Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '09

 
Kategori
Futbol
 

Karl Heinz Feldkamp (Kalli) babamın oğlu değil!

Karl Heinz Feldkamp (Kalli) babamın oğlu değil!
 

Kalli bir üst seviyedir, prensiptir, hırstır.


Galatasaray yönetimi dünkü maçtan sonra toplanarak bazı kararlar aldı ve bunu muhtemelen bugün kamuoyuna açıklayacaklar. Açıklanacak kararın ne olduğunu bilmemiz kesin olarak mümkün değil ancak karar ne olursa olsun bildiğimiz doğruları yazmamız gerekir. Lafı hiç uzatmadan söyleyelim: Genel düşünceye uymadığını bilmekle beraber bugün Galatasaray’ın başına getirilecek tek isim Karl Heinz Feldkamp’tır. Bu fikrimi desteklemek için aslında yeni bir yazı kaleme alacak değilim, sadece yine Milliyet gazetesinin çeşitli haberlerine geçen sene yaptığım yorumlardan bir derleme yapacağım. Bu “ben demiştim” demenin değişik bir versiyonu.

Aşağıda okuyacaklarınız geçen sene yazdıklarımdan derlenmiştir, takdirinize bırakıyorum:

***(1 Ocak 2008’de, hastalığı dolayısıyla yoğun eleştirilere uğruyor ve hatta hasta olmasıyla alay ediliyorken)

“Ve inanıyorum ki Feldkamp hasta. Ve buna üzülüyorum. Onu getirmek iyi niyetli, Galatasaray’ın geleceği düşünülerek yapılmış bir atılımdı. Eğer dönemezse yazık. Yine de bu kısa dönemde dahi büyük bir değişimi başardı. İnsanların hastalıklarında akbaba misali yazı yazanları şiddetle kınıyorum. Basın taraftarı takımına fesat hale getiriyor. Galatasaraylılar uyanın! NE MUTLU GALATASARAYLI OLANA!”

“Geçmiş olsun Feldkamp, umarım dönersin ve sezon sonuna kadar kalırsın. Sezon sonunda temellerini attığın bu takımı herkes görür. Bir sene bile kredileri yok insanlara. Herkes Galatasaray’ın antrenmanlarında, herkes takımla birlikte kamp yapıyor, kimi oynatacaklarını senden iyi biliyor..

İlk geldiğinde de hem takımı şımarık futbolculardan temizlemiş, hem değişimi gerçekleştirmiş, hem de şampiyon yapmıştın. Bu gelişinde de aynı şeyleri yapıyordun. Ve umarım yine dönecek ve sezon sonuna kadar yine tamamlayacaksın. Bence şu anda bile Galatasaray’da o değişim oldukça ilerledi. Geçmiş olsun Feldkamp, dönsen de dönemesen de..”

“Uyanın Galatasaraylılar! Fener medyası Kalli’yi hiç sevmiyor çünkü artık meydanın boş kalmayacağını görüyorlardı. Hakan Lincoln olayında neden hep Feldkamp eleştiriliyor hiç düşündünüz mü? Hırsızın hiç mi suçu yok? Yahu bu adamlar oynamaları için tribünlerde senin benim de ödediğimiz paraların çok daha üstünde eşşşşek yüküyle para almıyorlar mı? Ne demek küsmek? Ne demek moralsizlik? Kaç hafta sürer? Bunları yazıyorlar mı? Galatasaray’ın geleceği Lincoln değildir, Feldkamp'tır da ondan. Yemeyin bunları Galatasaraylılar, takımınıza küsmeyin, destekleyin, bütünleşin. Sokak kavgasına döndü bu iş. Ben gururluyum, Galatasaray’la uç mutluluklar yaşadım, NE MUTLU GALATASARAYLI OLANA!!”

***(13 Ocak 2008’de Rize’de oynanan ve Galatasaray’ın 5-2 galibiyeti ile biten Ç.Rize maçı sonrası)

"KALLİ GALATASARAYIN GELECEĞİDİR! Şimdiye kadar Kalli’nin kellesini isteyenler, bu maçtan sonra Kallici kesilecekler. Diğer bir hatalı kesim de zor günlerde susanlardır ve şimdi onlar da verecek coşkuyu. Bu maç bir kere daha göstermiştir ki; Ayhan, Lincoln ve Linderoth gibi oynadıklarında takımlarının kalitesini bir kaç basamak üst seviyeye çıkarabilecek oyuncular daha takımda yokken, 3-4 ayda sebze bile yetişmezken ve bu takım henüz bu sene başında kurulmuş ve büyük bir dönüşüm geçirirken, tüm olumsuz şartlar mevcutken bu takım futbol oynamaya çalışmaktadır. Bunu başaracak olan da ancak Kalli’dir.

Kalli bir üst seviyedir, Kalli bir prensiptir, Kalli bir hırstır. Ne diyor maçtan sonra dikkat edin: "Maçın son 10 dakikasında biraz boşladık. Ben maçın 5-1 bitmesini isterdim. İkinci golü yiyince kızdım" Sizce bu adam mı 74 yaşında!? Sizce bu adamın mı ahı gitmiş vahı kalmış? Bu maçla beraber görülmüştür ki; gelecek günler Sn. H. ULUÇ’un, Sn. O. TAMBURACI’nın ve gündelik başarı düşkünü yazarların “sadece ben bilirimciliklerinin” iflasını açıkça ortaya koyacaktır. Galatasaray 6-7 forvetle oynamıyor, kendi istediği gibi oynatılmıyor diye her antrenörü tu kaka ilan edenlerin (o forvetlere kim top taşıyacaksa artık), yeter ki H. Şükür oynamasın diye 4-6-0 gibi mucizevi buluşlarla ortaya çıkanların (ki bu maçta Nonda ve H. Şükür ikili forvetin güzel örneklerini verdiler) çokbilmişliklerinin kanıtı olacaktır bundan sonraki haftalar. Ama onlar yine bir çıkış yolu bulacaklardır. GALATASARAYLILAR BUNLARA ALDANMAYIN, Feldkamp geleceğin takımını kuruyor! Neden sürekli Kalli’nin H. Şükür ve Lincoln’e verdiği ceza gündemde tutuluyor sanıyorsunuz? Bu futbolcular profesyonel değil mi, yüklü miktarda para almıyorlar mı, ne demek “alınmışlar”? Bu konuda neden hiç futbolculara yüklenilmiyor sanıyorsunuz? Kalli’yi yemek için. Onun G.Saray'a ilk gelişinden sonra derslerini iyi çalıştılar da ondan. Çünkü Galatasaray’ın geleceği Kallidir, Lincoln değil. Şimdi siz düşünebiliyor musunuz bu köklü değişimleri Türk bir hocanın yapabilmesine izin verir miydi bu fener medyası, bu basın? Ya da bir Türk antrenör bunlara cesaret edebilir miydi? Kalli değişimin bizzat kendisidir, KALLİ GALATASARAY’IN GELECEĞİDİR. Ben bunun, “benim dediğim yapılmadı” diye küsüp acımasızca eleştiren çokbilmiş Galatasaraylı geçinen kalemşörlere, fenerli medyaya yem edilmesine razı değilim. GALATASARAYLILAR ALDANMAYIN UYUMAYIN! NE MUTLU GALATASARAYLI OLANA!"

***(3 Ocak 2008’de 14 gün boyunca doktor gözetiminde kaldıktan ve aldığı ilaçlarla kendini iyi hisseder duruma geldikten sonra İstanbul'a döndüğünde, herkes artık yaşlandı gitmeli dediği zamanlar)

“Geçmiş olsun..
Kalli'nin ne olup olmadığını sezon sonunda göreceğiz. Hangimiz bir takıma teknik direktör olsak o takımı isteklerimize göre yoğurmak zaman alır. Dolayısıyla ona da şans vermek gerekir. Doğru yolda mıyız değil miyiz sezon sonunda değerlendiririz.. Ayrıca bir insanın hastalığını alay konusu yapanları hafifsiyorum (!)”

***(21 Şubat 2008’de Bayer 04 Leverkusen'e deplasmanda 5-1 yenildiğimiz maç sonrası)

“Lincoln, Song, Sabri ya da diğerleri fark etmez, dün hangi takım çıksa aynı olurdu. Dünkü sonuç kimin nasıl oynadığı ile ilgili değildi. Bazen öyle anlar olur ki, bir türlü dikiş tutmaz. BU BİR İŞ KAZASI. Değişim geçiren genç bir takım için mümkün bir netice. Önemli olan, bu genç takımda ısrar etmek.”

Not: Bu takım kurulduğu yıl ezeli rakibini A.Sami Yen’de, Sivasspor’u Sivas’ta yenerek şampiyon olmuştur.

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..