Kasap Tıraş Yaparsa!..

Üç arkadaş üç araçla ve ailemizle Rize’nin doğa harikası Ayder yaylasına gittik.

Birkaç gün şehrin gürültüsünden uzaklaşıp yayla havası teneffüs edip tabiatın birbirinden güzel tablolarına dalıp ruhumuzu tazelemekti amacımız. Bir de tabii ki o kaplıcasının berrak suyundan şifa kapmaktı.

Günlerimiz oldukça keyifliydi… Üç adımda bir horon vardı, biz de becerebildiğimiz kadar horon tepiyorduk. Neyse efendim, sözü uzatmayalım…

Bir sabah arkadaşlarla yaylada bir berberde sakal tıraşı olmak istedik, bir arkadaşım geride kaldı… Çocuklarını eşine teslim edip bize yetişecekti.

Sorduk soruşturduk ve yaylada sadece bir berberin olduğunu öğrendik. Çarşının içinde…

Berberi bulmak zor olmadı; ama berberde kimsecikler yoktu.

İçerisi yaklaşık 4 metrekareydi ve tek bir berber koltuğu vardı. Dükkân açık, sahibi yok…Allah Allah!

Neyse yandaki markete sordum, “Buralardadur, şimdi celur!”

Onun yanındaki kasaba sordum, berberi: “Haçan şimdi celeyrum, şu eti de kaburgasundan ayurayum!”

“Hıı?! Nassiiii?”

“Berber siz misiniz?”

“Evet, beğenemedün mi?”

“Estağfirullah da!!!”

Dışarı çıktım, arkadaşa berberimizin bir kasap olduğunu söyledim. Arkadaşım şaka yaptığımı düşündü…

“Vallahi kasap tıraş edecek!” (Aklıma Ahmet Kaya'nın berberde sakal tıraşı olanlarla ilgili çıkışı geldi.)

“Satırla mı?”

“Hıı? Onu bilmem de unutulmaz bir an ve anı bizi bekliyor arkadaş! İyi bir macera!”

Kasap berberimiz az sonra kasap dükkanından kanlı ellerini iş önlüğüne sile sile berbere geldi.
“Ellerin bir yıkasaydın!”

“Sular kesük da!”

Neyse efendim, bir bidondan su döktüm, ellerini yıkadı.

Adam kan kokuyordu!...

Az sonra hiçbir şeyden habersiz yanımıza gelen diğer arkadaşımızı kasaba(pardon berbere) teslim ettik.
Bizi tuttu bir gülme…

Hem kasap kardeşimizi kızdırmaktan korkuyorduk hem de gülme krizinden kendimizi alamıyorduk…
Kasabımız önce, hiçbir şeyden habersiz arkadaşımızı tıraş etti, eh fena değildi…

Berberimiz güvenimizi kazanınca biz de sırayla tıraşımızı olduk…

Evet, Ayder Yaylasında bir kasap beni tıraş etti!

Murat Ertaş-Ayder 2003