Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kaset çalar

Kaset çalar
 

Önce beta sonra VHS CD DVD gidiyor...

Kasettir gidiyor… Yıllardır hep birileri yaptı biz izledik. Biz yapsak kimse izlemez. Bu iş böyle. 2003 yılında, yaz tatili için ablamın yanına yurtdışına gitmiştim. Orada, bu dil öğrenme mevzusunu tam yaşayabilmek üzere, tüm ilişkilerimi kesip, kapandım. Ne haber okudum ne de telefonda sordum ne olup bitiyor diye. Döndüğümde “Oooo naber Emre hoş geldin” dediklerinde bir ufak iyiyim diyordum, sanki bilmediğim bir dili konuşmaktan utanırcasına. Fakat bu bir şey değil, o zamanlar bir kaset çıkmış meydana. Tüm haberlerde onu anlatıyorlar. Bir ses sanatçısı kendisi. Kaseti çıktı derlerse ne anlarsınız. Gayri ihtiyari olarak yemek masasındayken şöyle bir soru yönelttim. “Ya anne, bu kadının şarkıları çok mu güzel de bu sefer bu kadar her yerde” diye. Tabi, benim kibar annem, öyle kaset değil, iyi dinle haberleri demekle yetindi. Çok sonra gördüm. Bir balondu, şişti patladı. Şimdi her şey çok farklı onun hayatında, biz zaten 5 gün ya üzerinde durduk ya durmadık. Zaman zaman birilerinin böyle görüntüleri çıktı, unuttuk, çıktı izledik. Ve en son bu biraz ilginç bir hale geldi. Bir şantaj, bir kurşunsuz yaralama aracı oldu. İnsansal olgularının bu ülkede ayıp sayılmasından kaynaklanan bazı yaklaşımlar.

Size benim hoş olmayan ama beni rahatlatan yaklaşım şeklimi anlatayım. Çok güzel bir kadın gördünüz, onu bir anda ulaşılmaz kıldı zihniniz, Afrodit bellediniz. Hayır hayır Banu Alkan değil. Gerçek anlamda Afrodit olacak. Ahaha! Tamam buna takılmayın. Hemen bir insanı davranış düşünün. Tuvalet alışkanlığı. O anda onu kendi seviyeme çekerim. Bir kokteylde Sayın Cumhurbaşkanımıza yaklaşık 10 metre mesafede bulunma şansı yakaladım. Şöyle bir düşündüm sırtındaki yükü. Sonra yine aynı döngü. Neden Cumhurbaşkanı olamayayım dedim. Olay bitti.Bu kaset mevzusuna geliyorum. Dünyada bir çok örneği var bu gibi olayların. Devlet başkanlarına, ünlü aile mensuplarına ona buna şuna herkese. Mesela Paris Hilton, bunu nakite çevirmeyi başardı. Yunanistan üçüncü güzeli, parasız kalınca böyle bir performansı kabul etti. Herkesin ooo woww dediği Kim Kardashian yine aynı şekilde. Bunlar ekstra örnekler olabilir. Kabul ediyorum. Ve lütfen yanlış anlamayın, ama ben şunu merak ediyorum, bu görüntüler kabul edilince mi daha az etki yapıyor, reddedilince mi. Belki bir kısmı izliyor, bir kısmı izleyemiyor, kıyamet bundan kopuyor. Bilemiyorum ki.

Konuyu nereye getireceğim. Sonuç olarak hepimiz insanız. Hata yapılabiliriz. Ama neyin hata olduğunu iyi anlamak ve kabul edebilmek gerek. Bu tarz hatalar bir anda yapılır. Düşünülmez ki. Ya da bunların bazıları, başkalarının suiistimalidir. Güzel şeyler değil elbette. Fakat her şey insanlar için değil mi hayatta? Kabul edin, mayamız bozuk. Çiğ içtik o mis gibi anne sütünü.
Gündemimizle oynuyorlar, bizi bilmek istediklerimizden uzaklaştırıyorlar. Öyle bir yapıyorlar ki, artık nereye baksak görüyoruz ya, kanıksıyoruz. Ben Türkçe şarkı dinlemem diyen birinin, şarkı çıkınca mırıldanması ve aaa ben bunu nereden biliyorum demesi gibi oluyor. Herkesin her şeyi bilmesi gerekmiyor fakat bilinçli olmak gerekiyor. Sizden ricam, bu ülkede nasıl yaşamak istiyorsanız, onun sonsuz savunucusu olun. Ben rahat yaşamak istiyorum. Nedenini anlayamayacağım kurallarla yönetilmek değil. Güzel insanlarda, aydınlık içlerinin yansımalarını görmek istiyorum. Arzularıma heveslerime teslim olmak istiyorum. Güvenli bir evde oturmak istiyorum ama kulağımı arabanın alarmına kabartmak istemiyorum. Biliyorum siz de bu şekilde. Gençler, bu sıkıntıları çektik biz, olursa çocuklarımız dışarı çıkınca iki kere düşünmeyelim.

 
Toplam blog
: 52
: 507
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Yeni mezun bir maden mühendisiyim. Yükseklisans yapıyorum. Bunun yanında, kalkınma antropolojisi, ci..