Katsayı saçmalığının sonu

Yıl 1998, bendeniz daha lise 2. Sınıf öğrencisiyken üniversite sınavları iki aşamalı sistemden tek aşamalı hale getirildi. İlk defa 1999 yılında uygulanan bu yeni sisteme göre üniversitelerin taban puanları 400 – 500’lü puanlardan Türkçe Matematik dalında yanlış hatırlamıyorsam 212 maksimum olarak değiştirildi. Değişen sınav ve puan sisteminin ilk uygulaması 2 Mayıs 1999’da denenecekti ki, sınav soruları çalındığı için sınavlar iptal oldu. Malesef 81 kuşağının Anadolu Lisesi giriş sınavlarından sonra yaşamış olduğu ikinci trajedi de bu oldu. Sınavlar yeniden Haziran 1999’da yapıldı ve üniveristelere sistemi ilk defa uygulanan, tercihini doğru yapmış ya da tercih kurbanı, binlerce öğrenci yerleştirildi.

Bugün eskiyen yeni sistemin çok fazla tartışılan yanı vardı o zamanlarda... Öğretim üyelerinin matematik, fen bilimleri ve sosyal bilimler alanlarında üniversitelere yerleştirilen öğrencilerin türev – integralden habersiz oluşlarına serzenişleri, eşit ağırlık dalında yer alan işletme – iktisat fakültelerin puan sisteminde sayısal öğrencilerin eşit ağırlıklı öğrencilerden daha avantajlı oluşu, imam hatip ve endüstri meslek liselerinin öğrencilerin yeni sistemde sistem dışına itilmesi bunlardan sadece benim aklıma gelenler.

O gün başarıyla uygulanmaya çalışılan sistem gelişmiş ülke ekonomilerinde de uygulanan yenilikçi bir sistem olarak anlatıldı. Türkiye’de sanayi kesiminde yer alacak olan tekniker eksikliği endüstri meslek liselerinin öğrencilerinin makina, elektronik, torna tesviye gibi bölümlerinden mezun olan gençlerin liseden sonra 4 yıllık üniversiteler yerine 2 yıllık önlisans eğitimlerine yönlendirilmesiyle giderilmeye çaışıldı. Gelişmiş ülke ekonomilerinin meslek liselerinde yer alan öğrenciler toplam lise ve dengi okulların yaklaşık % 60’lık bir kesimidir. Bu okullarda yetişen kişiler meslekleri ile ilgili gerekli donanımı tam teşeküllü olarak alıp daha sonra tekniker vb alanda yer alabilmektedir. Geride kalan % 40’lık kesim ise herhagi bir sınava tabi olmadan istediği bölümü tercih ederek eğitimine devam edebilmektedir. Bu noktada karşımıza iki soru çıkıyor, Gelir dağılımı açısından gelişmiş ülkelerde çalışanlar açısından çok yüksek farklar bulunmamaktadır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde meslek seçimlerinde kişiler Türkiye’ye göre daha rahat hareket edebilmektedir. İkinci sorun ise Türkiye’de “büyüdüğünde ne olacaksın?” sorusuna verilen cevap Türkiye’nin yapısal gerçekleri nedeniyle hiçbir zaman gerçeği tam olarak yansıtmayacaktır.

1997 yılında dönemin hükümeti tarafından yanlış sarf edilen sözlerin neticesinde uygulamaya konulan bugünkü eski sistem imam hatip okullarında okuyan öğrenciler açısından da katsayı problemi olarak yaşanmıştır.

Bugün katsayı puanlarının tüm liseler için aynı olması eğitimde tekrar fırsat eşitliği oluşturcaktır, Bu nedenle yeni sistemi uygulamaya geçiren herkesi kutluyor, 10 senelik bir süreçte mağdur olan herkesin hakkının nasıl ödeneceğini de merak ediyorum.

İlhan ÇİFTÇİ

22 Temmuz 2009