Kasetlerin hedefinde Türkiye var

Sayın Baykal'ın servis edilen kaset sonrası istifa etmiş olmasının ardından CHP, yapılan kurultay sonrasında sayın Baykal'ın ekibi olarak bilinen isimleri parti dışına itmişti. "Baykal ve ekibinin tasfiyesi" olarak görünen olaylar zinciri Türk siyasi hayatında değişikliklerin farklı yollardan yapılacağının habercisi oldu.  

Başlangıçta sayın Baykal'ın parti üstündeki vesayatine son verildiği, partiye yeni heyacan, heyacanı getirecek olan yeni kadrolar geldiği sergilendi. Her şeye rağmen CHP, sayın Kılıçtaroğlu' nun genel başkanlığında toparlanarak seçimlere giriyor. Toparlanmayı başaran sayın Kılıçtaroğlu' ndan çok, partinin kökleşmiş geleneklerinden kaynaklanan siyasi iradesi olduğunu söylemek yanlış olmaz.  

Burda şuna dikkat çekmek istiyorum: Siyasi partilerdeki kadro değişiklikleri artık siyasi bilek güreşiyle değilde entrikaya dayanan düşük değerli, ahlaksızlığa mahkum olmuş kasetlerle yapılmaktadır.  

Adına " yeniden dizayn etme" moda kelimesiyle hayat bulan; mevcutları, demokratik olmayan yollarla tasfiye etme planlarının ilgili parti içinde hayat bulmadığı görüldü. Tamamen dışardan tertip ve servis edilen kasetlerin şantaj aracı olmasından öte, Türkiye'nin siyasi yapısına tecavüz eder mahiyette olması olayların farklı zeminlerde planlandığını ortaya koydu.  

Çevrildiği ülke yapısına aykırı düşmeyen "Dallas" dizi filmindeki karışık mantık ilişkilerinin taklidi ve senaryosu gereği ilişkiler yumağı, milli kültürümüze ters düşünce sayın Baykal istifa ederek doğru olanı yaptı ama siyasi hayatımızı arı kovanı olarak görmek isteyenlerin soktuğu çomağı da engelleyemedi.  

Bilenler haricinde, arı kovanına sokulan çomak zaman zaman hareket etmemesini beklememek abesle iştigal etmek olacaktı. Neticede de oldu.  

Kaset sıkandallarının ucu MHP' ye dayanınca olayların art niyetli kişiler tarafından kurgulanan kirli bir tezgah olduğu ortaya çıktı. CHP' yi belli bir kota aralığında tutmayı başaran kirli tezgah sahipleri MHP' yi meclis dışına atabilmenin yolunun parti yöneticilerin ahlaki değerlerine saldırarak daha kolay olacağını düşünmüş olacaklarki, "yumuşak karın" hesabıyla hareket etmeyi yeğlediler.  

Bugün istifa eden MHP yönetim kadrosundaki isimlerle, CHP'den istifa eden veya tasfiye edilen isimlerin Türk siyasi hayatında ve almış oldukları görevler itibarı ile dik duran Türkiye profilinin montaj elemanları olduğu görülmektedir.  

Olayların tamamı iyi okunursa, olaylar zincirinin doğuracağı büyük resmin küresel güçlerin Türk ortakları marifetiyle servis edildiği gerçeğini söylemek mümkün. Sıradan insan ve basit yapılı bir örgüt işinden daha çok coğrafyaları istediği gibi şekillendirmek, yönetmek isteyen güçlerin tertibi söz konusu.  

En büyük zaafa ve gaflete düşen de Türkiye' yi yöneten iktidar oldu. Kasetler dairesinin dışında kalmak onları temiz ve dürüst kılmaz. CHP' ye, MHP' ye ilaveten başkaları için de gelişecek olan kasetler savaşının cumhuriyetimizi hedef aldığını görmiz lazım. İktidara gelmeye veya daha çok oy toplama hesaplarına kasetler savaşı yardımcı olmayacağı gibi iktidar sahiplerine güveni sarsar.  

Anlaşılması gereken ahlak sorgulama olayı değildir. Haricimizde gelişerek servis edilen kasetler kıyıda kalanlara da zamanı gelince servis edilmesi söz konusu olabilir. İşte o zaman dönüşü olmayan yollarda yürümek zorunluluğu doğar.  

İktidarıyla, muhalefetiyle, yargısıyla sorgulama zamanı geçmeden ipin ucunu yakalamalıyız. Geç kalınırsa ne ip, ne yakalayan kalır.  

Kaset olaylarına bakarken; birinin CHP' yi, diğerlerinin MHP' yi " yeniden dizayn" etme yerine çalınacak cumhuriyet kazanımlarımız olduğunu görelim.