Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '09

 
Kategori
Kitap
 

Katre-i Matem (2)

Katre-i Matem (2)
 

Katre-i Matem


Prof. Dr. İskender Pala'nın edebiyatımıza kazandırmış olduğu “Katre-i Matem” isimli muhteşem eseri ile ilgili düşüncelerimi bir önceki blog yazımda belirtmiştim. Yazarın, dönemin İstanbul sokaklarını, saray yaşamını, hamamlarını, tekkelerini, dilencilerini, konaklarını, yeniçerilerini vs. anlattığı bölümlerin hepsi tekrar tekrar okunmaya değer. Hele dönemin mahalle yaşamı, batıl inançları ve adetleriyle inceden dalga geçen nükteler ! Edebi eser size hiç bilmediğiniz dönemleri yaşatmalı, hiç tanımadığınız kişilerle ve yerlerle tanıştırmalı. Bu nağmelerin bir Türk yazarın elinden çıkması ve bize Türkçe olarak okuma imkanı vermesi ne büyük bir mutluluk.

Katre-i Matem hakkında yazdığım birinci yazımda düşüncelerimi zaten belirtmiştim. Okuyucuyu sıkmamak için, Katre-i Matem'i okurken not aldığım bazı bölümleri meraklısı için ayrıca yayınlamayı daha uygun buldum. Benim en çok ilgimi çeken bölümlerden sadece birkaçını yayınlıyorum. Umarım hoşunuza gider.

Şahin’in Apaş tekkesine girişinin anlatıldığı bölüm:
“Layhar, Gazneli Mahmut zamanında Gazne’de yaşamış yarı meczup bir adamdır. Hamam külhanında yatar, üzüm tortusu ile geçinir, kahinler gibi gaipten haber verir, ermişler gibi keramet gösterir, şaraptan gayrı nesneye itibar etmezmiş. Ünlü şair Hakim Senai, Gazneli Mahmut’u öven bir kaside yazdığı zaman Senai’yi kınamış, ona dünyanın geçiciliğini anlatmış, hakiki Sultan’ı unutup geçici sultanlara itibar etmenin boş olduğundan dem vurmuş ve başta Senai olmak üzere yanında sözünü dinleyen müritler edinmiş, hatta sonraki çağlarda hamamların külhanında şaraba ve esrara bulanmış dumanlı kafaların piri olmuştu. Apaş Tekkesi denilen külhandakiler, pirleri Layhar’ın bir gün muhteşem ve muazzam bir horoz olarak uçup gittiğine inandıkları için hala horozların öttüğü saatte külhandan çıkıp sokaklara dağılıyor, akşam horozların tünediği vakitte yatıyorlardı.”

Bu paragrafta dikkatimi çeken, verilen unvan ve isimler:
“Vezir hazretleri salona girdiğinde konukları arasından Macar krallığına aday Erdel Prensi Rakoçi, Avusturya kralı Eugen’in gözde generali Stefan, Tahmasb Kulı Han olarak bilinen Afşar çobanı Nadir Ali, Rus çarının gizli servis şefi olan Musevi Levian, Fransa kralı XV.Lui’nin İstanbul maslahatgüzarı ve eski Bourbon dükü Martel Clovis, Yeniçeriler üzerinde hakimiyetiyle ün salmış Bektaşi babası Şeyh Abdülhay Efendi, Kazasker İshak Efendi, ünlü şairlerden Nedim Efendi ile Seyyid Vehbi Efendileri, ardından da yeniçeri ağasını, vezirlerden bazılarını, devlet kethüdasını ve daha otuz kadar insanı tek tek selamlamıştı.”

Osmanlı'da estetik ameliyatların suç olduğunu böylece öğrenmiş olduk:
“Tomruk Emini’nin elinden kaçan idamlık bir mahkum olduğunu mu, Osmanlı ülkesinde suç sayıldığı halde ameliyatla kaşlarında değişiklik yaptırttığını mı, yahut Gedikpaşa Hamam Külhanı’nda barınan dilenci ve hırsızlardan biri olduğunu mu ?”

Lale hakkında yazılmış eserler:
“Tıpkı “Nur-ı adn” (Cennet nuru) adıyla ilk değişik laleyi üreten Ebussuud Efendi gibi, tıpkı sayfa sayfa lale desenlerini boyayıp bir külliyat hazırlayan tabip Mehmet Aşıki Efendi gibi, tıpkı “Netayicü’l-ezhar” (Çiçeklerin neticeleri) isimli kitabın yazarı Cerrahpaşa Camii imamı Ahmet Ubeydi oğlu Mehmet Efendi gibi...”

Lalenin Avrupa'ya gönderilişinin hikayesi:
“Kanuni Sultan Süleyman zamanında Avusturya maslahatgüzarı olarak İstanbul’da bulunan Busbecq nam zat, her yıl İstanbul sahaflarından topladığı elyazma kitapları üç sandığa doldurur ve gemilere koyarak Tuna üzerinden Viyana’ya, Akdeniz’den de Felemenk diyarında bir dostuna gönderirmiş. Meğer Felemenk ülkesindeki dostu şükufeci imiş, bir defasında Busbecq ona göndereceği sandıkların içine lale soğanlarından da koymuş. Artık buna kaçırmak mı denir, evden kaçmak mı, siz karar verin. Elçinin dostu, teşekkür için yazdığı mektupta çiçeği çok beğendiğini, gelin gibi süslü olduğunu söylemiş. Busbecq ülkesine geri dönerken kocaman bir sepet dolusu soğanı da Avusturya-Cermen diyarına taşımış ve Habsburg hanedanına hediye etmiş.” 

 
Toplam blog
: 70
: 2722
Kayıt tarihi
: 28.12.08
 
 

1992 yılından beri yurtdışında yaşıyorum. Moskova Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü mezunuyum. Mosk..