- Kategori
- Gündelik Yaşam
Karıncanın azmi
İnternetten alıntı
Balkonda ölmüş bir kelebek vardı. Karınca bulmuş, yuvasına götürüyordu ölmüş kelebeği. Tek bir karınca, kanadından tutmuş sürüklüyordu.
Tek başına kolay götürüyor gibiydi. Ama rüzgar işini zorlaştırıyordu. Kat ettiği yoldan daha fazlası gerisin geri. Her şeye yeniden başla.
Üç defa başa döndü yolculuğunun. Direndi, vazgeçmedi. Nihayet rüzgar esmiyor şimdi. Zafere koşuyor adeta. Yükü ağır, inancı güçlü ve hayatı için kararlı.
Karıncanın azmi örnek olmalı bize. Bir amacı var bu hayatında. Tek bildiği bu. Karşısına çıkan engeller ne olursa olsun o, amacı doğrultusunda yol alacak. Ama bu dosdoğru, düz bir çizgi değil. Yoluna aşamayacağı bir engel çıkınca yönünü değiştiriveriyor hiç tereddüt etmeden.
Bizim işimiz daha zor. Acaba kaçımız biliyoruz varoluş amacımızı. Bu hayattaki misyonumuzu. Bunu bilmeden yol alıyorsak, tıpkı rotası belirsiz bir yelkenli gibi rüzgara teslim oluyoruz bir o yöne bir bu yöne.
Peki, biliyorsak ya da bildiğimizi düşünerek yol alıyorsak ve karşımıza çıkan ilk engelde vazgeçiyorsak, geri dönüyorsak…
Veyahut karşımıza çıkan engelleri mücadele edip geçiyorsak ve her türlü engele rağmen hırsımıza hırs katıp yolumuzdan dönmüyorsak, ölüm kalım mücadelesine dönüştürüyorsak yolculuğu…
Karınca bize bir şey öğretiyor. O kelebeği, mücadele edip yuvasına götürmeye çalışıyor. Rüzgar şiddetli olsa, savursa onu ve yiyeceğini bambaşka yerlere. Bulunduğu yerden devam edecek hayatına ve amacını gerçekleştirmek için başka yiyecek bulmaya.
Tek başına kolay götürüyor gibiydi. Ama rüzgar işini zorlaştırıyordu. Kat ettiği yoldan daha fazlası gerisin geri. Her şeye yeniden başla.
Üç defa başa döndü yolculuğunun. Direndi, vazgeçmedi. Nihayet rüzgar esmiyor şimdi. Zafere koşuyor adeta. Yükü ağır, inancı güçlü ve hayatı için kararlı.
Karıncanın azmi örnek olmalı bize. Bir amacı var bu hayatında. Tek bildiği bu. Karşısına çıkan engeller ne olursa olsun o, amacı doğrultusunda yol alacak. Ama bu dosdoğru, düz bir çizgi değil. Yoluna aşamayacağı bir engel çıkınca yönünü değiştiriveriyor hiç tereddüt etmeden.
Bizim işimiz daha zor. Acaba kaçımız biliyoruz varoluş amacımızı. Bu hayattaki misyonumuzu. Bunu bilmeden yol alıyorsak, tıpkı rotası belirsiz bir yelkenli gibi rüzgara teslim oluyoruz bir o yöne bir bu yöne.
Peki, biliyorsak ya da bildiğimizi düşünerek yol alıyorsak ve karşımıza çıkan ilk engelde vazgeçiyorsak, geri dönüyorsak…
Veyahut karşımıza çıkan engelleri mücadele edip geçiyorsak ve her türlü engele rağmen hırsımıza hırs katıp yolumuzdan dönmüyorsak, ölüm kalım mücadelesine dönüştürüyorsak yolculuğu…
Karınca bize bir şey öğretiyor. O kelebeği, mücadele edip yuvasına götürmeye çalışıyor. Rüzgar şiddetli olsa, savursa onu ve yiyeceğini bambaşka yerlere. Bulunduğu yerden devam edecek hayatına ve amacını gerçekleştirmek için başka yiyecek bulmaya.