Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '15

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Karın kasları ve hayat

Karın kasları ve hayat
 

Bazen hayatımızda aşağı yukarı benzer olaylarla karşılaşırız. Bu bir tesadüf müdür? Yoksa benzer düşüncelere sahip benzer kişiler ile görüştüğümüz için mi benzer olaylar yaşarız? Ya da bunu günümüzde bu tarz olaylara açıklamak için kullandığımız "çekim yasası" terimiyle açıklamak mümkün müdür?  
 
Bu hafta yine tesadüflerle dolu bir hafta oldu benim için. Gerek özel gerekse grup derslerimde tüm öğrencilerin ortak bir isteği vardı. Karın kaslarını güçlendirmek. Tesadüf müydü? Yoksa karın bölgesini yöneten duygularda mı bir sorun yaşamaktaydık? Tüm öğrenciler aynı duyguları hissediyor ve o nedenle karın kaslarını güçlendirmeyi istiyor olabilir miydi? 
 
Karın bölgesi ne ile ilişkiliydi? Yoga felsefesine göre, "manipura" (karın) çakrası, göbek deliğinin arkasında bulunmakta ve kelime anlamıyla mücevher, cevher anlamındaydı. Bu çakra, kendine güven, azim ve kararlılıkla ilişkiliydi. "Manipura" çakra, psikolojik durumumuzla yakından ilgiliydi. Psikolojik sorunlar hissettiğimizde, mide ve hazım sorunları yaşayabilirdik. Korktuğumuzda, heyecanlandığımızda ya da stresli olduğumuzda, karnımız ağrıyabilir ya da mide sorunlarıyla karşılaşabilirdik.  
 
Karın çakrası iyi çalıştığında, kişi enerji dolu ve amaçlarını gerçekleştirebilen biri oluyordu. Maymun iştahlı değil, aksine amaçlarını yerine getirebilecek iradeye sahip oluyordu. Bu çakra güçsüz olduğunda, kişi düşüncelerini gerçekleştirme enerjisinden yoksun, hayatın kendine sunduklarından mutlu olmayan ve hayal kırıklığı hisseden öfkeli biri haline gelebiliyordu. Manipura çakra güçsüzse, fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak özümseme ve hazmetme sorunları yaşayabiliyorduk.  
 
Peki neden tüm öğrenciler karın odaklı bir ders istiyordu? Merkezleriyle bağlantılarını kaybetmiş, hayatlarına kararlılık ve azimle devam edemiyor ve hazmetme sorunları yaşıyor olabilirler miydi? 
 
Derslerin başından sonuna kadar karın kaslarını güçlendirmek için çalıştık. "Vinyasa"lara (akış) başlamadan önce dört ayak üzerinde denge çalışmalarıyla karın kaslarını ısıtmıştık. Ayağa kalktıktan sonra "surya namaskara" (güneşe selam) serilerinin arasına "phalakasana" (sopa duruşu) varyasyonları ve "utkatasana" (sandalye) varyasyonları ekleyerek karın kaslarını güçlendirmeye devam etmiştik. 
 
Bedeni iyice ısıttıktan sonra yere oturup "navasana" (sandal duruşu) varyasyonları, "supta konasana" (yerde açı duruşu) varyasyonları yaptık. Zirve duruşuna hazırlık olarak "ardha purvottanasana"da (ters masa) beş nefes beklemiş ve biraz dinlendikten sonra tekrar bu duruşa geçmiştik. Önce sağ bacağı yere paralel hale getirip nefes alıp verirken beş kere yukarı kaldırıp öteki diz hizasına kadar indirmiştik. Zirve duruşumuz ise "purvottanasana" (ters sopa duruşu) idi.  
 
Zirve duruşu sonrasında bedeni "paschimottanasana" (yerde öne eğilme), "parivrtta janu sirsasana" (baş dize duruşunda burgu) ve "jathara parivartanasana" (karından burgu) ile sonlandırmıştık.  
 
Öğrenciler uzun bir "savasana" (derin gevşeme ve dinlenme pozisyonu) ile dinlenirken ben de dersin bana neler kattığını düşündüm. Karın kaslarını güçlendirmeyi seviyordum. Her zaman derim: "Güçlü karın, güçlü omurga ve güçlü beden" diye... Karın kaslarımız ne kadar güçlüyse hayattaki duruşumuz da o kadar güçlü olur. Peki sadece bu muydu dersin sonunda hissettiklerim? Bu hafta tüm öğrencilerin karın kaslarını çalışmak istemesi tesadüf müydü yoksa onları karın kaslarını güçlendirmeye sevk eden başka bir neden mi vardı? Acaba öğrencilerin tümü merkezleriyle bağlantılarını mı kaybetmişlerdi ve bu bağlantıyı tekrar kurmaya mı çalışıyorlardı? Ya da öğrenciler içlerindeki "cevher"i mi kaybetmişlerdi yani herkes içindeki gücü unutmuş ya da aslında ne kadar güçlü olduklarının farkında mı değillerdi?  
 
Peki ya kendine güven, azim ve kararlılık? Güven duygusu? Hayata ve çevremize güvenle bakmak? Azimle bir şeyleri başarabilmek? Başladığımız işleri kararlılıkla devam ettirmek ve sonlardırmak? Ya da her şeyden önemlisi, yaşadıklarımızı hazmedemiyor muyduk? Belki sadece biri ya da birkaçı ya da hepsi... Ne olursa olsun, öğrenciler merkezleriyle bağlantılarını kaybetmiş ve bu bağlantıyı tekrar kurmaya ihtiyaç duyuyorlardı. Ne kadar güçlü karın kaslarına sahipsek, hayattaki duruşumuz da o kadar güçlü ve sağlam oluyordu. İşte o yüzden daima merkezimizle, "cevher"imizle bağlantıyı güçlü ve sağlam tutmalıydık. Evet galiba derslerden bana düşen de buydu.  
 
 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..