Karşı Aparmanda Bir Atletli Adam

Bir atlet tartışması yoğun bir şekilde sürüyor medyada ve sosyal paylaşım sitelerinde. Şu gündem denilen şey nasıl anlamıyorum. Benim de atletli adamla ilgili küçük bir hikayem var, paylaşayım istedim.

O zamanlar Akçakoca'da oturuyordum. Bizim apartmanın karşısında kooperatif apartmanı vardı. Bu apartman sakinleri birbirleriyle samimi, apartmanın önünde toplanıyorlar, yiyor içiyorlar, sohbet ediyorlardı. Bir hafta sonu beşinci katta oturan simit ustası balkona oturmuş, beyaz atletli ve kolları uzaktan görünecek şekilde kıllıydı. Karısı bir taraftan kahvaltı tabaklarını, kızı da kaşık, çatal, bıçak taşıyordu. Ben de mutfakta kahvaltı yapıyotdum. Dilek hanımı çağırdım, gösterdim, 'gördün mü hizmeti, ne şanslı adam' dedim. Hiç yorum yapmadan umursamaz şekilde gitti.

Bizim apartmanda oturan bayanlar ise daha ciddi, mesafeli, ilişkilerinde ölçülüydüler. Tabi simitçinin bu manzarası onların da dikkatini çekmiş, söylenmeye başlamışlardı. Balkona çıkamıyoruz, aramızda eşi olmayan var gibi. Tabi bu konuşmalar bi şekilde simitçiye duyurulmuş olmalı ki artık atletle balkonda oturmamaya başladı. Daha sonra bir ortağıyla simit imalathanesi açtı.

Son günlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun kapalı mekanda kızıyla kahvaltı ederken atletli resmi medyada yer aldı ve üst düzeylerden de eleştiri aldı. Bu durum kimilerine göre normal karşılanırken, kimilerine göre hoş karşılanmadı.

Mahalle baskısı dediğimiz şey önemli aslında. Bizim apartmanın hanımları tepki göstermeseydi kıllı kollu simitçi atletiyle hala balkonda boy gösterecekti.

Toplu yaşam alanlarında davranışlarımıza dikkat etmemiz gerekmekte, çevreye rahatsızlık vermekten kaçınmamız görevimiz olmalı diye düşünüyorum.