- Kategori
- Sinema
- Okunma Sayısı
- 1258
Karşı Pencere-I

“Sevgili Simone;
Senden sonra artık kırmızı kırmızı değil.
Gökyüzünün mavisi de artık mavi değil.
Ağaçlar artık yeşil değil.
Senden sonra biz olmanın, özlemenin renklerini aramalıyım.
Senden sonra bizleri utangaç ve kaçak kılan acıyı bile özlüyorum.
Bekleyişleri, vazgeçişleri, şifreli mesajları özlüyorum.
Görmek istemeyenin kör dünyasında kaçamak bakışmalarımızı.
Bizi görselerdi onların utancı, nefreti, acımasızlığı olurduk.
Senden af dileme cesaretini henüz gösteremediğim için pişmanlık duyuyorum.
O yüzden artık pencerene bile bakamıyorum.
Seni hep orada görürdüm henüz adını bile bilmezken.
Senin daha iyi bir dünya düşlediğin zamanlar
Bir ağacın ağaç, mavinin gökyüzü olmasının yasaklanamayacağı bir dünya.
Bilmem bu daha iyi bir dünya mı?
Artık kimse bana Davide demiyor, Bay Veroli diyorlar.
Bunun daha iyi bir dünya olduğunu nasıl söyleyebilirim.
Senin olmadığın bir dünya için bunu nasıl söylerim."
KARŞI PENCERE/MEKTUPLAR
P.S: Böyle aşklar sadece filmlerde mi olur; zamanın, koşulların ve hatta ölümün yok etmeyi başaramadığı, kendi adını unuttuğu halde onun adını unutturmayan, acısıyla, tutkusuyla, özlemiyle, pişmanlığıyla ilk günkü gibi yaşanan, yaşatılan aşklar…
Bilemedim…
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Muhteşem...başka bir sözcük bulamıyorum. Sevgimle.
Olgun Ekinci 03.11.2009 13:08- Cevap :
- bence de :)) teşekkürler sevgiyle... 03.11.2009 13:38
en azından ben tanık olmadım öylesi bir aşka, kimbilir belki de vardır bir yerlerde
Ediz Nart 24.09.2009 13:26- Cevap :
- vardır elbet biz tanık olmasak da :))) 30.09.2009 11:42