Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '07

 
Kategori
Blog
 

Kartallar yüksekten nasıl uçar? 4

Kartallar yüksekten nasıl uçar? 4
 

Motorlu yelken kanat pistte görünürken her şey için artık çok geçti.

Sürekli kendime başaracağım, uçacağım diye telkin ederken ayaklarım geri gitse bile motorlu yelken kanat ile aramdaki mesafe sürekli azalıyordu. Sanal alemden Milliyet Blog paylaşımları ile gerçeklik kazanan blogun asisinin karizmayı yerle bir etmesi işten bile değildi. Daha ne olduğunu anlamadan kendimi havacı tulumlarının içinde buldum. Görünüşe göre bırakın Türkiye’yi dünyada samimiyet, kendine güven ve bu kadar nitelikli insanın bir arada olamayacağı bir ekip her şeyi yönlendiriyordu.

Motor sesi ile kaçınılmaz gerçeğin tokadı rüzgar olup suratıma tokat gibi indiğinde dilim kilitlenmişti sanki. MB’nin yetenekli yazarları aşağılarda nokta gibi gerçek boyutlarında görünselerde ben hala pilotumuz ile bir tek sözcük bile konuşabilecek kadar kendime gelememiştim. Zaman sonra pilot Murat Bayçora’ya “ Soğuk, yukarısı çok soğuk” dedim. Aslında ayaklarım yere değene kadar tek konuştuğum cümle “Soğuk yukarısı çok soğuk” ama ben yine bir taraftan fotoğraf çektiğimi, pilotların işlerinin gerçekten zor olduğunu, lise sonrası Hava Astsubay okulu sınavına girdiğimi , pilotumuzun İzmir’den bir önceki gün geldiğini, en zevkli hava aracının motorlu yelken kanat olduğunu konuştuğumuzu söyleyeceğim.Aslında bu uçuş macerasına havacılık sınavının yazılı kısmına girip sözlüye girmeden neden bıraktığımı yazacak olursam iş izlenimden çok romana döneceği için kısa kesiyorum…

Yelken kanat uçuşu bitince İlyas Bayram ayağım doğru dürüst yere basmadan üzerimdeki havacı tulumuna saldırdı. Şeytana uyup “Ne çekiştiriyorsun abi” demek vardı ama yarın gazetelere manşet olmayalım diye sabrettim, Milliyet Blog’un hatırına. Zaten bizim Pirmete ağabeyimiz olayın vehametini kavrayıp ortamı değiştirdi. Yeşillik olsun diye biraz fotoğraf çektim yine tüm sinirime rağmen.

Diğerleri uçarken çay, sohbet derken zamanımız su gibi akıp gidiyordu.

Yamaç paraşütü için rüzgarın uygun olduğu söylendi. Yine İlyas Bayram en önde, örnek olacağım ayaklarına bizi yukarı götürecek minibüsün yanlışlıkla şöför koltuğuna oturmaz mı. Yani o dakikadan sonra karar verdim kızmayacağım. Abi, bu minübüs , yamaç paraşütü değil, hem şöför koltuğuna oturdun dedim blog hatırına. Dilimi de ısırmaktan ciğer sote’ye çevirdim ama ne yaparsın geldik katlanacağız.

Yamaç paraşütlerini almak, havacı tulumlarını giymek için malzemelerin olduğu depoya gittik. Dört kişiyiz uçacak olan. Robert, Tahir , İlyas Bayram.Bizimki yine tulumu kapmasın mı.

Yani insan biraz ağır takılır. Robert konuk, aynı zamanda eniştemiz olur, dünya tatlısı eşi Alev hanım mahcup olmasın diye bir tulum ayarladık. Diğerlerini çekiştirirken İlyas ağabeyimiz parçaladı. Tahir bir tulum giydi, çocuk Manisa tarzan’ı gibi kaldı ortalıkta. Bizi yıktın İlyas Bayram.Üstelik Tahir medyadan.Ya sabır.. Şu iş hayırlısı ile bitse de bir kurtulsak …

Tepedeyiz. Yukarıdan görünüş, manzara nefis. Akşam rüzgarını yakalamışken tatlı bir şekilde uçalım diyor öğretmenlerimiz. Rüzgar, soğuk. Ben tedbirli adamım övünmek gibi olmasın kabanımı giymişim sıcacık. Tahir tazan gibi titriyor. İki paraşüt var. Hesap açık birini malum ağabeyimiz gasp ettiğine göre konukseverliğimizden Robert’e kıyak yapıyoruz.

İlk malum abi uçacak. Paraşüt seriliyor, hazırlıklar yapılıyor. Bizimki anlamasa bile kafa sallıyor. Keşke diyorum sağ salim atlatsak bu faslı, kendi endişelerimi attım bir kenara. Sinir oluyorum, torun sahibi adamın ne işi var kardeşim yamaç paraşütü ile.

Yazısında yarım saat uçtum diye yazıyor, inanmayın. Biz yukarıda Tahir kardeşimizi paraşüt çantalarına sarmalayıp zatüre olmaktan kurtarmaya çalışırken sanki İnönü’ye İlyas Bayram beyi eğlendirmek için gelmişiz gibi dönüp duruyor gökyüzünde…

Şimdi soruyorsunuz bu seri ne zaman bitecek diye haklı olarak. Hele bir yere insin İlyas ağabeyimiz , elbet bizimde sıramız gelecek.

Devam eder…


Okuyucuya not: Orman yangınlarında kullanılmak üzere alınacak olan uçaklara destek olmak için tüm operatörlerden YANGIN yazıp 3919’a mesaj göndererek katkıda bulunabilirsiniz.

Devam: http://www.thk.org.tr/2005/anasayfa.htm (THK) Türk Hava Kurumu ile ilgili tüm sorularınıza yanıt bulabilirsiniz.Kurban derilerinizi makbuz karşılığında mutlaka THK’ya vermelisiniz. Cumhuriyeti kuran felsefenin yaşaması, yaşatılması hepimizin yurttaşlık ödevidir, görevidir.

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..