Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '11

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

KATAR HAKKINDA

KATAR HAKKINDA
 

Ortam budur...


“Coğrafya kaderdir” demiş filozof... Basit, kısa bir cümle... Ama düşündükçe içeriği büyüyor. Evet, Rusya’da doğacağına burada doğsaydı “kadın”, yerleri süpüren siyah çarşafın arasından dünyaya bakacak, dünya ona hiç bakmayacaktı...! Orada nüfusun çoğunluğunu oluştururken, burada üçte bir azınlığa mensup olacaktı.
Dünya’nın en zengin ülkesi olduğu söylenen Katar’dayım. Burası bizim alışkın olduğumuz bir dolu olgunun “arap” kopyası. Digitallerin bu kadar yaygınlaşmasından önceki fotoğraf tekniğinin ara geçişi olan tab etme aşamasında elde edilen negatif ürüne böyle deniyordu. Negatif kelimesi olumsuzluk anlamında değil, siyahın beyaz, beyazın siyah oluşunu belirtiyordu. Burada bunu belirginleştiren en önemli faktör, iklimin niteliğinde kendini gösteriyor. Havanın bizim olağanımıza göre aşırı sıcaklığı mimariden giyime etkisini de sunuyor. Mimariyi sonraya bırakıp giyim konusunu ele alalım:
Aslında bu sıcakta mümkün olduğunca soyunmanın doğru olduğu düşünülebilir. Ama öyle gelişmemiş durum... Tezat oluştursa da buradaki giyim, dünyanın soğuk bölgelerine göre daha fazla örtünmeye dönüşmüş. Yerel insanlar bu konuda neredeyse üniformalaşmış giysilerle geziyorlar. Kadınlar tepeden tırnağa siyah çarşafa bürünüyor. Erkekler de epey örtünmüş sayılır, ama beyazlarla... Ayırımcılık kadınların aleyhine işlemiş. Isıyı yansıtan renk erkek taifeye kalmış. Isıyı emen siyah rengi kadınlara reva görmüşler. Eeeee, herhalde “şeytan” azapta gerek tabii...! Bu kılıklar tamamiyle tek tipleşmiş. Varyasyonlar ancak statü göstergelerinde olabiliyor. Erkekler göğüs ceplerinde altın kalem taşıyorlarsa üst sınıf mensubu demek oluyormuş. Kadınlar da da, herhalde tepe hotozu yüksekliğiyle ölçülüyor. Evet burada bir kast sistemi var, az çok... Elitler var !
Kendilerini elit sayıp bunu da özellikle vurgulayanlar elbette “öz” Katarlılar...! İrili ufaklı, genç yaşlı, çocuk Katarlı erkekler, yerlere kadar uzanan beyaz entarileri içerisinde, bizde “kasılarak” diye tabir edilen yürüyüş stiliyle, bence oldukça ilgi çekiciler. Çoğu zaman gruplar halindeler. Onların bu ekip görüntülerine karşılık gelen siyah çarşaflı kadın grupları oluyor. Doğrusu, benim merakımı celbeden, aralarındaki muhabbet konularının ne olabileceğiydi ?! Acaba 2022’deki Dünya Kupasını mı konuşuyorlar, yoksa en son satın aldıkları “dörtçeker”in teknik özelliklerini mi? Ya da, acaba Victoria Secret meleklerini mi?! Kadın grupları için de aynı sorular geçerli...!
Katar’da bu “siyah-beyaz” gruptan başka pek çok değişik insan grupları var. ‘90 lı yılların bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmez sahnelerinden birisi, muhtelif gezegenlerden yaratıkların biraraya geldiği, kavşak terminaller olurdu. Bu ülkede insanların biraraya geldiği alanlarda, neredeyse o görüntü oluşuyor. Yeryüzünün dört bir köşesinden değişik tiplerin öbeklendiği sahneler :
Modern(!) tabir ettiğimiz batılı giyim tarzı içerisindeki kadın ve erkeklerin yanısıra otantik giysili Hind-i Çinliler, Pakistanlılar, Filipinliler, çikolata renkli Afrikalılar ile Mısırlı’sı, Sudanlı’sı, Suriyeli’si, Rus’u, Türk’ü ve tabii elbette Arap’ı bir arada görmek o filmleri hatırlatıyor insana...
Bence Katar’ın en önemli özelliği bu oldu. Kendi halkı tamamen örtülü olduğu halde “açıkların” da son derece rahatlıkla hareket edebildiği başka yerler var mı acaba? Benim bildiğim, mesela kendi ülkemde bu rahatlık ve hoşgörünün olmadığıdır. Bu durum zahiri de olsa dikkat çekici. Aslında katı kısıtlamalar ve kurallar da yok değil. Mesela bahsi geçen alanlardaki kafe ve restoran türü yerlerde alkollü içki yok. Alkol hem serbest, hem değil...! Sadece özel izinlerle temin edilip içilebiliyor. Rivayete göre 2022’ye kadar bu yasak kaldırılacakmış. Şimdilik sınır komşusu büyük ağabeyden(!) bir çekince mevcut. O büyük ağabeyde hiç olmayan bir durum burada sözkonusu bile değil. Kadın unsuru hayatın içerisinde yoğun olarak yer almakta... Şehrin caddelerindeki yoğun trafikte sadece gözleri açıkta, kara çarşaflı sürücü görmek sıradan... Zaten hiç beklemediğim şeydi, şaşırdım : Havaalanında, ülkeye girerken pasaport kontrollerini siyah çarşaflar içerisindeki kadın memurlar yapıyor. Genç ve güzel, esmer kadınların, sadece ağır makyaj altındaki yüzleri açıkta... Son derece “cool” tavırlarla işlerini yapıyorlar. Aslında sonradan benimsenmiş bir sınıflaşma yoğun bir şekilde kendini hissettiriyor. Otomobil plakalarında, entarinin göğüs cebine iliştirilen altın kalemle görünür hale getirilen bu ayırımcılık dilde ve hareketlerde de belirginleşiyor. “Öz” Katarlı(!)ların elini bile sürmediği işlerde çalışan uzak Asya’lılar kendilerinden başkasına “Sör” ünvanıyla hitap ediyorlar. Bu “Bay” manasında değil “Efendi” anlamında kullanılıyor. Otomobil plakaları altı rakamdan oluşuyor. Ama bu sıradan insanlar için geçerli... Sınıfsal piramitte Şeyhe doğru yükseldikçe rakam sayısı azalıyor. Üç rakamdan oluşuyorsa, dört rakamlı birisinden daha yakın akrabası demek oluyor...muş! Tek rakamlı otomobili henüz görmedik !
Alışveriş ve hayatın diğer faaliyetlerinde “öz” Katarlı(!) daima öncelikli... Yerlisinin bu üstten bakan tavrına rağmen iletişime geçtiğinizde güleryüz ve ilgiyle karşılaşabiliyorsunuz. Kuzey ülkelerindeki ahalinin aksine burada hangi sınıftan olursa olsun insanlar gözünüzün içine bakmaya hiç çekinmiyorlar ve tanımadıkları halde selam vermeye de... Gece yürüyüşünüz esnasında laf atıp konuşmayı başlatabilen yüksek sınıf mensubu kadına bile rastladım. Ha!, tabii bunda benim hemcinsi olmamın etkisi kesin... “Buralı bir kadının, hele siyah çarşaflar içerisindeki bir hatunun bunu yapması söz konusu olamaz” diyeceğim, ama yol tarifi isteyen genç , güzel ve tesettürlü hatunun teklifsizce bir erkeğin arabasına girip oturduğuna da şahit olduk. Mana veremediğimiz bu olayı birebir yaşadık. Olayı havanın sıcaklığından bunalmış olup serin arabaya girme talebi olarak değerlendirdik, gerçi...!
Yürüyüşte tanıştığım arkadaşım da çarşaflıydı. Çarşaflar istisnasız siyah bir kere...! Yüzü açıkta olan Katarlı kadın üniversitede din hocası imiş ve işyerinde etek bluzla çalışıyormuş. Öğrencileri arasında kız-erkek ayırımı yokmuş. 15 dakikalık hızlı sohbetimizde evli ve dört üniversite öğrencisi çocuğu olduğunu, Atatürk’e kadar Türkiye hakkında epeyce şey bildiğini öğrendim de kuması olup olmadığını sormak aklıma gelmedi... iyi mi! Yıllarını burada geçirmiş bir arkadaşımızın çok şaştığı bir şekilde, bana telefonunu veren bu hoşsohbet hatun kişiyi en yakın zamanda arayıp daha geniş bilgilenme niyetindeyim. Buralı bir hatundan telefon numarası almanın mümkün olmadığını söyledi arkadaşımız... E, ne de olsa karşıcins için böyle olduğuna eminim.
Algıda seçicilik ilkesi yine çalıştı galiba ?!... Son günlerde Katar’a artan genel bir ilgi varmış gibime geliyor. Elbette bu, benim burada bulunmamla ilgili bir durum. Yine de böyle bir ilgiyi varsayarak buraya dair gözlemlerimi yazmaya devam edeceğim. İlginç olduğunu düşündüğüm pek çok ayrıntıyı kayda almak ve yansıtmak...İletişim çağımızın olmazsa olmazı...ya!


 
Toplam blog
: 93
: 1712
Kayıt tarihi
: 12.12.06
 
 

Ununu elemiş, eleğini henüz asmamış bir ''Mimar''ım. Hep özel sektörde çalıştım. Yoğun çalışma yılla..