Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hırçın denizin asi çocuğu!!!!

http://blog.milliyet.com.tr/tutuklum_bjk

04 Nisan '08

 
Kategori
Öykü
 

Karşılıksız sevgi!!!

Karşılıksız sevgi!!!
 

Eski zamanlarda yaşayan fakir bir kadının doğum sancıları tutar. Kadın acı ve çaresizlik içinde çocuğunu tek başına dünyaya getirir. Ama çouğunun doğumuna sevinemez. Başlar kara kara düşünmeye, kendine bile yicek ekmek bulamazken çocuğunu nasıl doyurucağını. Hava soğuk ve ayazdır, yatıcak sıcak bir evleri dahi yoktur.Kadın çaresizlik içinde sokaklarda dolaşırken bir evin içine bakar. Bir çift tek başlarına oturmuş yemek yemektedirler. Kadın evin sıcak ve yemeklerle dolu olduğunu görünce içinden bir sesin ona "çocuğunu buraya bırak, onlar hayatları boyunca çocuk sahibi olamıyacaklar ve senin yavrunu senden daha çok sevip koruyacaklar"der. Kadın olduğu yerde ürperir ve bunun kimin söylediğini merak eder etrafına bakar ama kimseyi göremez. Tam gitmek üzereyken tekrar dönüp bakar evin içine, bir de kendinin gitmekte olduğu meçhul yola bakar. İçindeki sesin dediklerini tekrar düşünür ve çocuğunu o eve bırakmaya karar verir. Yavrusunu son kez öper ve kapının zilini çalıp saklanır. Kapıyı açan kadın şaşkınlıkla etrafına bakınır kimseyi göremez tam kapıyı kapıyacaken ağlama sesi duyulur ve kadın çocuğu görür. Şaşırmıştır, ne yapıcağını bilemez eşine seslenir korku, şaşkınlık ve sevinç vardır içinde. Kocasına kapıda bir bebeğin olduğunu söler ve kapıya koşarlar. Adam çocuğu içeri alır ve evlatlık işlemleri başlar.İlk çocuk vaftiz edilir, sonra isine karar verilir ve adı ANGEL olur. Tanrıdan geldiğine inanılır ve adı melek konur. Zaman su gibi geçer Angel büyür güzel bir genç kız olur. Bir gün anne ve babası ona gerçeği anlatırlar.Angel o kadar çok sevdiği anne ve babasının aslın da onun gerçek anne ve babası olmadığını öğrenince yıkılır. Ve bu üzüntü Angel'ı yatağa düşürür. Oysa ki gerçek annesi onu bıraktığı günden itibaren asla onun penceresinin tam karşısına oturmuş ve kızını ordan seyrederek sevmiş.Her sabah gördüğü kızını pencerede göremez olmuş.İçine bir sıkıntı çökmüş.Eve sürekli yabancı insanlar girmeye başlamış.Anne dahada merak ve üzüntü içinde kalmış.Artık dayanamaz hale gelmiş merakı evden çıkan bir adama sormuş "içeride neler oluyor" adam kadını baştan aşağıya bir süzmüş gözlerile "evin kızı çok hasta, kanser "demiş.Kadın hiç bir tepki verememiş ama gözyaşları akmaya başlamış."gitme, ne yapılması gerek iyileşecek mi?" adam "sen neden bu kadar üzülüyorsun ki? biz elimizden geleni yapıcağız.sen merak etme"demiş.Kadın Tanrı'ya yalvarmaya başlamış "ne olur Tanrım onun canını bağışla, o mutlu yaşıyor ama onun yerine benim canımı al Tanrım"diyerek sürekli ağlıyormuş.Angel ise sürekli Tanrı'ya yattığı yerden "ben neden beni doğuranı tanıyamadım? ona ne oldu?kimim ben?benim annem nerde?ben artık yaşamak istemiyorum al canımı Sen nasıl Tanrı'sın diye"sürekli Tanrı'ya isyan eden bir hale gelmiş.Doktorlar sürekli araştırma yapmışlar fakat hiç bir sonuç bulamamışlar.Son çare kızın gerçek annesinden ilik alıp kızı hayata döndürmekmiş.Bunu aileye söylemişler.Fakat aile kim olduğunu bilmediklerini söylemişler."Peki şimdi ne olucak?yoksa kızımız ölücek mi?" Doktorlar başları önde evden çıkmışlar.Kadın yine doktorların yolunu kesmiş "hasta nasıl oldu?" Doktorlar başları ön de "yapılacak bişey kalmadı Tanrı'ya dua ediyoruz " demişler.Kadın "benim canımı alın ona verin, lütfen yalvarırım size"demiş.Doktorların bir türlü yakasını bırakmıyormuş.Doktorlar ondan kurtulmak için tetkik yapmayı kabul etmişler.Kadının bütün tetkikleri yapılmış ve ilik kıza uygun çıkmış.Fakat tek sorun eğer bu ameliyatı yaparlarsa kadın ölürmüş.Bunu kadına söylüyorlar ve kadının tek sözü "ben ölmeye razıyım fakat ameliyata girmeden kızı görmek istiyorum"demiş.Kızın ailesi kabul etmiş ve hastanede yıllar sonra kadın yavrusuna dokunucakmış.Kız yaşama sevincini yitirmiş mutsuz bir şekilde gerçek annesine bakıyormuş "sen niye böyle bir fedakarlıkta bulunuorsun ki benim için?"demiş.Kadın kıza sadece "sana sarılabilirmiyim?"diye bilmiş.Kız kaşlarını kaldırmış hayır der gibi ama ailesinin zoruyla kabul etmiş.Kadın gözyaşları arasında kızına yıllar sonra sarılmış ve kokusunu içine çekmiş.Sonra ameliyata almışlar kadın doktora son bir isteğim daha var demiş.Doktor "söyle bakalım" demiş.Kadın "cebimde bir mektup var kızım iyileşince bu mektubu ona verin"demiş.Günler günleri kovalamış kız o amansız hastalığı tanımadığı annesi sayesinde yenmiş.Doktor kadının verdiği mektubun arık zamanı geldiğini düşünmüş ve kıza vermiş.Kız şaşkınlık içinde mektubu açmış ve okumaya başlamış;
"Sevgili Angel bende sen doğduğun zaman adın Angel olsun Tanrıdan gelen ol istedim. Ama o kadar yoksuldum ki seni bakacak bir lokma ekmeğim bile yoktu. Sakın seni sevmediğim için bıraktığımı sanma, seni bıraktığım andan itibaren pencerenin önünden bir saniye olsun kalkmadım. Hep Tanrımdan ölmeden sana bir kez daha sarılmayı diledim.Ve Tanrım duamı kabul etti sana sarıldım.Beni affet meleğim sana sevgimi 2 şekilde ifade edebilirdim biri ömrümü vererek diğeri ise sana tekrar hayat vererek olurdu.Beni affet meleğim seni seven ve daima yanında olan annen!!!"
Kız neye uğradığını şaşırarak diz çöküp Tanrı'ya yalvarmaya başlar. "Benim isyankarlığımı affet Tanrım. Hep merak ettiğim annemin hep yanımda olduğunu göremedim "
Annesinin duyduyu sesi bu kez kızıda duyar"İsyan etme asla gözünün önündeki seni seven herkesi sende yadırgamadan sev"......

AYŞEGÜL OCALI
 
Toplam blog
: 23
: 848
Kayıt tarihi
: 23.05.07
 
 

Ben gezmeyi eğlenmeyi öğrenmeyi ve hayata bağlı yaşamayı seven biriyim. Ülkeme ve vatanıma bağlı ve ..