Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Karmaşa....

Karmaşa....
 

“Sizin evin duvarına kahrolsun diye yazıyordum ve hızla kaçıyordum arkamızdan polisler geliyordu sizin evin duvarına bir kez olsun seni seviyorum, diye yazamadım o zaman duvarlara öyle şeyler yazılmıyordu”(*) Sevgileri hep yarınlara bırakmışsınız, o yarınların kime yar olacağını hiç bilmeden. Bir gün belki demişsiniz ama sevgileri sevdaları hep ertelemişsiniz. Üstüne yaralı ideolojiler, aykırı sıfatlar ekleyip, birbirinize yakıştırmışsınız ve kopmaya başlamışsınız birbirinizden.

İdeolojilerinizi, olması gereken yerden başka her yere taşımışsınız. Kiminizin yakasında gümüş bir rozet, kiminizin nefretle baktığı bir gazete ya da dergi olmuş. Bazen olmaması gereken bir zayıf, bazen isyankâr bir şarkı… Bazen sokak ortasında kurşunlanan bir yurttaş ve bazen de bir tabut arkasında gözyaşı olmuş. Kimsenin kimseye tahammülü yok ne yazık ve ön yargılar çelik birer duvar gibi sarmış etrafımızı.

Birine bir sıfat koymayı daha yüzüne bakarak başarabilirken aynı coğrafyada huzur ve barış içinde yaşamayı başaramıyoruz
. Bu ülkeyi kime sorsak uğruna ölecek kadar çok seviyor ve kime sorsak kendisinden çok seven olmadığını iddia ediyor. Sanırım bu yüzden de kitap okuma oranının en düşük olduğu, yolsuzlukların en fazla olduğu, dış borcu bir türlü bitmek bilmeyen, genç nüfusu ve işsizlik oranı hızla artan bir toplumuz. Size normal geliyor mu bu kadar seveni olan bir ülkenin böyle olması. Kimsenin kabul etmediği bir gerçek var herkes önce kendisini seviyor ve kendi beninden başka şeylere sıra gelmiyor.

Uğruna ölürüm dediğimiz fakat doğusuna zorunlu görevle gittiğimiz bir ülkemiz var
ve bunun sebebi ise sadece bizleriz. Sanırım hiçbirimiz sandığı kadar çok sevmiyor bu ülkeyi. Kendi yaşamlarımızda aradığımız rahatlıktan ve içimizden yükselen “sadece ben” kavramından dolayı bir arpa boyu yol alamadık. Sınırlarla ideolojilerle ve birbirimizle uğraşmaktan başka şeylere bir türlü zaman ayıramadık. Sonra yine birbirimizi suçlayarak bu ülkenin hali bunlar yüzünden böyle dedik. Hep aynı çizgide aynı sloganı attık “bunlar vatan haini”.

Bir zaman vatan haini deyip astığımız bir başbakanın adını bir zaman sonra bir üniversiteye verdik yetinemedik bir de havaalanına verdik. Peki, bu kişi kahraman mı yoksa hain mi? Yıllarca birbirimizi anlayamadık, dinlemeye fırsat bile bulamadık.

Arada bir birbirimizi anladığımız oldu, onda da yanlış anladık.
Düşündüğünüz, Söylemek istediğiniz, Söylediğinizi sandığınız, Söylediğiniz, Karşınızdakinin duymak istediği, Duyduğu, Anlamak istediği, Anladığını sandığını, Anladığı … Arasında farklar vardır. Dolayısıyla insanların birbirlerini anlama(ma)sı için dokuz neden vardır.(**) diyor bir yazar. Hangi sebepten acaba diye düşünmeye gerek bile duymadım çünkü biz tüm sebepleri birleştirerek birbirimizden kopmak için elimizden geleni yapıyoruz. Sağıma döndüm birisi sağcı mısın dedi, soluma dönene kalmadı, solcu musun dediler. Yıllarca aynı dersten 05 aldım tam yüz üzerinden, ne hikmetse hocam değişince geçebildim yine aynı dersten. Kendi hayatlarını anlamlı veya anlamsız -izm’lerle, –cılık, -culuk, -çülük ekleri ile dolduran nesil, bir de yeni nesli suçluyor ve kendilerine benzetmeye çalışıyor bir sonraki kuşağı. Önüne sınavlar koyarak hayata bir türlü bakmasına imkan verilmeyen nesil de çaresizlik içinde yerinde sayıyor. “Öğretmenler yükselen yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” diyen Atamıza kim cevap verecek yükselmesine izin verilmeyen yeni nesil kimin eseri diye sorulduğunda? Merak ediyorum… * İbrahim Sadri **Sylviane Herpin

 
Toplam blog
: 11
: 689
Kayıt tarihi
: 31.08.07
 
 

15.02.1983 doğumluyum. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum. "Mavi düşler" adında bir kültür sana..