Kariyer yolculuğu-2

Yeteneği ortaya çıkarın.

"Bir fil gece karanlık bir odada teşhir edilir. Bakmak için insanlar toplanır. Karanlık olduğu için ziyaretçiler fili görememektedir, bunun için dokunarak filin görünüşü hakkında bir fikre sahip olmaya çalışırlar. Fakat fil çok büyük olduğu için, ziyaretçilerin her biri hayvanın sadece bir bölümüne dokunup, hissettiklerini söyleyebilmektedirler. Filin gövdesine dokunanlardan biri, onun kalın bir sütuna benzediğini söyler. Filin dişlerine dokunan bir diğeri hayvanı sivri bir şey olarak tarif eder. Kulağına dokunan bir üçüncüsü ise filin yelpazeye benzediğini söyler. Hayvanın sırtını okşayan dördüncü, filin bir yatak gibi olduğunda ısrarcıdır.

Mevlana

Burada herkes doğru görür ama herkes her şeyi göremez. Anne-baba, öğretmen, danışman, …vs arasındaki işbirliği olmadan alınan yollarda farklı değildir.

Örneğin, çocuğumuzun ateşi çıktığında kendimizi en yakın sağlık kuruluşunun acilinde buluruz. Oysa çocuğumuzun davranışlarında bir değişiklik olduğunda; şımarık, huysuz, hareketli ise, hiperaktif, yaramaz…vs olarak etiketleyip bir uzmandan yardım almayız. Çocuğumuzun gelişiminde, fizyolojik sorunlar kadar psikolojik sorunlarda aynı derecede önemlidir. Fizyolojik rahatsızlıklarda biyokimyasal testler ne ise, psikolojik testlerde ruhun röntgenidir.

Profesör Nevzat Tarhan, bebeklerin belli bir potansiyele sahip olarak doğduğunu, ancak bu potansiyelin aktif hale getirilmesi için aileye büyük görev düştüğünü söylüyor;

'Diyelim bir insanın boyu genlerinde 1.70 olarak yazılı. O çocuk iyi beslenirse 1.70'e kadar boyu uzar. Aksi durumda boyu 1.60' larda kalır. Zekada da böyledir. Ortalama insan zekası 100'dür. 80-120 arası normaldir. 120'nin üzerindekiler yüksek, 140'ın üstündekiler ise üstün zekalıdır. Çocuğun diyelim potansiyel zekası 140. Ama eğitilmedi, zihinsel uyarıyı tam almadı, okumadı, o zaman 100'lerde kalır.'

Burada anne-babanın uygun bir rehberlik hizmeti alması yada çocuğunun; ilgi alanlarını, yeteneklerini, potansiyelini… gözlemlemesi ve rehberlik etmesi son derece önem kazanmaktadır.

Prof. GARDNER, çalışmaları sonucu zekayı yeniden tanımladı. Zeka, değişen dünyada yaşamak ve değişimlere uyum sağlamak amacıyla her insanda kendine özgü bulunan yetenekler ve beceriler bütünüdür. İnsan zekası yaşamın her anında, bir makineyi icat ederken, bir hedefi gerçekleştirirken, insanları ikna ederken, bir fidanı dikerken veya bir resim çizerken, bir rolü canlandırırken çok farklı zaman ve durumlarda harekete geçer ve kullanılır.

Gardner, zekayı çok yönlü bileşenlere ayırmıştır.

Sözel – Dilsel Zeka
Mantıksal – Matematiksel Zeka
Görsel – Mekansal Zeka
Bedensel – Kinestetik Zeka
Müziksel – Ritmik Zeka
Kişisel – İçsel Zeka
Kişilerarası – Sosyal Zeka
Doğa – Varoluşcu Zeka
Son iki yıldır Sosyal ve Kişisel Zekalar bilim adamları ve eğitim bilimciler tarafından “ Duygusal Zeka” başlığı altında ele alınmaktadır. 1995 yılında Doğa Zekası, (doğadaki nesneleri tanıma ve sıralama becerisi ) 8. zeka olarak kabul edildi ve üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir.

Ve bizde programımıza bu zeka türlerinde farkındalık ve gelişimle yolculuğumuza devam edeceğiz. Ama önce hangi zeka alanında potansiyel olduğumuzu, hangi alanda desteklenmesi gerektiğini bulalım ne dersiniz?

Mümkünse bu sayfayı anne-baba ve çocuk için ayrı ayrı yapalım. Acaba bizler kendi öğrenme modelimizle mi onlara öğretiyoruz, çocuğumuzu yönlendiriyoruz. Yoksa bizim yapamadıklarımızı onlardan mı bekliyoruz ne dersiniz?