Kargalar Gülerken, Biz İnanalım mı?

15 Temmuz darbesinden Amerika’nın haberdar olmamasına. Çünkü hemen herkes bilir ki Türklerin dünyada en zor gittikleri iki vardır. Bunlardan birincisi, İngiltere ise ikincisi Amerika’dır veya eşit derecededir. Amerika’ya gitmek için annesinin kızlık soyadı yetmez, tapular, nereye neden gittiği özenle araştırılır ve 11 Eylül’den sonra bu oldukça zordur. TAİ’de çalışan bir mühendis darbenin ertesi günü elini kolunu sallayarak ABD’ye gidiyor. Kimse vize falan sormuyor. Elini kolunu sallayarak pat diye şehirlerarası yolculuk yaparmışçasına ABD’ye gidiveriyor. İnanması güç…

Türkiye’nin Avrupa Birliğine alınacağına. Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan birliğidir. Türklerin iyi niyetine rağmen aslında Avrupalılar Türklere bakış açısı hala yüzyıllar öncesinin bakışıdır ve taktik olarak doğuya olası, Çin, Rusya, Hindistan ve İran arasında oluşacak bir koalisyona katılmasını kapıda tutarak önlemiş oluyor. Bunu da yaparken, Türkiye’de montajcı sanayiciler ve onların oluşturdukları konsorsiyum, sivil toplum örgütleri veya siyasi partiler aracılığıyla yapıyorlar. Türkiye Avrupa’nın açık pazarıdır ve istediğini sattığı, kendi sanayisini geliştirmesinin önündeki en büyük engeldir…

Nato herhangi bir krizde Türkiye’ye yardım eder? Etmez, çünkü Nato Türkiye’nin korunması için değil, Nato Türk ordusunun bağımsız karar almasını engellemek üzere kurulmuştur. Türkiye Nato’ya girdikten sonra ordusu Avrupa’nın ekonomik ve karar alma süreçlerini denetim altında tutmaktadır. 1923 -1950 arası ordu milli bir orduyken, Türkiye Nato’ya girdikten sonra onar yıllık sürelerle yönetime el koyan ve arkasında daima Nato ve ABD’nin olduğu günümüzde artık sır değildir…

Türkiye’deki Nato askeri üsleri Türkiye’yi korumak için kurulmuştur. Koca bir yalan çünkü Türkiye’yi yıkıcı faaliyetler bu üstlerden organize edilmiştir. En son 15 Temmuz’da İncirlik askeri üssünün ne faaliyetlerde görev aldığı açıkça görüldü. Fetö’nün İzmir’de üslenmesinde Nato üssünün önemi göz ardı edilmektedir…

Amerika'yı Müslümanlaştırmak üzere Amerika'ya gönderilen din alimleri ve gruplar;

Doğrusu 1825 yılından başlamak üzere akın, akın gelen Ameikan Board, İngiliz Board'a bağlı misyonerler öncelikle eğitim kurumları açarak başta Beyrut ve Güneydoğu Anadolu bölgesine sokuldular, çok kısa zamanda tüm Osmanlı Coğrafyasına yayıldılar.

Türkiye’nin anlı şanlı profesörleri bin bir zorlukla ABD’ye giderken, Irak’ta yakın zamanda milyonlarca Müslüman’ın kanında elleri olan Amerika bir İslam âlimini ülkesine neden kabul etsin. Kaldı ki, adam âlim değil vaiz. Bu yalana yıllardır inanan cahiller veya inanıyormuş gibi yapanlar, Lawrence ve onun gibilere ve Türk yakın tarihine dair hiçbir şey bilmiyor olmalılar! Son tahlilde ne yaptığı görüldü. Kaplancıların yıllarca Almanya’da üslenip, Türkiye’yi yıkmak için Alman devleti ve dolayısıyla Amerika tarafından desteklenmiştir. Biri amatör, diğeri profesyonel…

Kargalar güler. Güler de çok şeye güler. Mantığı olan, mantığını kullanan kişiler basit matematiksel denklemelerle dahi çözülmesi gereken problemleri mantığı devreden çıkarıp, masal dinler gibi; devlere, anka kuşlarına inandıkları gibi inanmaya devam ederlerse farklı sonuçlara varıp komik veya acınası duruma düşenlere güler. Gülmeliler de. Su aşağı akar. Yağmur yere düşer.  Böyle binlerce yüz binlerce fizik kimya doğa olayı ve kuralı var. Bu kuralları görmezden gelip, komik duruma düşenlere gülerler. Kargalar bile…