Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '11

 
Kategori
Estetik / Güzellik
 

Karşıyım... Estetik operasyonlara karşıyım...

Karşıyım... Estetik operasyonlara karşıyım...
 

Evde kaldığım bir gün kahvaltı eşliğinde televizyonu açıp sabah programlarına bir göz gezdireyim dedim, seviyesizlikten ve iğrençliklerden midem bulandı, iştahım kaçtı... Kanallarda gezinmeye ve düzgün bir tv programı aramaya devam ettim. En son bir kanaldaki estetik cerrahı dinlemeye karar verdim. Sevgili estetik cerrahımızı dinledikçe kadınlara yapılan haksızlık ve psikolojik oyuna daha fazla tahammül edemedim ve bu konu hakkında yazmaya karar verdim.

Kadın deyince akla sadece güzelik mi gelmeli? Sadece güzelliğe mi indirgenmeli kadının varlığı? O'nu sadece cinsel bir meta olarak görmek haksızlık değil mi yaradana, yaradılışa? Oysa aklı, beyni, ruhu, bedeni ve yaptıklarıyla bir bütündür insan. Güzellik olgusuna karşı değilim ama dış görünüşü, güzelliği, hayatımızda ilk amaç edinmişsek orada bir yanlış var demektir.

Sevgili estetik cerrahımız güzellik adına yapılan operasyonları anlatmaya devam ediyor, göğüs bölgesine yapılanlardan, yağ aldırmaya, karın gerdirmeye, kaş kaldırmadan botoksa, elmacık kemikleri yapmadan dudak dolgunlaştırmaya kadar aklınıza hayalinize gelemeyecek, güzellik için şu da olsaydı diye düşünemeyeceğiniz yüzlerce operasyondan bahsediyor. Ve bunları o kadar şirin o kadar zararsız ve o kadar olması gerekli şeklinde dikte ederek anlatıyor ki güzelliğinize takıntılı, sorunlu bir kadınsanız beyninizin bir köşesinde her hangi bir opesyona dair bir ışıltı mutlaka beliriveriyor. Sevgili cerrahımız diyor ki; "Yağ aldırma sonrasında, baklava dilimi görüntüsünde, yıllardır spor yapıyormuş gibi görüneceksiniz". Bir doktor insanlara hem ruh hem de beden sağlığı açısından sporu önereceğine boş ver yapma, ye iç gel  biz ameliyatla yağlarını alırız diyor, inanmakta zorlanıyorum. Anlayamadığım korkusuzca, ileride oluşturabileceği tehlikeleri bilmeden yaşı daha çok genç olmasına rağmen, üstelik güzel de olmasına rağmen nasıl bir takıntıyla bunca bıçak altına yatmaları bayanların.. Sen koru Allah'ım!

Ekranlardaki kadınlara biraz dikkat ettiğiniz de hepsi aynı tornadan çıkmış gibi. Güzellik kavramı belli olgulara bağlı olmamalı. Eğer gerçekten güzellik, kalkık kaşta, kavisli burunda, çekik gözde, kalın dudaklarda, ne bileyim incecik falan olmakta olsaydı Rab'bim neden herkesi böylesine farklı yaratırdı ki? Modayı estetik operasyonlarla insan bedenine de uygulamaya başladılar ya korkulur artık bu kapitalist düzenden. Hem moda dediğin ne ki? Farklı olmak, özgün olmak, kendine yakışanı giymek değil mi? Oysa bizler moda denilen aptalca akım sayesinde hep aynı görüntüyü veriyoruz.. Hayatta sürekli piştiyiz anlayacağınız..

Hayati ve insan yaşamını engelleyici bir durum olmadığı sürece estetik operasyonlara karşıyım. Ruhunu doyuran, hayata olumlu anlamda bir şeyler katan, yaşamı anlamlandırmış bir insanın böyle şeylere gerek duymayacağını düşünüyorum. Kendiyle barışık olmalı insan, çevresiyle, yaşadığı gerçeklerle... Bakımlı ve temiz olduğunuz, hem ruhunuza hem de bedeninize iyi baktığınız sürece korkmayın yaşlanmaktan, yaşlanmak sizden korksun. Ya bırakın güzel yaşlansın insanlar, kırışıklıkları yaşadığı yılları hatırlatsın, nine, teyze, abla olabilsin. 

Bir sözüm de karne hediyesi olarak kızlarına estetik operasyon hediye eden anne babalara. Bu ne aptallıktır yahu! Çocuğunuzun psikolojisini mi düzeltiyorsunuz burnunu kaldırınca... Yoksa egosunu daha da kaldırıp, küçük dağları ben yarattım edasında dünyayı daima kendi ekseni etrafında dönüyor zannederek  yaşayan, kendiyle takıntılı, sorunlu bir çocuk mu hediye ediyorsunuz  dünyaya ... Git çocuğuna Mevlana'nın Mesnevisi'ni al da hayatı anlasın...

 

Fatma KOŞUBAŞI

 
Toplam blog
: 70
: 863
Kayıt tarihi
: 18.01.08
 
 

Eğitimci, yazar... Denizin Üvey Kızı ve Hayalbaz şiir kitaplarının şairi... Bilgisayar öğretm..