Karbon Ayak İzi

Değişen iklimi ve yerkürenin bu değişime felaketler ile verdiği tepki günümüz insanların korkulu rüyası haline gelmeye başladı. Neredeyse her mevsim geçişlerinde dünyanın farklı köşelerinden felaket haberleri almak artık son derece normal oldu. Bu iklimsel değişikliklerin en büyük nedeninin ise sanayileşme ve insanların lüks tüketimlerinin olduğu bir gerçek.

Hal böyle olunca özellikle Avrupa Birliği'nin karbon salınımını azaltmak için otomobillere farklı vergilendirme uygulaması ve havacılık sektörüne karbon salınım kotası koymaya çalışması gibi faaliyetler ve uygulamalara her geçen gün yeni biri ekleniyor.  Fakat şunu  unutmamak lazım ki bu işin temel anahtarı toplumsal bilinçden geçiyor. Hollanda'nın gelir seviyesi bizim kat ve kat üstümüzde olsa bile tüm ülkedeki seyahatlerin %27'si ve hatta şehir merkezlerindeki seyahatlerin %59'u bisiklet ile gerçekleşiyor. Oysa bizim ülkemizde özellikle kurumsal bir firmada çalışıyor iseniz bisiklet ile işe gitmek utanç verici bile sayılabilir. Çünkü gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde araba gelir ve statünüzün bir göstergesi.

Bu durumu aşmanın yolu toplumsal bilinç ve dolayısıyla eğitimden geçiyor. Tabi burada eğitim derken okur yazar oranının %100 olmasını, her ile bir üniversite açılmasını ve nüfusun en az %20'sinin bu üniversitelere gitmesi algılamamak lazım. Eğer bu iş o kadar kolay olsa herkese bir diploma verir olayı çözerdiniz.  Malum bizim ülkemizde en çok karbon ayak izi bırakan kesim her yere uçakla seyahat eden, her bir aile üyesine ayrı ayrı araba tahsis eden, daha çok lüks tüketen bırakın bisikletle işe gidip seyahat etmeyi topluma taşıma araçlarına binmekten utanan insanların çok büyük bir kısmı gelir ve eğitim seviyesi yüksek insanlar.

Burada yapılacak en doğru şey topluma karbon ayak izi (bakınız: Karbon Ayak İzi Nedir?) kavramını, nasıl ölçüleceğini ve nasıl düşüreleceğini aksi takdirde sonuçlarının ne olacağını öğretmek olmalıdır. Dünyanın sonu aralık 2012'de gelir mi bilmem ama ehp beraber önlem almaz isek o günün takvimin hangi yaprağına denk geldiğinin çok bir önemi kalmayacak. Zaten dünyanın sonu tek günde değil uzun ve acılı bir süreçten sonra gelecektir.