Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '10

 
Kategori
Haber
 

Katilim Kim projesi ve Milliyet com.tr sağlık haberleri

Katilim Kim projesi ve Milliyet com.tr sağlık haberleri
 

Soruyorlar: Katilim kim? Havada karada suda;Yanıt;Katil aramızda;oluyor. Utandırıyor. Resim internet


Milliyet com. tr haberleri kendi aralarında bir yarışma yapmış olsalardı…

Benim en başta gelen favorim sağlıkla ilgili haberler olurdu.

Mutlak takip edilmesi gereken; uyarıcı ve oldukça faydalı...

Sağlıkla ilgili haberleri atlamamakta yarar var.

Bir iki gün önce “İnsan bitki hayvanlar ve yaşam sürelerini kıyaslayan bir haber gözüme ilişmişti” Okuduktan sonra ilginç ve düşündürücü haberi aklımdan çıkaramaz oldum.

Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce tekrar okumak istedim lâkin haberi bulamadım.

Haber içeriğinin: Aklımda kalan özü:

İnsanoğlundan daha uzun yaşayabilen diğer iki büyük canlı türü: Bitkiler ve hayvanlar…

Kâinatın en mükemmel yaratığı bizler neden daha az yaşıyoruz?

Bir kaplumbağadan bir ağaçtan çok daha kısa sürüyor ömrümüz?

Neden bu böyle oluyor diye her zaman düşündüğüm halde…

Haberi okuduktan sonra daha fazla düşünür oldum.

Bu üç türü kendi aralarında; aklım erdiğince bilgim dâhilinde kıyaslar oldum.

Aslan; dedim kendi kendime; semizotu yemiyor. Taze eti seviyor.

Kaplumbağa sallana, sallana yoluna gidiyor.

Tazıyı taklit etmiyor ve oldukça uzun ömürlü oluyor.

Akbaba dinlenmiş eti tercih ediyor.

Balina balığın peşinde… Fast food’a yan gözle bakmıyor.

Ağaçlar: Topraktan, hangi minerallere ihtiyaç duyuyorlarsa; o minarelere rağbet ediyorlar ve yüzlerce yıl oldukları yerden bir yere kıpırdamıyorlar. Dere kenarına iniverelim, dağların tepelerine çıkalım, Uludağ’da kayak yapalım gibi kaprisleri olmuyor.

Yüce’nin onlar için uygun gördüğü topraklarda yaşıyorlar ve uzun yaşıyorlar.

Et obur: Et oburluğunu; ot oburlar da ot oburluğunu biliyor.

Genlerine bahşedilen bilgileri; saptırmadan uyguluyorlar.

İnsanoğlu nerde yanlış yapıyor ki… Gözünü açıp kapıyor ve dünyasına veda ediyor. Kısacık ömründe; diğer canlıların ömrünü kısaltmak ve yok etmek için harcıyor.

“HAVADA; KARADA, SUDA: KATİLİM KİM?”

Sorusu aklıma düşüyor.

Uzaylılar katil olmadığına göre…

Meleklerin…

Önünde secdeye kapandığı insanoğlu akla geliyor.

Ben de insanım ya… Zoruma gidiyor, bu suçlama…

İnsanoğlunun, bu acımasızca davranışından ötürü düştüğü batağı görerek başı öteki tarafa çevirmek ve insanlık adına; sadece utanmanın yeterli olmadığını fark ediyorum.

Ya kardeşim diyorum; çok kısa ömürlü olduğu için; insanoğlu belki diğer canlıları kıskanıyor. “Şu dünyaya gelmişken… Kısacık ömrümde ne kadar yok edersem o kadar kardır.

Ben yoksam yıkılsın bu dünya” Sendromuna giriyor.

Birçok canlı türünün köküne kibrit suyu döktüğü gün gibi aşikâr…

Fakat hesaba katmadığı bir gerçek var ki…

Yok, ettiği her bir canlı türüyle… Ömrünü daha da kısaltıyor.

Yoğurtla sütle ömür uzamıyor ki…

Sütü vereni korumaktan geçiyor…

Et süt yumurta vermese de…

Yaşam hakkını elinden almamaktan geçiyor uzun ömrün sırrı…

Yüce Allah yaratmış… Onun bir bildiği vardır her daim…

Fuzuli işler: İnsanoğlunun buluşudur.

İnsanoğluna mı düşer sorgulamak. Can almak işkence etmek...

Biz kim oluyoruz da…

Uçana, kaçana, yüzene bu dünyayı dar ediyoruz.

4.Ekim Gününü onlara ayırmak yetmez.

Kalan diğer günlerde… Onların efendisi, cellâdı olmaktan vazgeçmeliyiz.

Onların sahibi var… Bizim de önünde eğildiğimiz.

Vakit çok geç olmadan, kıymet bilelim, bilelim ki… Yüce’nin merhametini hak edelim. Tüm dertlerimiz sıkıntılarımızdan kurtulalım.

Milliyet com. tr haberlerinin kraliçesi: Sağlıkla ilgili haberler…

Teşekkürler.

4. Ekim 2010 Pazartesi

Alev Meisel

Yurdumuzda ilk kez 1908 yılında Hayvanları Koruma Derneği kuruldu.

1931 Yılında Hayvanları Koruma dernekleri bir araya gelerek ortaklaşa alınan bir kararla 4.Ekim gününü hayvanları koruma günü olarak ilan etti.

Senede bir gün…Yeterli mi?

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..