Karşıyaka - Göztepe derbisi ardından

29 Ocak 2012 günü İzmir Atatürk Stadında ülkenin en önemli derbilerinden biri, Karşıyaka-Göztepe derbisi oynandı. Karşıyakalı olarak kapalı tribünde yerimi aldım. Maçın heyecanı ile yanlış veya eksik kalma ihtimali üzerine bu maç için maç günü gecesinde yazı yazmadım. Pazartesi günü artık maçın havasından uzaklaştıktan sonra bir yazı yazdım ama yayına vermekten vazgeçtim. Bunun en önemli sebebi ise saha içinde ve dışında özellikle medyada Karşıyaka taraftarına yapılan haksızlıklardı.

İlk olarak başlamak istediğim nokta medya. İstanbul hegemonyasından kurtulamayan medyanın, bu büyük derbiye gerekli özeni göstermediği kanaatindeyim. Aynı eleştiriyi MB yazarlarına da yapıyorum. Derbi maç ile ilgili bir tek yazı yazılmadı. Ama dünya bu derbiye kayıtsız kalmadı. İngiltereden Futbol Mundial isimli en önemli spor yapımcısı IMG şirketi İngiltere'den gelip 26-30 Ocak arasında 4 gün boyunca çekim yapacak kadar bu önemli mücadeleye değer  verdi. En fazla yarım sayfa haberle geçiştiren medya için Türkiye hala İstanbul'dan ibaret.

Biz Karşıyakalılar kimse tarafından sevilmiyoruz. Göztepe'ye eyyamlı haber yapan medya maç ile ilgili yaptıkları haberlerde bunları çok iyi gösterdi. Zaten Göztepe'nin amatöre kadar düşmesinin sebebi de yine medya yani Yeni Asır ve grubu değimliydi…

İzmir'in çürümeye yüz tutmuş stadında taraftara her türlü zorluk çıkartıldı. Stada ilk giriş kapısında yüzlerce insan tek tek bilet kontrolü yapılarak içeriye alındı. Yanyana on kişinin geçemeyeceği kapıdan Karşıyaka taraftarı,  iki sıra dizilmiş emniyet görevlileri tarafından ellerinde kalkanlarla itilerek sıkıştırılarak içeriye girebildi. Hatta o izdihamda önümdeki çocuk " sıkıştırmayın bu kadar biraz geri gitseniz hızlıca geçebiliriz içeriye " dediği anda polisin elindeki sert plastik kalkan suratında patladı. Hepsi hazır kıta ellerindeki jopu Kara Murat gibi kavrayarak üzerimize doğru geldi. İki kolumu tamamen açarak kendimi polisin önüne atıp yapmayın, ne gerek var, haykırışlarım arasında itilip kakıldık. İçeriye nihayet girebildiğimde arkamda bir kişneme sesi duydum. Kafamı çevirdiğimde atlı polisin üzerime geldiğini gördüm. Atlı polis atı resmen üzerime sürdü son anda geriye doğru atılarak atın altında kalmaktan kurtuldum. Önemli olan nokta hiçbir taşkınlık yokken oluyor bunlar.

Aynı olay daha önce Alsancak Stadındaki bir  maçtan sonra sebepsiz joplayan polisi protesto etmek için alkışlarken de başıma gelmişti. Atlı polisten, atın altında kalmaktan kurtulmuştum ama jop yemekten kurtulamamıştım. Hatta o günkü olayla ilgili bir karikatür bile yapıldı. Karikatürü görmek için tıklayınız. Kısacası amacı sadece stada girebilmek olan taraftara yapılan bu çirkin davranışların hepsi zaten polis kameraları tarafından da kaydedildi. Göztepelileri fotokopi biletleriyle tribüne alan emniyet, bize gelince biletleri barkod okuyucudan tek tek geçirerek sıralarda yığılmalara sebep oldu. ( bu geçiş sistemi daha fazla zaman alıyor)

Stadlarda meşale yakmak yasak. İlk maçta Karşıyaka' nın golünde meşale yakan üç taraftar maçtan sonra polis kamera kayıtlarından inceleneip bulunarak haklarında bir yıla kadar hapis cezası ile dava açıldı. İşte milliyetteki haberi. tıklayınız.  Ya haftasonu olan maç... Göztepeliler belki yüzden fazla meşale yaktı. Yaktıkları meşaleleri polisin üzerine fırlattı. Bir Allahın kulu sordu mu yazdı mı bu meşaleler nasıl içeri giriyor diye. İçeriye nasıl sokulabileceğini ben tahmin edebiliyorsam, emniyetin bilmemesi mümkün mü. İlk maçta kamera kayıtlarından 3 Karşıyakalıyı bir yıla kadar hapis cezası ile yargılayan emniyet neden aynı uygulamayı gerçekleştirmedi. Hemde yakılan meşaleler kendilerine atıldı.

Madem bilinmiyor o zaman ben açıklayayım o meşalelerin nasıl sokulabileceğini. İlk olarak stada pankartlar getirildiğinde pankartlar açtırılıp arandı mı? Büyük pankartların içerisinde sokulması muhtemeldir. İkinci olarak tribüne giren taraftarlara üst araması yapıldı mı? Fotokopi biletlerle giriş sağlanabildiğine göre, üst aramasının eksik kalmış olma ihtimali çok yüksek. Göztepelilerin maç başladığında giydikleri yağmurluklar toplu olarak kolilerle mi getirildi stada? Yağmur olmayan havada yağmurluk giyilmesi, yağmurluklar getirildiğinde kolilerde meşalelerin stada sokulmuş olma ihtimalini kuvvetlendiriyor. Son olarak esnafın stada soktuğu yiyecek, içecek kolilerinde kontrol yapıldı mı? Tümü Göztepeli olan satıcılar meşaleleri yiyecek, içecek maddesi gibi stada sokmuş olabilir.

Karşıyaka taraftarının  haftalarca gece gündüz çalışarak elleriyle çizilen, boyanan pankartlarımız basından ilgi görmedi ama Göztepelilerin yaktıkları meşaleler maçın önüne geçirilmeye çalışıldı. Pankartların örnekleri için tıklayınız. Birden  QR kodlu pankartın Liverpool taraftarının blogu offthepost ‘da haber olmasıyla birlikte gündeme düşünce, meşale yakıp memurlara atan Göztepelileri seyretmekle yetinen emniyet görevlilerinin maçtan günler sonra bu pankartı stada sokanları bulup 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılamaya çalışması çifte standartın ispatıdır.

 Bir parantez de Karagümrüklü kardeşlerimize. Her zamanki gibi herkese karşı tek başımıza olmadığımızı Karagümrüklü kardeşlerimiz desteğiyle gösterdi. İstanbulda kardan kıştan dolayı insanlara sokağa çıkmayın uyarıları yapılırken, maçı sıcacık evlerinde sıcak çaylarını yudumlayarak izlemek varken yüzlerce kilometre yolu Karşıyakalı kardeşlerine destek olmak için gelen Karagümrüklü kardeşlerimize sonsuz teşekkürler.

Bir Karşıyaka-Göztepe derbisi daha iz bırakarak geçti. 100. yılımızda göztepeye karşı galibiyetimizi sağlayan golün saat 19.12 ‘de gelmesi bu derbiyi daha da özel kılmıştır. Karşıyakamız aldığı üç puanla play off hattına yaklaştı. Yeşiliyle kırmızısıyla, taraftarıyla futbolcusuyla, medyanın gözlerini kapattığı tribünlerdeki tüm güzellikleriyle Karşıyakamız büyüklüğünü bir kez da ispat etmiştir.