Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '08

 
Kategori
Futbol
 

Kartal güle oynaya

Kartal güle oynaya
 

Beşiktaş'ın Siroki önünde performansıyla parlayan oyuncularından biri de Uğur İnceman'dı.


UEFA Kupasındaki temsilcilerimizden Beşiktaş, İnönü Stadında ağırladığı rakibi Siroki Brijeg'i çok rahat geçti. Takımlarımızın Avrupa macerasında şu ana kadar gördüğümüz en zayıf rakip MTK idi ama Siroki her iki maçta gösterdiği performansla MTK'dan da bir gömlek aşağıda olduğunu ispatlar gibiydi. Bu sebepten dolayı Beşiktaş-Siroki Brijeg karşılaşmasını siyah-beyazlılar için ölçü almak hata olur. Ertuğrul Sağlam ve talebelerinin güçlü yönleri maç boyunca parıldadı durdu. Bu yüzden biz de analizimizde bu yönlerin üstünde duracağız.

Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, maça başlayan Beşiktaş on biri ilk maçı kazanmanın ve rakibi tartmış olmanın getirdiği gevşeklikle karşılaşmaya fazlasıyla “relax” başladı. Ancak rakip ne denli zayıf olursa olsun, Avrupa mücadelelerinin şakaya gelmeyeceğini sanıyorum devre arasında teknik heyet onlara hatırlattı. İlk ve ikinci 45 dakikalarda izlediğimiz farklı görüntü de büyük ölçüde bu durumdan kaynaklandı. Ertuğrul Sağlam, bu sezon için Beşiktaş'a biçtiği gömleğin üstüyle başıyla fazla oynamadan 4-2-3-1 dizilişiyle oyuncularını sahaya sürdü. Anlaşıldığı kadarıyla siyah-beyazlılar bu sezon bu temel düşünce etrafında futbol oynayacaklar.

Defansa katılan Zapotocny'nin performansı, “Ben ilk on birde oynarım” der gibiydi. Görünen o ki, tandeme Zapotocny kazık çakacak, yanına da maçına göre adam yazılacak. Sağ bekte de Serdar Kurtuluş rakibin zafiyetlerinden istifade ederek hem savunmada hem de hücumda etkili bir futbol oynadı. Defansın önündeki ikiliden Uğur İnceman “maçın yıldızı” seçilebilecek kadar başarılıydı. Çift ön liberodan hücuma destek geçmiş maçlarda Cisse tarafından veriliyordu ama bu konuda Uğur'un çok daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Beşiktaş'ın yeni transferi maç boyunca kat ettiği mesafeyle de dikkat çekmeyi başardı.

Bir başka konu da savunmadan çıkışlarda yaşandı. Zapotocny-Sivok tandemi ve önündeki Cisse-Uğur ikilisi sahadayken savunmadan ne kadar az top şişirildiği dikkatinizi çekti mi? Çekmediyse Toraman-Zan ikilisinin oynadığı maçları hatırlamaya çalışın. Her pozisyonda ön liberolardan birinin savunmaya destek vererek oyun kurulumuna yardımcı olduğunu gördük ki, bu Beşiktaş adına özlenen bir gelişme. Bahsedilmesi gereken bir diğer konu da Beşiktaş forvetlerinin formu. Bobo sezona mükemmel bir başlangıç yaptı, Nobre formda, Serdar Özkan da kendine güvenini kazandıkça parlamaya başladı. Holosko ise nispeten serin havayı ve güzel zemini bulunca eski günlerini hatırlattı. Siyah-beyazlı oyuncular form durumlarında büyük dalgalanmalar yaşamazlarsa çok verimli bir sezon geçirebilirler.

Peki yolunda giden tüm bu gelişmeler dışında gözü tırmalayan noktalar yok mu? Elbette var. Örneğin sol kanat. Antalya'daki Tello-Aydın denemesinden sonra Ertuğrul Sağlam'ın tercihi Tello-Serdar Özkan oldu. Serdar elinden geldiğince o bölgede faydalı olmaya çalışıyor ancak sol kanatta zaman zaman defansif problemler yaşanabileceği unutulmamalı. Maçı izlerken kendi kendime “Acaba bu denli masraf yapılmışken Beşiktaş yönetimi gözünü karartıp Paris Saint Germain'den Porto'ya 7 milyon Euro'ya transfer olan Cristian Rodriguez'i de bu kadroya dahil edebilir miydi?” şeklinde düşünmeden edemedim. Eğer Seriç gibi bir kapalı kutudan vazgeçip Rodriguez gibi bir oyuncu da bu takıma kazandırılabilseydi Beşiktaş'ın gerçek anlamda çehresi değişirdi. Merak edenler için belirtelim, Rodriguez'i Şampiyonlar Ligindeki Porto-Fenerbahçe ve Fenerbahçe-Porto maçlarında yeniden izleme imkanı bulacağız. Tabii en büyük temennimiz, Uruguaylı genç futbolcunun kariyerindeki en kötü performansları bu iki maçta göstermesi.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..