnançlar
 

Karar Verebilme!

Teknolojik gelişme ve yeniliklerle beraber insanların farklı ve sıradışı şeyler yapma isteği bir anda zirve yaptı. Bazıları, başına gelecekleri bilmeden kendini maceradan maceraya atıyor. Fakat sistemin işleyişi bu kadar basit değil. Sistem öyle garip bilgiler yumağı ki o sistemin oyunları içinde oyuncak olmaya başladığınız andan itibaren sizi hiç kimse kurtaramaz. Kısa bir yanılsama getiriyor. Mesela geçen gün TV'de eski bir siyasinin videosunu gördüm, diyor ki; “Ben Allah ile beraber bir yerlere gidiyordum, onun sağındaydım, sonra soluna geçtim, bana falanca yere gitme dedi."  O insanın yaşadığı hayallerin hezeyanlarına şaşkınlıkla bakıyorum. Allah, zamandan ve mekandan münezzehtir. O'nu bir nesne haline getirip bir arkadaşmış gibi bahsedebilen biri ancak akıl hastanesinde kendine yer bulabilir.  Bence bu gibi şeyleri abartmayarak kabullenmek gerekir. Bunu yaparsınız ya da yapmazsınız, bu sizin kararınıza bağlı. Bana göre, insanların sadece kendi düşünceleriyle doğruyu görecek-doğruya yönelecek kapasiteleri yoktur.

Yarını bilemiyoruz, dolayısıyla yaşamı ne kadar ANda yaşarsak daha pozitif bir yaşamımız olacaktır. Zira içimize bir kere kurt düşerse, kendimizi bu durumdan kolay kolay kurtaramayız. Çünkü aslında bu gibi durumlar genetik geçişli olabiliyor. Sabah içimde şöyle bir düşünce oluştu; "Senin RABBİN genlerindir." Çünkü gen ne yaparsa biz de onu yapıyoruz, bir nevi ona tabi olarak yaşıyoruz.

Gazetelerde böyle bir soruyla karşılaştım: Büyükannenin yumurtalarında torununun genlerinin olması, genetiğin anneden geçtiğine  bir işaret midir? diye.

Mitokondri insan bedeninin enerji santralidir ve tüm hücrelerimize enerji verir. Kalp hücresinin içeriğinin %50sini, beyin hücresinin içeriğinin %25ini mitokondri oluşturur.

Bir sürü üniversite okuyan gencimiz var, bir bakıyoruz marjinal tavırlar içerisine girmişler. Hep abartılı öyküler duymaya odaklandıkları için, adeta kendilerini kaybetmiş durumdalar. Bu tür davranışlar onları önce sigaraya, daha sonra esrara bağımlı hale getirip, o noktada işini bitiriyor. İşin aslı, bunları oluşturacak birçok sebep var. Ancak insan dediğimiz yapı, birşey yapmadan evvel daha temkinli davranıp, mantıklı düşüncelerle hareket etse daha önemli olgulara imza atabilecektir.

Dinlemeyen kaybediyor, bunu bilelim. Eğer bir insan çevresine şaşkın şaşkın bakmaktan kurtulup, etrafındaki insanların önemini de kavrıyorsa, onların fikirlerine değer verip hayatının bazı evrelerinde uygulamaya koymalı. Yorumlarında endişeye sebebiyet verici haller aramamalı. Ancak çok abartılı bulduğu durumlarda ise yanlarından süratle uzaklaşmalı. Veya ilgi alanından çıkarmalı. Bunu yaparken objektif olabilmeli, kendi kayıt ve şartlarına bağımlı kalmadan değerlendirebilmeli derim.

İşte insan beyni bu noktada bir muamma; her türlü karışık, karmaşık bilgi birikimine sahip bir varlık. Dolayısıyla bu bilgi birikimi zaman zaman bizleri yanlış yöne yöneltip gerçeği görmekten alıkoyuyor. Ancak bazı insanlar, yine de kafasının dikine gidiyor ve o noktada kaybediyor. Yaygın bir şekilde 'ben üniversite okudum, bilmem kaç dil biliyorum, kimseye danışmam, istediğimi dilediğimce yaparım' derse çok büyük bir yanılgıya düşerler. Bunun yanı sıra yabancı dil öğrenmek, gerçekleri anlamak için yeterli değildir. Çoğu yaklaşımlar mecazlarla açıklanmıştır. Fakat mecazlar gerçek değildir, adı üstünde benzetmedir. O nedenle gençliğin ve güzelliğin norm sayıldığı bu süreçlerde ‘deneyimleri’ de önemsemek gerekiyor diye düşünüyorum.

Ahmed F. Yüksel

Bodrum-Milas  26.07.2019

 facebook.com/ahmedfevzi.yuksel
instagram.com/sufafy
twitter.com/sufafy

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..