Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '12

 
Kategori
Kitap
 

Kardelensin kalpte açtın

Kardelensin kalpte açtın
 

"RESİM:BİRHARF NET SİTESİNDEN ALINTI"


Vedat Fidanboy’dan güzeller güzeli bir şiir kitabı. Henüz okumadıysanız hiç durmayın derim. Fidanboy Hocam, yeni çıktığı sıralarda imzalayarak hediye etmişti kitabını. Kendimi şanslı sayıyorum Onun gibi değerli bir üstattan imzalı olarak edinebildiğim için bu şaheseri. O zaman okumuş ve şiirleri çok seven rahmetli babama götürmüştüm okuması için. Dün akşam yeniden okumaya başladım Kardelensin, Kalpte Açtın’ı ve bitiriverdim sabaha kadar. Okudukça dinginleştim, yenilendim, zenginleştim. Bir kez daha hayran kaldım dizeler arasında dolaşırken üslubuna, kelimelerin zenginliğine, şiirlerinin içinde barındırdıkları öykülere. Sonra aşkı, sevgiyi, en önemlisi de insanı anlatışına. Olumsuz görüş açısı yok denecek kadar az şiirlerinde. Şiirler arasında gezinirken su misali akıveriyor dörtlükler yanı başınızdan. İçinize tarifi imkânsız bir huzur doluveriyor. Kaç sayfayı peş peşe okuduğunuzu fark edemiyorsunuz çünkü çoktan mısraların büyüsüne kapılmış oluyorsunuz. O mısralar ki alıp da sizi nerelere, nerelere götürüyor, maziye sakladığınız hangi hislerinizi uyandırıyor yüreğinizde, bilinmez elbet. Ama her okuyanı büyüleyeceği ve farklı bir zaman diliminde hiç umulmadık bir yolculuğa çıkaracağı kesin. İşte belki de biraz bu yüzden “Kardelensin, Kalpte Açtın” isimli şiir kitabının yüreğimde uyandırdığı duyguları sizlerle de paylaşmak istedim.

2011 İLESAM ÖDÜLLERİ kapsamında şiir dalında ödüle layık görülen KARDELENSİN KALPTE AÇTIN isimli kitabın Vedat Fidanboy’a getirdiği ilk ödül değil bu ödül. Zira daha önce de ikincilik ödülü var kitabın.

Şairin beşinci kitabı olan Kardelensin Kalpte Açtın, beş ayrı bölümden oluşuyor.

Birinci bölüm “Aşk ve Sevgi Üstüne” kaleme alınmış birbirinden güzel şiirlerden oluşuyor.

KISKANIRIM BEN

Kin ile nefretten arınırım ben,

Sevgiyi ruhuma sarınırım ben,

Harun,’un malına dönüp bakmam da;

Mecnun’un aşkını kıskanırım ben…

Vedat FİDANBOY

İkinci bölüm “Gönül ‘Mabet’ ine sonrada Gönderilenler” başlığı adını taşıyor. Bu bölümde pek çok değerli şair tarafından Fidanboy Hocama ithafen yazılmış pek çok şiirle tanışma fırsatını yakalıyor okur. O değerli şairlerden Orhan Vergili tarafından yazılan akrostiş bir şiiri paylaşmadan istiyorum sizlerle.

VEDAT ABİ

Var mı yirmi birinci asırda efsane sevdalar,

Eskidenmiş o Leyla’yla Mecnun, Kerem’le Aslı’lar.

Dandini olmuş gönüller, dandini şimdi tüm aşklar,

Aldırma üzülme abi, sahte olmuş insanlar.

Tükürsen de yüzlerine yağmur yağıyor sanırlar.

Fayda etmez nasihat versen de dinlemezler seni,

İlle de adam etmek için uğraşma cahilleri,

Düzen dandini, hayat dandini, her şey dandini,

A’dan öncesini anlatmışsın ya sonrası ne ki…

Nihayetinde Z’yi de sollamışsın Vedat Abi,

Beyefendi kişiliğinle, şairliğinle örneksin.

Orhan kardeşinden en derin sevgi ve saygı sana,

Yaşamında hoşça kal, sağlıkla ve mutlulukla…

ORHAN VERGİLİ

Üçüncü bölüm “Gönül ‘Mabet’lerine Sonradan Gönderdiklerim” başlığı adı altında sunuluyor okuyucuya. Bu bölümde de Vedat Fidanboy’un pek çok şair arkadaşı için kaleme aldığı şiirleri yer alıyor.

KARDEŞİM SEVİNÇ ATAN’A DAİR

Bir dostluk ki sanma sakın sıradan,

Sevinç Atan ile aramızdaki…

Uzun ömür versin O’na Yaradan,

En güçlü şairdir sıramızdaki…

…..

Bu ne biçim sevgi, bu ne his ya-Rab,

Şi’riyle kalpleri ediyor harap,

O bir İzmir kızı, gecede mehtap,

Gündüz bir güneştir karamızdaki…

……

Sanattan aldığı o göz feriyle,

Rahmeti andıran alın teriyle,

Serbest, hece, aruz eserleriyle,

ATAN, bir yürektir şuramızdaki…

Vedat FİDANBOY

Dördüncü bölümü Atatürk’e ayırmış Şairimiz. Atamızı anlatan nadide şiirler kitabı daha da farklılaştırıyor, bir başka güzellik katıyor. Sanatı çok seven Mustafa Kemal Atatürk’e bakın nasıl seslenmiş bu dörtlükte Vedat Fidanboy.

ATATÜRK’E

Seni seven kalpte sevgi solmaz ki,

Sevgisiz ve aşksız ömür dolmaz ki,

Bu beyaz sayfalar ey yüce Atam!

Şiirsiz olur da, sensiz olmaz ki!..

Vedat FİDANBOY

Fidanboy, “Çuvaldızlar- İğnecikler” adını verdiği beşinci bölümde ise hiciv şiirleri ile çıkıyor karşınıza.

DANDİNİ -3

Taşlarım hedefi bulmuyor yazık!

Saptıranlar dandik, sapan dandini…

Enflasyon çapında kendine kazık;

Çaktıralar dandik, çakan dandini…

………….

Melek olur iblis boyar saçını,

Kolye diye takar elin haçını,

Gösterip millete dönüp kıçını,

Öptürenler dandik, öpen dandini…

…………….

Bu vatan cennettir etrafına bak,

Ona dil uzatan alçaktır alçak!

Bu canım ülkemde bir karış toprak,

Sattıranlar dandik, satan dandini…

El ele verelim batmadan gemi,

Allah’ım korusun cümle âlemi,

Okuyan kızmasın bu manzumemi,

Yazdıranlar dandik, yazan dandini…

Vedat FİDANBOY

2010 yılının Mart ayında Kültür Ajans Yayınlarından çıkan kitabın kapak tasarımı Erhan İvgin tarafından yapılmış. Arka kapak fotoğrafı ise B. Uğur Alaybey’e ait. İşte kitaba ismini veren o muhteşem şiir.

KARDELENSİN, KALPTE AÇTIN

Kardelensin kalpte açtın, kar düşerken üstüne,

Gel güzel kız gel bu mevsim, kardelen ol, aç yine!

Sonbahardan geçti gönlüm, kışta sevdim ben seni;

Gel güzel kız gel bu mevsim, kardelen ol, aç yine!

Dertli gönlüm neş’e dolsun mis kokundan saç yine!

Hak özenmiş tek yaratmış, sanmasınlar dengi var,

Kor dudaklar aşka doymaz, ah ne mâsum bengi var,

Saçta meltem, gözde sevdâ, tende leylâk rengi var,

Gel güzel kız gel bu mevsim, kardelen ol, aç yine!

Vedat FİDANBOY

Birçok şiiri çeşitli bestekârlar tarafından bestelenen Vedat Fidanboy’ un, TRT Türk Sanat Müziği repertuarında, bestelenmiş şiirleri de bulunmakta.

Şiirin, hayatındaki duruşunu bakın nasıl anlatıyor Vedat Fidanboy.

“Şiirle ortaokul ve lise yıllarında tanıştım. Âşık oldum ona. Bu aşk bugüne kadar devam etti. Ömrüm oldukça da devam edecek. Benim onu terk etmem imkânsız. İnşallah o da beni terk etmez.”

Şiir yazmak nasıl bir uğraştır sorusunu ise şöyle yanıtlıyor.

“Şiir yazmak bir iş bir uğraş değil, bana göre bir mecburiyettir. Ben bugün şu şiiri yazacağım, diyemezsiniz. Kendinizi bu konuda programlayamazsınız. Planı programı yoktur onun. Masaya oturup ya da bilgisayar karşısına geçip yazılacak şey değildir o. Nerede ne zaman yazılması gerektiğini siz değil; şiirin kendi tayin eder, kendi ayarlar. Onun sizden tek isteği, kendinizi ona adamanız hep onu anmanız onu düşünmenizdir. Neticede ona olan vefanızı karşılıksız bırakmaz; yolda belde, günün ve gecenin herhangi bir saatinde (aniden) önce bir mısra bir beyit halinde karşınıza çıkar. Daha sonra diğer mısralar için günlerce, aylarca (hâsılı süresi belli olmayan bir zaman dilimi içinde) peşinden koşturup durur sizi. Sizi yazmaya, yazılmaya mecbur eder. İhmal edip yazmazsanız eğer, nazlıdır küsüp gider. Bir daha da uğramaz semtinize.”

Kendinizi en iyi ifade ettiğini düşündüğünüz şiiriniz hangisidir, sorusuna verdiği cevap ise ne kadar da mütevazı.

“Kendimi ifade edebildiğim şiirimi henüz yazamadım. İşte onu yazabilmek için hiç durmadan gece gündüz uğraşıp duruyorum. Şunu samimiyetle söylüyorum; nasıl ki bir anne istediği güzellikte bir bebek doğurmak isteyip de doğuramazsa, ben de tıpkı o anne gibiyim. Her biri canlarım, duygularımdan bir parça oldukları halde, “mükemmel diyebileceğim” beğendiğim tek bir şiirim yok. Hepsinde eksikliklerim olduğunu görüyorum. Bu da bana büyük acı veriyor. Bir şiirimi yayınlamış olmam, o şiiri beğendiğim anlamına gelmesin sakın. İnşallah ölmeden önce beğendiğim bir şiir yazarım da, gözüm arkada kalmaz.”

“Yirmi Dokuz Harfin Kudretine Bak” isimli şiirinin bir kıtasında;

Örneğin “a, ş, k”, AŞK eder hemen,

Yaz gör “ k, ö, ş, k”, KÖŞK eder hemen,

Topla “ m+e+ş+k” yı, MEŞK eder hemen,

Yirmi dokuz harfin kudretine bak…”

Dese de üstat öyle kolay değildir harfleri yan yana getirip kelimelere erişmek, kelimelerden cümlelere varmak, dizeleri oluşturmak, yüreklerde böylesine yer edinmek.

Ve yine “Şiirlerime Yorum” isimli şiirinde,

“Tezgâhında şiir dokuyanlara,

Ne mutlu onları okuyanlara,

Bırak dost kalsın ak ile kara,

Şiirime yorum yazmayın dostlar…”

Diye seslense de Fidanboy Hocam… Bu kitabı okuyup da yüreğim sel olup aktığında, gönlüm şelaleler gibi çağıldadığında, güzelliklerle dolu yemyeşil bir ormanda rengârenk çiçek açan şiirlerinin arasında dolaştığımda, ilham perileri kapımı çalmaya başladığında… Nasıl yazmam, nasıl?

Sibel UNUR ÖZDEMİR

 


 

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..