Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '07

 
Kategori
Felsefe
 

Karşılıksız sevmiyorum

Karşılıksız sevmiyorum
 

Sevgi bütün güzelliklerin, iyiliklerin ve mutluluğun anahtarıdır diyoruz.

Ne çok kullanıyoruz sevgi sözcüğünü ve ne çok anlamlar yüklüyoruz.

Kime sorsan farklı bir tarif, farklı bir ifadeyle karşımıza çıkıyor. Neden?

Çünkü sevgi bir duygu durumudur ve bu duygu durumu, her kişinin biyolojik (beyin salgıları)dolayısıyla psikolojik, sosyal, kültürel varlığıyla birlikte anlam kazanır. Bu anlam; herhangi bir şeye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu durumudur. Yani sevgidir. Tanımsal ifadesi ise bazı belirtilerin toplamından ibarettir çoğunlukla. Şöyle ki;

Sevgiyi tarif ederken saygı, güven, bağlılık, anlayış, özveri, iyilik, emek, ilgi, sorumluluk gibi birçok kavramla özdeşleştiriyoruz. Fakat biliyoruz ki bunlar sadece sevginin belirtileridir. Aynen ateş, kırmızı döküntüler, öksürük de bir semptom (belirti) olup, bir hastalığın adı olmadığı gibi. Hastalık kızamık olabilir, kızıl olabilir vs.

Sevginin içerisinde bu belirtilerin hepsi olabilir veya olmayabilir. Belirtilerin eksikliği sevginin yokluğu anlamına gelmez ama bu duyguyu besleyecek besin damarlarından birisinin tıkalı olması anlamını taşır ve çoğalmasını engelleyen etki gösterir.

Hep duyuyoruz en erdemli sevginin karşılık beklemeden, çıkarsız, bir sevgi olması gerektiğini. Peki, gerçekten hiçbir şekilde duygusal bir geri bildirim alamayacağımız karşılıksız ve çıkarsız bir sevgi olabilir mi?

Ben olamaz diyorum. Hissettiğimiz sevginin devamı için mutlaka bir karşılığı, geri bildirimi olmalıdır.

Varlığımızı oluşturan sahip olduğumuz sevgi duygusu durağan değildir, bir yöne akar. Bu akış sevginin en saf halidir. Akarken neyle karşılaşacağını bilemeyebilir. Sonuçta vardığı hedefte o güçlü enerjisiyle bir etki bırakabilir. Ve bu etkinin karşılığını da bir şekilde görebilir. İşte geri bildirim, sevgi kaynağına yaşattırılan bir haz ve mutluluk hali olmalıdır.

Örneğin en temel sevgi, yaşama sevgisidir ve yaşamaya, hayata hissedilen bu heyecan ve coşkunun verdiği ruhsal iyilik hali aynı zamanda bir geri bildirimdir.

En çıkarsız ve karşılıksız sevgi, ana-babanın çocuklarına duyduğu sevgi denir. Peki, bunun karşılığı ya da geri bildirimi, bir insanın varlığına sebep olmanın, ona emek vermenin sonucu hissedilen, yaşanılan güzel duygular değil mi?

Sosyal yaşantımızda aşk harici ikili ilişkilerimizde de sevgimizi yönelttiğimiz kişinin, bizde olumlu duygu ve düşünceler uyandıran özellikleri olması esastır. Bu özellikler başlangıçta sevginin birkaç belirtisiyle sınırlı olsa da ilerleyen süreç içerisinde ilişkimizin niteliğine göre bu belirtilerin fazlasını da isteyebiliriz daha azını da bekleyebiliriz.

Sevginin barındırdığı tüm olumlu belirtileri hissedip, karşımızdakine ifade ettiğimiz halde, bunun karşılığında hiçbir şekilde saygı, ilgi, iyilik, bağlılık, anlayış, sorumluluk, emek, güven, şefkat gibi ana sevgi belirtilerini göremediğimizde ve hatta zararlı davranışlar gördüğümüzde sevgi azalacak, süreç devam ettiğinde ise tükenecektir.

Arzulanan, tarafımızdan belirlenmiş tüm sevgi belirtilerinin bir karşılık görmesidir. Fakat her zaman bu olmayabilir.

Örneğin bazen güven duymadığımız birini de sevebiliriz veya sorumsuz birini de. Bazen de bize manevi bağlılık hissetmeyen bir kişiyi sevebiliriz. Ama bu sevgi tam olarak beslenip çoğalamaz.Kısır bir sevgidir.

Yukarıdaki belirtilere ilave olarak her kişinin beklentileri doğrultusunda arttırıp katkıda bulunabileceği sevgi belirtilerinin tümüne karşılık bulamaması, sevginin geri dönüşümü olmadığı anlamına gelir ki bu da o varlığa duyulan sevgiyi bitiren bir şeydir. Aslında biten "sahip olunan" sevgi duygusu değildir. Sevginin yönü değişir, akacak başka bir kanal, başka bir varlık mutlaka bulur.

Her ne kadar aşk deyince sevgi, sevgi deyince de aşk aklımıza gelse de burada aşk kavramını konumuzdan ayrı tutuyorum. Aşk; içerisinde sevgiye ait kavramları barındırabilir ve sevgiye de dönüşebilir. Fakat kavram olarak bu fırtınalı duygu durumunun yeri farklıdır ve başka bir yazının konusudur.

Resim: http://www.marikon.net/YaziFoto/sevgi46.jpg

 
Toplam blog
: 156
: 2800
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. 9 Eylül Ünv. İşletme mezunu, 9 Eylül Ünv.Sosyal Bil. Ens.Sağlık Kurumla..