KAYAN YILDIZLAR - FİKRET HAKAN

Sinemanın ailece hatta konu komşu, mahallece cümbür cemaat gidildiği dönemlerden, şimdi tarih olan Yeşilçam kadar eski ve o güzel dönemlerden kalan sayılı sanatçılardan biriydi..

Kimi zaman başrol oynadı ama karakter oyuncusu olarak canlandırdığı karakterler hep akılda kaldı... 

Yeşilçam'dan bir Love Story çıkmış olmasa da mendillerin fora edildiği aşk filmleri en çok ilgi gören filmlerdi yine de..

O devirde insanlar da duyguluydu..

Fotoğraftaki filminin adı ''İstanbul'da aşk başkadır''.

Aşk her yerde aşk'tır ama 

İstanbu'da o zamanlar aşk gibi her şey başkaydı. 

Şarkılara konu olan İstanbul semtleri bile başlı başına bir aşktı.. 

Şimdi yüksek binalar arasında hepsi kayboldu. 

Aşk'a ilham kalmadı... 

Kırlarda, çiçekler arasında kollarını açıp birbirine koşan aşıkların filmi şimdi yalılarda, saraylarda çevriliyor. 

Hulusi Kentmen baba olarak son fabrikatördü çalışan.

Şimdi herkes çalışmadan milyoner!!... 

Büyük aşklar sınıf atladı...

Sen sinemayı aşıp, ''Yeşilçam beni kesmiyor'' deyip, İngiltere'ye tiyatro yapmaya gitmiştin ama şimdi 

Recep İvedik'lerin seyir rekorları kırdığı dönemdeyiz artık baba!!... 

Nerdeeen nereye değil mi?

İstanbul'da her şeyin başka olduğu o dönemlerin sıcak yaz günlerinin akşamlarında çekirdek çıtlatarak seyrettiğimiz siyah-beyaz filmlerin kahramanlarından biriydi.

Fikret Hakan. 

Arada bir, gecenin karanlığında parlayan yıldızlara takılırdı gözlerimiz.. 

Sık sık kaydıklarına şahit olurduk yıldızların... Kayarken de sanki bir iz bırakırlardı peşlerinde... 

Her kişinin bir yıldızı olduğu, her kayan yıldızın da o kişinin vedasıyla kaydığı söylenirdi.. 

Bilinmez bir meçhule bir yıldız daha kaydı. 

Peşinde bıraktığı iz, kendinden arta kalan filmler ve kendisini sevenlerdi ve o da bir kaç gün sonra unutulmaya mahkumdu.

Tıpkı, Tarık Akan gibi, Halit Akçatepe gibi, Ayhan Işık gibi, Sadri Alışık gibi, Kemal Sunal gibi...

 

Kimler unutulmadı ki?

Geride kalanlar için yaşam devam etmek zorundaydı... 

 

Bir bir eksilerek de olsa...