Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Kardeş Kıskançlığı I

Kardeş Kıskançlığı I
 

www.ucanbalon.com.tr


Kıskançlık, insanoğlunun en doğal, en evrensel duygularından biridir.Doğal ve evrensel olan kıskançlık duygusu her evde ve her yaşta görülebileceği gibi, İnsanlığın ilk dönemlerine kadar indirgenebilir.Hz. Ademin çocukları Habil ve Kabil’in, babalarının sevgilerini paylaşamamaları, iki kardeş arasındaki baba sevgisinin rekabete dönüşmesi ve Habil’in öldürülmesi ile sonlanması, kutsal kitaplara trajik bir hikaye olarak girmiştir. Hz Yusuf'un kardeşleri tarafından kuyuya atılması da kutsal kitaplardaki kardeş kıskançlığına örnek teşkil eden kıssalardan biridir. Kıskançlık ailede, okulda , kampta, iş yerinde yani yaşamın bir çok alanında yaşanabilir.

Bir çocuğun annesini kardeşinden kıskanması ile iki gencin aynı kıza tutulması ve birinin diğerine göre kendisini şanslı veya şanssız hissetmesi gibi bir benzerlik söz konusudur.Ortada paylaşılamayan ve kardeşler arasında rekabete dönüşen bir sevginin varlığı söz konusudur.

Bunun doğal sonucu olarak kardeşler arasında çatışma yaşanır. Anne- baba çocuklarına karşı sevgilerini bölüşmede ve onlara karşı tutumlarında adil davranmadıkları takdirde evde sürekli bir kaosun yaşanması kaçınılmazdır.

Çocuğun kardeşini kıskanmaya başlaması davetsiz misafirin anne karnına girmesini öğrenmesinden itibaren başlar. Ailede artık yeni bir ilgi odağı vardır. Çocuk, henüz hiç görmediği ve başkalarının da görmemiş olduğu bu görünmez varlığın anne- babasının sevgisini nasıl kazanmış olabileceği konusunda kafası karışıktır.

Kendisi varken, neden bir başka bebeğe ihtiyaç duyulmuştur? Yalnız başına onlara yetmiyor mu?Bebek dışarı çıktığında onu eskisi gibi sevecekler mi? Gibi sorular kafasını kurcalar durur.Çocuk, bu ve benzeri sorularının cevaplarını sağlıklı bir şekilde bulamadığı zaman, bu süreç çocuğun sonraki yaşamını da etkileyecek derin izler bırakır ve bir takım davranış bozukluklarının temeli atılmış olur.

Annenin gebeliğinin son aylarında ağırlaşması ile isteksiz ve yorgun oluşu, onu eskisi gibi kucağına alamayışı çocukta sevilmediği duygusuna neden olur

Annenin doğum yapmak üzere hastaneye yatması ile çocuk, artık kendisinin terk edilmiş olduğunu kabullenmiş olur ve korktuğu başına gelmiştir.

Bu olumsuz duyguları daha da pekiştiren çocuğun dünyaya gelmesi ile aile ve çevrenin kardeşe karşı sergilemiş olduğu tutum ve davranışlardır.Herkes mutlu ve heyecanlıdır, yeni bir yatak hazırlanmış -belki de kendi bebekliğinin yatağıdır-kutlamalar başlamıştır.Eş- dostun getirdiği hediyelerin hepsi bu yeni bireyin yatağının sağına soluna özenle bırakılmaktadır veya bebeğin omzuna, yakasına süslü şeyler takılmaktadır.Yani çevredeki herkes rakibinin mutlu olması için ona karşı işbirliği içindedir ve adeta bir seferberlik ilan edilmiştir.

Hiç kimse onun yaşadığı kötü duyguların farkında olmadığı gibi üstelik

Yeni kardeşini sevdin mi?, Kardeşin olduğu için çok seviniyorsun değil mi? Bak ne kadar tatlı değil mi?Türü sorularla onu iki yüzlü davranmaya itecek soruların cevaplarını kendisinden beklerler ki, bu onun için hiçte adil bir durum değildir.

Kardeşin cinsiyeti kıskançlığı derecesini etkileyebilir. Özellikle anne olmaya özenen küçük kızlar yeni kardeşin gelişinden heyecan duyar.Bebekleri ile oynamayı seven kız çocukları için eve gerçek bir bebeğin gelmesi büyük bir zevktir.Kendisinin erkek, kardeşinin kız olması durumunda fazla endişe etmesinin yersiz olduğunu düşünür .Hem karşı cinse olan merakını da giderme fırsatı doğmuştur.Hatta daha çok sevildiğini düşünür.Fakat kardeşin erkek olması durumunda ise kendisine bir oyun arkadaşı gelmiş gibi görülse de bu onun sevilmediğinin açık delilidir.Anne -baba ona resmen bir rakip getirmişlerdir.Duygularını açığa vurmayı bir süre ertelese de “Bebeği sevdik artık, geldiği yere gitsin!” türü tepkilerle ortalığı yoklar.Rakip varlığın kalıcı olduğunu görünce de, annenin kucağına yatıp meme emmeye çalışma, altına kaçırma, annesinin yemeğini yedirmesini isteme gibi yaşından beklenmedik davranışlar sergiler, kıskançlık belirtileri iyice gün ışığına çıkar.Yani rakibine öykünerek annesinin sevgisi ve ilgisini tamamen kendisine yönelmesini ister.Bilinçli bir şekilde bebeği itip kakmalar başlar.Tepkilerle karşılaşınca da iyice huysuzlaşır bir takım aşırılıklara kaçmaya başlar.

Kardeşler arası kıskançlığa yol açan önemli etkenlerden biri de kardeşler arasındaki yaş farkı ve ebeveynlerin bebeğin doğumu ile çocuklarına karşı tutumlarında meydana gelen olumlu veya olumsuz değişiklerle ilintilidir.Henüz bir buçuk yaşında olan bir çocuğun annesini kardeşiyle paylaşmasının güç olduğunu anlayışla karşılamak gerekir.

Fakat yaş farkı beş ve üzerinde olanlar zamanlarını okul , park vs gibi ev dışında geçirme şansına sahip olduklarından kıskanma krizleri daha az olacaktır.Ancak onun evden fiziksel olarak uzaklaşması, aklının ve kıskançlık duygularının evden uzaklaştığı anlamına gelmez.

Peki insanlık tarihi kadar eski, evrensel ve doğal bir duygu olan kıskançlık duygusu karşısında çocukların daha az zarar görmeleri için nasıl bir yöntem izlenmelidir?

Not:Devamı diğer bloglarda(Yararlanılan kaynaklar: Atalay Yörükoğlu, Dr. Lee Salk)

 
Toplam blog
: 49
: 1026
Kayıt tarihi
: 04.11.07
 
 

On beş yıllık eğitimciyim. Halen bir devlet kurumunda öğretmenlik yapıyorum. Dünyanın en zor ama en ..