Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '09

 
Kategori
Mizah
 

Karışık fıkralar

Karışık fıkralar
 

Geniş aile'nin Ulvi'si :)))


1 - Dünyanın en büyük hayvanı sanırım dinozorlardan sonra zürafalardır :)) Heybetli boyları , nba oyuncuları gibi cüsseleriyle ormanların Hidayet'i , Okur'u , Kutluay'ıdırlar. Hani derler ya uzun boylu insanlara , " yuh be zürafa gibi boy var" . Ya da " Deve kıçı mı yağlıycan ne bu boy ? " da derler hani :))) . Durun aklıma zürafalarla alakalı bir fıkra geldi.

" CIA ve MİT hangi istihbarat örgütünün daha iyi olduğu konusunda bahse girmişler. kurallar belirlenmiş. ormana bi zürafa salınacak, saklanması için iki gün süre verilecek , bu sürenin sonunda zürafayı en kısa sürede bulup yakalayan taraf bahsi kazanmış olacak.

herşey hazırlanır, zürafa ormana bırakılır, iki gün sonra önce cia ajanları aramaya başlar. uydu fotoğrafları, termal kameralar, ormandaki ajanlar vs vs derken iki saat içinde zürafa elleri kolları bağlı , paket şeklinde tutuklanarak getirilir.

sıra mit'e gelmiştir. zürafa tekrar ormana bırakılır, iki gün sonra mit ajanları aramaya başlarlar. bir sat geçer, iki saat geçer, beş saat geçer ses yok. bir gün olur ses yok. ikinci günün sonunda karga tulumba vaziyette ağzı gözü patlamış, kafası kolu kırılmış, hertarafı mosmor bir fil jürinin karşısına getirilir.
"işte zürafayı yakaladık" der mit ajanı.
jüri şaşırır.
"bunun neresi zürafa yahu, basbayağı fil bu" der.
fil bunu duyar duymaz ağlamaya başlar ve.
"abi ne alakası var ne fili , anam avradım olsun zürafayım ben" demiş.

2 - Maymunları bilirsiniz. Hayvanların içinde en çakallarından biridir. Uyanık , hırsızlığı çabuk kapan ( bazı filmlerde gördüğüm kadarıyla ) , insanları hareketleriyle çok güldüren şerefsizin biridir işte :) Bu Maymun hayvanları Muz'u çok severler. Bir de çiğdem çitletmeyi pek iyi yaparlar.. Bakalım maymunlarla alakalı fıkramız nasılmış :

" Maymun kurmus çilingir sofrasini ormanin orta yerine, kulhanbeyligi yapiyor.

O sirada zurafa ordan geciyormus, sormus:

- "Vay maymun Kardes, nasilsin?"
- "İyiyim be anam, iciyorum iciyorum aslani dovuyorum."

Zürafa tirsmis ve uzaklasmis. Derken Zebra gecmis, o da sormus:

- "Selam maymun abi, ne var ne yok?"
- "N'olsun be gulum hep ayni; iciyorum iciyorum aslani marizliyorum."

Zebra da uzaklasmis ordan. Bu kez kostebek, gecerken sormus:

- "Maymun ya naber?"
- "Iyilik kocum iciyorum iciyorum Allah ne verdiyse girisiyorum aslana!"

Kostebek de sivismis.

Ancak boyle boyle derken, olanlar aslanin kulagina gitmis ve aslan o tarafa dogru yola koyulmus. Cikmis maymunun karsisina:

- "Eee anlat bakalim maymun efendi, ne var ne yok?"

Maymun hemen kendine ceki duzen vererek yanitlamis:

- "N'olsun be abi, içiyorum içiyorum abuk subuk konusuyorum."


3 - Kimimiz hayvanları severiz kimimiz sevmeyiz ne yazık ki. Kimimiz de severiz ama hoşlanmadığımız hayvan türleri vardır. Bu hayvanlar köpeklerle asla anlaşamazlar. Sürekli sürtüşme ve kavga halindenirler. Hani hep derler ya sürekli tartışan insanlar için " ya kavga etmeyin artık kedi köpek gibisiniz be ! " diye. İşte sorunun yanıtını bulduk. Kediler. " Kediler insanların en yakın dostudurlar " tezinin kahraman hayvanlarıdırlar. Kedilerle alakalı bir fıkram da var çok güleceksiniz.

A )

" Adam, karısının kedisinden nefret etmektedir. Kadın evde
yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı.. Eve
geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl
uyuyor..

Ertesi hafta daha uzağa bırakır.. Geri gelir bizimki gene kanepenin
üzerinde!..

Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene evde!..

En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider.. Akşam
evin telefonu çalar.. Karısı telefonu açar. Karşısında kocası.

"Alo? sevgilim kedi evde mi?"

"Evdeee.."

"Versene şu lavuğu bana yolu tarif etsin.."


B )

Kedinin biri Tanrı’dan bir günlüğüne sahibinin yerine geçmek istemiş. Tanrı kedinin isteğini kabul etmiş. Kedi sabah uyandığında kendini evin erkeği olarak yatakta bulmuş ve günü insan olarak yaşamaya başlamış. Akşam olduğunda Tanrı kediyi çağırmış. “Ee günün nasıl geçti? İnsan olmak hoşuna gitti mi?” diye sormuş. Kedi yüzünü buruşturup başlamış anlatmaya “Sabah tam kalkıp hazırlanacaktım ki bir el bir yanlarıma uzanıp şimdi olmaz dedi. Bir baktım biri zorla bana bir şeyler yaptırıyor. Oysa biz istediğimizde olur böyle şeyler. Sonra aynanın karşısında bir bıçakla hiç gereği yokken elimi yüzümü kestim. Bu da yetmezmiş gibi otobüste yer olmadığı için yarım saat ayakta kaldım. Oysa kedi olsa idim bir yerlere sığışabilirdim. Sonra işyerinde patronum beni azarladı. Ama hiçbir şey yapamadım. Kedi olsa idi tırmığım ile haddini bildirirdim. Öğle yemeğinde ise haşlanmış sebze vardı. Tuvalete girmek için dakikalarca bekledim. Halbuki köşede işimi hemen halledebilirdim.” demiş. Tanrı şaşırmış. “Pekiyi hiç beğendiğin bir şey olmadı mı?” demiş. Kedi kötü kötü gülmeye başlamış. “Olmaz mı” demiş ve devam etmiş “Komşunun köpeğini alıp arabaya attığım gibi kentin öteki ucuna götürüp bıraktım.”

c )

Ruhsal rahatsızlık geçirdiğini düşünen bir kedi, piskolog bir kediye gitmeye karar vermiş. Kanepeye uzanmış ve "Bugünlerde garip rüyalar görüyorum." demiş. Psikolog kedi "Ne gibi?" diye sormuş. "Hep aynı rüyayı görüp duruyorum. Rüyamda köpek olup havlıyorum." demiş. Psikolog kedi "Çocukluğunuzda bir köpek saldırısına uğradınız mı hiç?" diye sormuş. Hasta kedi "Hayır!" diye yanıtlamış. Bu kez psikolog kedi "Pekiyi bir köpekle aynı evi mi paylaşıyor musunuz?" diye sormuş. Hasta kedi yine "Hayır!" demiş. Piskolog kedi bunun üzerine hasta kediye yaklaşmış ve hasta kediden yüzüne doğru üflemesini istemiş. Hasta kedi denileni yapmış. Psikolog kedi havayı uzun uzun koklamış ve başını sallamaya başlamış. Hasta kedi "Hastalığımın nedeni nedir? Çok mu kötü?" diye sormuş. Psikolog kedi "Hayır! Nedeni çok basit. Artık köpek maması yemeye son vermelisiniz." demiş.

5 - Kedi medi dedik de köpeklere yerimiz yok mu sandınız ? Nankör olarak bilinen kedilerin ağa babalarıdırlar köpekler. Sadıklık deyince köpekten ötesini tanımam.

Buyukce bir kopek agzinda bir torbayla kasap dukkanina girer. Agzindaki torbayi yere birakir, kasabin karsisina oturup bekler.
-"Bu da nesi" der kasap diger musterilerine bakarak.
-"Herhalde et alacak" der birisi.
Kopek de tasdik eder :
-"hav"
-"Nasil et istiyorsun bakalim, kiyma, kusbasi, biftek?"
-"Hav" diye keser kopek kasabin sozunu.
-"Peki ne kadar?, bir kilo, iki kilo?"
Tekrar
-"hav" sesi duyulur.
Sasiran kasap siparisi sarar ve torbaya yerlestirirken, etin parasinin da torbada oldugunu gorur.Kopek dukkani terk ederken kasap meraktan catlayacagina kopegi takibe karar verir, dukkani da yardimcisina emanet eder.Kopek bir kac sokak otede bir apartmana girer, ucuncu kata cikar ve bir kapinin onunde durarak pencesiyle kapiya vurmaya baslar.
Kapiyi kizgin bir adam acar ve baslar kopege bagirmaya.Izlemede olan kasap ortaya cikar ve adama ;
-"Dur bir dakika " der "Ne yapiyorsun? Gordugum en akilli kopek, ona niye bagiriyorsun ?"
Adam ;

-"Akilli mi ?" der, " bu hafta uc oldu, anahtarini yanina almayi unutuyor."

a )

Malum, avcılar atıcılıklarıyla meşhurdurlar. Yine bir mecliste üç avcı karşılıklı olarak köpeklerini övüyorlarmış. Birincisi demiş ki:"Benim köpeğim çok akıllıdır, bakkala gönderirim, ne istersem alır ve getirir." Hemen ikinci avcı atlamış:" Ya benimki! Sadece istediklerimi almakla kalmaz, paranın üstünü de doğru olarak getirir, satış fişini de alır vs. vs.
Bu sırada üçüncü avcı kendinden emin bir tavırla aynen şöyle der:"Sizin köpeklerinizin alışveriş ettiği dükkanı benim köpeğim çalıştırıyor."


6 - Bizim Temel'i bilirsiniz. Üstün zekası yüzünden tüm Karadeniz fıkralarında yerini almıştır. Akla zarar hareketleri ve cevapları sayesinde bizleri gülmekten kırıp geçirir. Bizim bu temel ile alakalı elimde çok güzel bir fıkra var arkadaşlar.:

Birgün zengin bir adam üç maymununu kaybetmiş. Bütün ülkeleri, avcıları aramışlar bulamamışlar. Türkiye'den temel çıka gelmiş, yanında uyuzmu uyuz bir köpek birde dede yadigarı dolma tüfek. Zengin adam bakmış temele, "bumu bulacak"? demiş. Temel adama, "bir şartla bulurum, yakaladığım maymunları köpeğime bırakacaksın" demiş. Adam razı olmuş. Birinci maymunun elbisesini koklatmış temel, köpek fırlamış onbeş dakika sonra bir ağacın altında durmuş, maymun ağaçta, "çekilin" demiş temel. Ağacı sallamış maymun yerde, köpek hemen atlamış üstüne, orada becermiş. Ikincisi'de aynı yöntemle ve sonuçla yakalamış. Üçüncüsünde ise iki saat aramış yok, altı saat sonra köpek yine bir ağacın altında durmuş, ağaç büyükmü büyük. Temel "açılın" demiş sallamış ağacı düşmüyor, sallıyor düşmüyor. Zengin adamı çağırmış, "ula tut bu tüfeği! Ben ağaca çıkıyorum, maymun düşerse birşey yok amaaa ben düşersem vurun köpeği.


İşte böyle. Bu blogumda hayvanlardan tutun da Temel'e varana kadar birçok fıkradan bahsettik ve güldük umarım ki . hepinize sağlıklı ve neşeli günler dilerim.

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..