Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '10

 
Kategori
Sinema
 

Kardeş

Kardeş
 

otouto(kardeş)


Ülkemizde şimdilerde Japon filimleri izlemek ne denli olanaklı bilmiyorum. Samurai, geyşa, şogun karakterli filimleri anımsıyorum geçmişten.

Televizyon izlerim genellikle filimleri. Ama büyük ekranda izlemek daha bir farklı. Bir filim gösterime girdi yakınlarda. Baş rolde hanım Yoshinaga Sayuri. Değerli sanatçılardan biri. Kardeş rolü ise yine çok yönlü ünlü bir sanatçı Tsurube.

Abla her zaman kardeşini gözlemiş küçükken. Evlenip başka şehirde yaşarken bile zor anlarında yetişmiş. Eşini genç yaşta yitirince onun işini devam ettirmiş. Küçük bir eczane. Kardeşi ile son karşılaşması kocasının ölüm yıldönümü sırasında olur. İçki içip ortalığı karıştırması tek yavrusu kızını bile etkilemiş. Ama et tırnaktan ayrılmaz derler ya...Hala düşünür kadeşini.

Kızı bir doktorla evlenecektir. Diğer akrabaların karşı çıkmasına rağmen davetiye yollar ancak davetiye sahibi bulunamadı diye geri gelir.

Osaka'da yaşayan kardeş bir başka yakınndan öğrenir ve alelacele gelir düğün salonuna. Koharu ürker dayısı yine ortalığı karıştıracak diye. İçki içmeyeceğim diye söz veren dayı gizlice içer de içer. Düğün salonunda eline mikrofonu alan dayı şarkı söyler ve konuşur. Yersiz davranışları davetlileri ve damadın elit ailesini kızdırır. Koharu üzgündür.

Olup bitenler ve evlilik sonrası sorunları körükler ve Koharu ayrılıp ve döner. Bir gün dayısı evlerıne gelince tüm nefretiyle onu kovar. Adını koyan dayısını bir daha görmek istemez. Dayı çıkar gider.

Annesinin işine yardım eder Koharu. Bu arada çocukluk arkadaşı ile arasında duygulu bir arkadaşlık başlar. Abla bu arada kardeşinin borcunu bile öder.

Yaşam telaşı içinde abla kardeşinin evden ayrıldığı günü unutamaz. Sağlık durumunu endişe eder. Bir gün kardeşi ile ilgili haber gelir. Kardeşi onulmaz bir hastalığa yakalanmış ve son günlerini yaşamaktadır. Görmeğe giderken kızı karşı çıkar. Anne babasının sözünü hatırlatır. Herkesin hor gördüğü dayıya isim seçme görevinin verilmesinde bir sakınca olmadığını söylediğini açıklar.

Gönüllü bir hospice (son günlerini rahat yaşayamaları için gerekli ortamın sağlandığı yer) de kalan kardeşini görmeğe giden abla onu bırakamaz yalnız. Bir süre orada kalır. Oradaki gönüllü çalışanların gayreti onu çok duygulandırır. Kardeşi hangi gün öleceğini rüyasında gördüğünü söyler. Abla başında bekler. "Abla ben gece uyurken kendimi kötü hissedip uyanıyorum, korkuyorum o zaman." deyince abla bir kurdele bağlar kendi ve onun bileğine." Uyanınca konuşmak istersen elini oynat ben uyanırım." der. Gece yarısı abla bileğindeki kurdelenin çekildiğini hisseder. Ona hep zor anlar yaşatan kardeşi son gayreti ile konuşmaya çalışır. Ama hırıltıdan başka bir ses çıkmaz. Kızı ve yeni damat adayı son ana yetişirler. Dayı " Koharu, ben yiğenin geldim." der. Dayı zafer işareti yapar son nefesini verirken.

Filim bittiğinde gözyaşlarımı tutamadım. Hepimizin yaşamında benzer olaylar yaşanıyor diye düşündüm. Bizleri utandırdığını düşündüğümüz yakınlarımız hiç mi yok? Ya da olmadı. Ama onlarda can . Hem kusursuz olan insan hiç mi yok?.

Insanları olduğu gibi kabul edip iyi ilişkiler kurup yaşamak en güzeli. Başarmak belki zor. Ama son düşünülünce insanların birbirini kırmasının yersiz olduğunu bir kez daha gördüm ve hissettim bu filimde ....

 
Toplam blog
: 397
: 1111
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1955 Niğde doğumluyum. Ancak Japonya'ya gelene kadar yaşantımın büyük bir bölümü Ankara'da geçti. Ka..