Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

aygoz Özlem Eryoldaş

http://blog.milliyet.com.tr/aygoz1

02 Ekim '07

 
Kategori
Anılar
 

Karşı apartmandaki...

Karşı apartmandaki...
 

Her sabah kapının önünde okul servisini beklerken gözünü karşı apartmanın kapısından alamıyordu. İnce uzun boylu narin kız elinde kitapları kapıdan çıktığında rahatlıyordu. Aynı okulda okuyorlardı. Kendisi servisle gidiyordu genç kız ise dolmuşla.

Kız ile karşılıklı sınıflarda okuyorlardı. Burslu öğrencilerin olduğu sınıftaydı genç kız. Kantinde patates yiyip kolasını yudumlarken, kızın evden getirdiği sandvici kibar bir şekilde yiyişini izliyordu usulca. Beş yıldır aynı sahneler her gün yaşanıyordu. Okul tatil olunca delikanlı yurt dışına gidiyor, kız ise kalıyordu.

Beş yıl boyunca bir tek kelime konuşmamışlardı. Ama kızda delikanlıda birbirlerini çok sevdiklerini biliyorlardı garip şekilde sanki..

Okul gezisi için para toplanıyordu. Bu görevi delikanlı üstlenmişti. Tüm sınıflardan toplayacaktı. Kızın bulunduğu sınıfa girdi. Tüm güzelliği ile oturuyordu sırasında.

Yanına yaklaşmak istedi yapamadı..Sınıf başkanı paraları toparlayıp verdi. Ama genç kızın gelip gelmeyeceğini anlayamamıştı bu durumda.

Gezi günü erkenden kapının önüne indi. Servisi bekliyordu. Gözünü karşı kapıdan alamıyordu. Servis geldi. Bindi gitii. Okulda kız yoktu. Gezide de.

Delikanlı dışında herkes çok eğleniyordu. Bir grup kızın konuşmalarına kulak kabarttı. Sevdiği kızdan bahsediyorlardı sanki..

"bu yaz sonu evlendireceklermiş. Adam çok zenginmiş."diyordu kızıl saçlı kız. "annesi bize temizliğe geliyor.O anlattı anneme" derken dalga geçiyor gibiydi.

Duyduklarını anlamak istemiyordu. Gezi dönüşü, kulaklarında çınlıyordu aynı sözler . "yaz sonu evlenecekmiş "

Evin önünde hışımla indi servisden. Bir şeylerin hesabını sormak ister gibiydi. Ama neyin ? .

Odasının ışıklarını kapattı. Kızın evini izlemeye başladı. Sanki bir şeyleri anlayabilecekmiş gibi.

Sabah servis geldi. Bindi. Gitti. Kızı görememişti o sabahda. Görmek de istememişti. Sanki ayrılan sevgili gibi davranıyordu.

Öğle tatilinde kantinde kızı göremedi. Sınıf arkadaşlarına sormak istedi vazgeçti.

Tek çare eve dönünce öğrenmekti. Annesi evde yoktu. Anahtarı ile kapıyı açıp girdi. Kızın oturduğu bodrum katının ışığı yanıyordu. Oysa o saatte hiç yanmazdı. Kalabalığı fark etti. Anlayamadı..

Sonra gelen cenaze arabasını gördü. Çıkan tabutu. Ardından ağlayanları. Annesinide gördü aralarında.

Kapının önüne çıktı. Boğazındaki yumru konuşmasını engelliyordu. Kızın ağıt yakan annesinin sesini duyuyordu.

"kızım, nasıl bırakıp gittin beni. Nasıl kıydın canına !"

İntihar etmişti genç kız !. Bir kutu uyku ilacı almış derin bir uykuya dalmıştı. Sebebini hiç kimse bilmiyordu.

Okulunda başarılı bir kız olduğu, ailesinin gurur duyduğu genç kız !

Yaz sonu evlendirileceği söylenen kız o değilmiydi acaba ? diye düşündü delikanlı. Acaba onun içinmi intiharı seçmişti. ? Soru işaretleri peşini bırakmıyordu. Ama hepsi cevapsız sorular..

Tek bildiği gerçek o kızı çok sevdiğiydi. Ve onunda kendisini sevdiğini hissediyordu.

Aradan bir hafta geçmişti. Delikanlı üzüntüsünü evdekilere belli etmemeye çalışıyordu. Bilmiyorlardı ki büyük aşkını !

Delikanlının annesi " bugün yedisi.Duasına gideceğim" dedi delikanlının gözlerinin içine bakarak.
Neden öyle bakmıştı ki annesi ?

Akşam eve döndüğünde annesi mutfaktaydı. "odana bıraktığım defteri okumanı istiyorum" dedi hüzünlü bir
sesle.

Delikanlı odasına girdiğinde pembe kaplı defteri gördü. Sayfalarını çevirdikçe gözlerine inanamıyordu. Adına yazılmış mektupları , şiirleri okudukça gözyaşlarını tutamıyordu. Ama sevinçtendi bu gözyaşları. Çünkü artık biliyordu ki ; genç kız da onu çok sevmişti !

Defterin son cümlesinde : "sana kavuşamayacağımı biliyorum. Hiçbir zaman seni sevdiğimi söyleyemeyeceğim.
Onun için buradan haykırıyorum.SENİ SEVİYORUM "

Delikanlı defteri özenle kapattıktan sonra pencereye yöneldi. Genç kızın ışıkları artık yanmayan evine baktı. "işte beni sevdiğini söyledin" sözleri döküldü dudaklarından.

Aradan yirmi yıl geçmişti. Çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği sokaktan geçerken o evi aradı gözleri. Ev duruyordu. Kapıdan elinde kitapları ile çıkan genç kızı fark etti. Sonra da kendi evlerinin önündeki delikanlıyı gördü. Delikanlı servise bindi. Genç kız da dolmuşa yöneldi..

"Lütfen birbirinizi sevdiğinizi söylemek için beklemeyin." dedi sessizce..



 
Toplam blog
: 185
: 1494
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..