Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Karar verin; harcayalım mı harcamayalım mı?

Karar verin; harcayalım mı harcamayalım mı?
 

2008 yılında global ekonomik krizin dünyayı sardığı sırada bile bu ülke başbakanının 

‘’Bu kriz Türkiye’yi teğet geçer’’ sözüyle krize direnen ve güçlü bankacılık sistemiyle krizi en az zararla atlatan, ayakta kalan ve kısa zamanda da kriz öncesi ekonomik büyümeleri yakalayan Türkiye’de, aynı iktidarın sorumlu kişilerinin, ortada daha kriz yokken, ‘’kriz kapıda’’ veya ‘’harcamayın’’ sözleri oldukça şaşırtıcı. 

O dönemin ekonomiden sorumlu devlet bakanı Ali Babacan kriz telalığının ardından, Genel Başkan yardımcısı Bülent Gedikli’nin ‘’para harcamayın’’ yalnız bunu duyanlara değil, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a da doğru gelmemiş ki, bugün durumu düzeltmeye çalıştı durdu. Çağlayan; ‘’ne harcayın, ne harcamayın diyemeyiz’’ sözünün ardından yaptığı açıklamalar, hiç de onlar gibi kötümser ve tedirgin değildi. Aksine; 

Kredi değerlendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin cari açığı nedeniyle olası krizden büyük ölüde etkileneceğini söylemesi üzerine ‘’Fitch, yine Fitch’liğini yapmış, onlar ekonomik krizden önce, krizde darmadağın olan İrlanda’ya en yüksek notu vermişlerdi’’ sözü, kriz tellallığı yapanlarla aynı düşüncede olmadığını gösteriyor ki, aynı iktidarın sorumlularının önce kendi aralarında anlaşmalarını, spekülasayonlara meydan vermemelerini gerektiren bir mecburiyetin ortaya çıktığını gösteriyor. Bu durum ülkeyi yönetenler adına hoş bir durum olmadığı gibi finans sektöründe de çelişkiler yaratıyor, dalgalanmalara yol açıyor. 

Bakın bu haberlerden sonra İMKB negatif bir ayrışma gösterirken, endeks, sebepsiz yere -3 lerin üzerinde değer kaybına neden oldu. Bazı hisseler %10 un üzerinde değer kaybetti. Panik satışlar yapıldı. Öğleden sonraki seansta AB toplantısında, Yunanistan’ın borcunun 3 yıldan 15 yıla yayılacağı haberi ile bu kez endeks kayıplarının en az yarısını telafi etti. 

Bu durumda olan yatırımcıya oluyor. İMKB de manipülasyon yapmaktan bir sürü insan tutuklandı geçenlerde. Peki bu ne şimdi?. Yunanistan borsası bile yükselişteyken bizim borsamızın %3 lere yakın düşüp, kalkması, bu arada hisselerde yabancı payının artması nasıl bir rastlantı? Herkes dikkatli olmak zorunda. En azından böyle telkin veya kehanetlerde bulunmak için kritik AB toplantısı ve ABD nin borçlanma tavanının yükseltilmesi kararı beklenebilirdi. 

Ne tuhaf. Değil mi?. Bülent Gedikli’nin ‘’harcamayın, kriz geliyor’’ sözünü söylediği saatlerde, bir TV kanalında Roman kılığında çiçek satan ekonomi yazarı Meliha Okur’un rol yaptığı bir reklam geçiyordu. Kriz dönemlerinde çekilmiş bir reklamdı aslında o. ‘’harcayın’’ diyordu Meliha Okur reklamda. ‘’Gül dikenlerinden parçalanmış bu elden alacağını bir gül karşılığı vereceğiniz 1 lira ülkeyi hayata döndürecek, bu 1 liralar ekonomiyi canlandıracak’’ diyordu. 

Evet. İMF dahil, ekonomimizin fazla ısındığını söyleyip duruyor yerli, yabancı uzmanlar. Kriz tehdidi ve harcamayın sözleri ekonomiyi soğutma amaçlı söylenmiş olabilir ama onun yöntemleri farklı olmalı ve ekonomik sistemler içinde çözüm bulunmalıdır. ‘’Harcamayın’’ derseniz , Başbakan, şu an bulunduğu Kıbrıs’tan döner, sizi harcar. Milleti korkutarak ekonomiyi soğutmaya kalkarsanız, öyle bir soğur ki, o zaman öyle bir buz tutar ki, Ağustos sıcağı bile eritemez. 

Nasıl ki munzam karşılıkları sürekleri arttırmanın kredileri çok da fazla engellemeye çare olmadığı görüldüyse, ekonomiyi soğutmanın yolu da ‘’harcamamak’’ değil, Çağlayan’ın da önem verip, bu yolda bir takım projeler üzerinde çalışmalar yaptığını açıkladığı ithalattaki aram mallarının azaltılması, bizim otomotiv sektöründeki tabirimizle ‘’omit’’ (yerlileşme çalışmalarıdır). Meyvanın en bol ve çeşitli olduğu şu dönemde, dün markette ithal armut gördüm beyler. Bu nedir şimdi?. Tabi elma da var. Yalova’da elmalar dalları kırarken, dışardan elma, armut getirme işi bir arz-talep işiyse eğer, parası olana da bunu alma diyemezsin. Halkının %1.5 u yoksulluk, bir o kadar da açlık sınırında yaşayan bu ülkede vatandaşın, birilerinin çıkıp ‘’harcamayın’’ demesini pek de anlamaz, umursamaz. Bilirim ki bu en iyi şirketler değerlendirir, derhal işe almalar durur, işten çıkarma hazırlıkları başlar. 

Daha 1.5 ay önce, Genel seçim konuşmalarında Türkiye ekonomisinin Dünyanın en güçlü 15-16. ekonomisi olduğu anlatılırken ve seçim sonuçlarının değerlendirilmesinde uzmanlar tarafından iktidarın aldığı %50 oy, ekonomi başarısına bağlanırken, bu kriz tellallığı ve telkinleri şaşırtıcı geliyor. İnsana kandırılma hissi veriyor. Öyle olmasa bile. 

‘’Harcamayın’’ demekle olmuyor. Doksan dakika defans yapmakla gol yemekten kurtuluş olmuyor. Biri çıkıp yanlışlıkla kendi kalesine de atabiliyor!... Bir başka bakan çıkıyor, durumu toparlamaya çalışıyor. Millet hangisine inanacağını şaşırıyor. 

Karar verin aranızda, ondan sonra konuşun. 

Harcayalım mı? Harcamayalım mı?. 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..