Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '15

 
Kategori
Öykü
 

Kayalıklardaki tesadüf 2.Bölüm

Kayalıklardaki tesadüf 2.Bölüm
 

—Neyse boş verin, şimdi acıkmışsınızdır ben mutfağa geçeyim, güzel bir öğlen yemeği hazırlayayım yiyelim, daha sonra konuşuruz.

Öğlen yemeğini yedikten sonra kahvelerini içerken fulya

—Siz neden buraya geliyorsunuz? Sizde mi eşinizi kaybettiniz benim gibi?

—Evet, geçen yıl eşimi kaybettim bir trafik kazasında, her hafta sonu şehrin gürültüsünden kaçarak burada hafta sonu dinlenirdik baş başa. Şimdi ayda bir defa gelerek onun buraya sinmiş kokusunu teneffüs ederek o anların güzelliğini yaşamaya çalışıyorum.

Ey mazi senin izlerin olmazsa
Geçmişin izlerini nasıl buluruz
Yüreği kanayan bizler nereden teselli buluruz
Bu can onun hasretine nasıl dayansın

Fulya

—Siz şairsiniz de aynı zaman da, ne güzel!

—Yok, öyle arada sırada yazar söylerim, bir an o gergin yaşamın stresinden gürültüsünde uzaklaşarak yüreğimin sesini dinler arada sırada kâğıda dökerim.

Ey gözlerinde ıstırap ile bana bakan hayat
Maksadın beni ölümün uçurumlarına çekmek ise
Önce önümde sen atla o uçuruma
Önce sen yan sonra ben yanayım

Fulya

—Çok güzel böyle anında söyleyebilmekte güzel, işte şimdi yaşadığım o ıstırap dolu anın dehşet gözlerinde kurtuldum, siz çok sağ olun iyi ki karşıma çıktınız.

Remzi

—Şiiri seviyorsunuz galiba
—Çok seviyorum yazma hususunda cahilim ama çok iyi bir okuyucuyum.

—Buda çok güzel, okuyucu olmazsa bu yazılanları kim okuyacak.

Ey dertlerin içinde yok olan kadın
Yalnız seni görür senin gibi yanan
Gözlerini yuman dertler içinde yanan seni
Nereden görsün seni dertlerini

—İşte bu daha da güzeldi!

—Teşekkürler ederim, hayat kadın ve nehir dertler birbirine benzer bazen.


—Hayat nehir ve kadın; mutlu gülüşleri ile bazen de hırçın bakışları ile önüne aldığını veya koluna yapıştığını sürüklediğini alıp götürüyor zamanın içinde. Yanlış anlamayın, yani bazen mutlu anlarımız bazen de hüzün dolu anlarımız oluyor, siz kadınlar bu analarımızı süsleyenlersiniz, gülüşlerinizle.

—Bu bir iltifat mı?

—Elbette tüm kadınlarımıza, farkında iseniz aşk köprüsünde geçmek için erkeklerin siz ihtiyacı var, tabi siz kadınlarında aşk köprüsünde düşmeden mutlu olarak gezmesi içinde biz erkeklere ihtiyacınız var.

—Vaw çok harikasınız, sizden bayağı hoşlandım sözlerinizle gönlümü okşadığınızı söylesem umarım beni yanlış anlamazsınız.

—Rica ederim ne demek, yanlış anlamam. Keşke her veda eden aramızda ayrılan gönül kapımızı kapatarak gitse, ama olmuyor gönül kapısı açık olunca insan biraz önce sizin yaşadığınız acıları hüsranları yaşıyor. Gönlümüzün her an bir anında aklımıza gelir yüreğimizi acısı ile yakar bu nedenle sizi çok iyi anlıyorum.

—Çok güzel söylediniz.

—Son defa sevgilinin dokunuşudur ayrılık, ama her an o dokunuşu hisseder ve onunla yaşamak zorunda kalırız. Yaşanılan o koskocaman yıllar sanki bir anlığına yaşanmış ve yok olmuştur. Giden hasreti geride bırakarak gider istemeden gider. Bende gönlüme sığdıramadığım bu acıları mısralarıma sığdırıyorum ve bir anlığına gönlümdeki hüzünleri dağıtıyorum. Fırtınalara takılan gönlümü o fırtınanın içinde kurtarmak içinde saatlerce yazıyorum.

Rüyamda bir kadın düştü yatağıma
Uyanır iken rüyanın güzelliğinde
Gözlerimden düşen kadını
Taktım koluma
Yürüdük sokaklarda
Hep gülümsüyordu
Hiç konuşmuyordu
Yağarken yağmur sağanak sağanak
Yağmur gibi kokuyordu
Farklı idi bu kadın
Farklı olmaktan da farklı idi
Ne kocasını bekleyen
Nede kocasına suratını asan
Nede kocasını dırdırı ile yiyen kadınlardan değildi
Hayranlıkla seyrederken
Ayağım takıldı yoldaki taşa
Birden uyandım
Rüyanın içine düşen benmişim
Tekrar uyumak hiç gözlerimi açmamak istedim
Saatlerce aylarca uyudum
Her uyuduğumda aynı rüyayı gördüm
Hep gülümsedim
Oda bana gülümsedi



—Terapi gibi geldi sözleriniz.

—Beni şımartıyorsunuz gönül güzelliğiniz ile. Sizde bazen çizik atın geçmişe mazinin izlerine. Şiirin uçsuz bucaksız bozkırında benim gibi gezinin inanın size çok iyi gelecektir.

Ey sevgili seninle sonsuz kadar
Yemyeşil ormanların nehirlerin yanında
Geçirmek isterdim
Yüzündeki mutluluğu hissederek
Saçlarının kokusunu esen rüzgârda koklayarak
Soluğunu seni anan dudaklarımda hissetmek isterdim

—Bana anlatmak istersen anlata bilirsin böylece rahatlarsın, nasıl tanıştınız?

Fulyanın gözleri yine ufuklara daldı.

—Onunla terminalde tanışmıştık. Ben İstanbul da üniversitede okur iken sömestri tatili için memlekete giderken onu terminalde tanıdım. Elimde biletim ve karşımda o duruyordu. İlk önce bakıştık, valizim elimde dakikalarca bakıştık. O da hemşerim çıktı gidiyormuş benim gibi öğrenci imiş, otobüste saatlerce sohbet ettik. Şimdi gözlerim her yerde onu arıyor, onun anî aramızda vefat edişi ile yalnız yapa yalnız kaldım. Yakında evlenecek mutlu mesut bir yuva kuracaktık.

—Üzüldüm!

—Şimdi o ise... Şimdi kalbimde yalnız yaşıyor. Onsuz üşüyorum her an. Sanki bir anda bir köşede çıkıp gelecek ve bana şaka yaptım aşkım diyecek diye bekliyorum. Biliyorum çok uzaklarda ama aradan iki yıl geçmesine rağmen hala yokluğuna alışamadım.
Mehmet Aluç

__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için

  1. Selam ve dua ile.
 
Toplam blog
: 959
: 197
Kayıt tarihi
: 04.06.13
 
 

Ben Mehmet Aluç 1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi..