- Kategori
- Söyleşi
Karizma sıfatı, neden erkeklere özgüymüş gibi düşünülür?
Bence bu bayan güzel olduğu kadar karizmatik de...
Gündemin ağır konularından bunalıp deyim yerindeyse "kafayı dağıtmak" gerekiyor zaman zaman. Gerçi kaç kişi ülkenin geleceği ile ilgili endişeleri taşıyıp; bununla ilgili hiçbir eylemde bulunmasa bile, en azından olayların takipçisi oluyor, bu da ayrı bir tartışma konusu.Bir kaç gün önceki Hürriyet gazetesindeki bir köşe yazısı, adeta insanımızın duyarsızlık boyutunun bir göstergesini sergiliyordu. Üstelik İzmir gibi, belki de yurdumuzun en duyarlı olması beklenen şehirlerinden birindeki bu örnek, gerçekten düşündürücü... Bir sokak röportajında,insanlara "Reyhanlı sözcüğü için, ne söylemek istersiniz" diye bir soru yöneltilmiş.Okuduğum cevaplar içinde bir tane bile, geçtiğimiz günlerdeki katliamı, olayın vehametini dile getiren, yorumlayabilen bir cevap çıkmamış.Kimi kadın ismi, kimi çiçek, kimi sadece bir ilçe olduğunu söylemiş.Bir tanesi de,"Ha, orda bir bomba patladı galiba ama ben haberleri pek dinlemem"demiş...
Bir rüzgar geldi adeta; içimizde güzel olan, doğru olan ne varsa aldı götürdü.Geride; yarı deli, yarı şaşkın,robotlaşmış; bilgisayar,cep telefonu manyağı, mağazalardaki damping söz konusu olduğunda birbirini çiğnemekten zerre kadar haya duymayan biçare,zavallı bir insan kitlesi oluştu... Her zaman söylediğim gibi,bataklıktaki nilüferler misâli oraya buraya serpilmiş, gerek kalemiyle,gerek eylemiyle gerekse en azından etrafındaki pisliklere olabildiğince bulaşmadan, erdemiyle yaşamını sürdürmeye çalışan güzel insanlar halen var, şükür ki...
Yaşar Nuri Hoca'nın ,cuma günleri Saba Tümer'le olan programını hemen hiç kaçırmam.Tümer'in önceki programlarından birinde, Orlando Bloom'la bir röportajı olmuş.Hoca ile konuşma arasında izlemeyenler için o röportajı yayınladılar. Bu tekrardan sonra Tümer ,hocaya "Hocam, ne kadar yakışıklı değil mi" diye sordu. Yaşar Nuri'de"Yok canım, neresi yakışıklı" diye karşı düşüncesini beyan etti... Doğrusu ben de, yakışıklı bulmadım, hoca ile aynı fikirdeyim. Belki de kuşak farkı ile açıklanabilir,bu durum.Bizim kuşak için ancak, Kevin Costner,Kadir İnanır örnekleri gibi "tip"ler yakışıklılıkla bağdaştırılabilir:))
İşte bu noktada "karizma" sözcüğünü düşündüm.Yakışıklı olmasa da,etrafındakileri etkileyebilme gücüne sahip insanları düşündüm.Buradan da,"Niye karizma denilince hep erkek gelir akla, bu tanım kadın için de uygun değil mi" düşüncesini barındıran bir başka dala sıçradım... Sözlükte "nedeni açıklanamayan çekicilik,etkileyicilik" diyor bu sözcüğün anlamı için. İnternetteki araştırmamdan edindiğim bilgiye göre ise,ünlü kişisel gelişimci,Roger Dawson,karizmayı şu şekilde tanımlamış: İnsanları kendi etrafında toplayabilme,etkileme,ikna etme,sizi takip edebilmelerini sağlayabilme becerisi. Yeni Asır gazetesinin 6.9.2009 tarihli sayısında,Ahmet Veli Olgundeniz imzalı yazıdan aldığım bu bilgi ile ilgili olarak yazar bir örnek de vermiş.Napolyon,Elbe adasındaki sürgünden etrafındaki adamlarla kaçmış.Fransa'nın sahiline çıkınca kralın 20 bin adamı onu ve adamlarını yakalamış. Napolyon onlara tarihi konuşmasını yapmış , netice... Netice, 20 bin asker Napolyon'la birlik olup kralı devirmek üzere Fransa'ya yürümüşler...
Güzel olmadığı halde çekiciliği,bilgi ve birikimi ile; hemcinslerine de,erkeklere de fikirlerini kabul ettirip peşinden sürükleyen cins-i lâtifleri tarihten de çevremizden de biliyoruz. İlk kadın başbakanımız Tansu Çiller, Allah için güzel kadındı ama aklı ve "karizma"sı, onun, Cumhuriyetimizin önemli isimleri arasına girmesinde en büyük etken oldu. Başarılı oldu, olmadı o ayrı konu. Sanki, diğerleri ülkenin bugünkü durumundan sorumlu değiller mi. Bir kadın olarak , birilerinin önüne geçip, o mevkiye ulaştı.
Bazı kavramlar bir yerlere, bir şeylere yapıştı mı onu oradan kolay kolay sökemiyorsunuz. Karizma da, bence bunlardan biri...Bu kavram, pekalâ kadınlar için de kullanılabilir...