Kaybeden Yok

     Gerek takımın verdiği umut , son maçta alınan 3 puan ve yıllardır süregelen Trabzon rekabeti , SON maçların berabere bitmesi nedeniyle tüm taraftarlar bu maçı bekliyordu. Son yıllarda taraftar ile takım arasında  zayıflayan bağ  oynanan futbolun umut vermesiyle rakiplere ekstra bir baskı  olarak dönüyordu.

    Ersun Hoca geçen hafta sahaya çıkan on biri değiştirmemiş yeni transfer Adil Rami’ ye şans vermemişti. Maç başına bakıldığında handikap olarak söylenebilecek şey defans hattının dörtte üçünün orta saha oyuncularından kurulması , Emre ‘ in yanında oynayan Tolga’nın fiziğinin ne kadar yeteceği konusuydu. Ünal Hoca ise oyuna Abdulkadir’in yokluğunda kanatta hızlı Avidaj’la başlayıp diğer kanatta da Nwakaeme ‘yi kullanarak Fenerbahçe ‘nin maç başındaki  topla oynama arzusu ve baskısını bekleyerek uygun anda kanatlardan bulduğu boşlukları değerlendirmek üzere kurmuştu. Saygı duyulacak bir plan. Sonuçta maç başı istatistikleri Fenerbahçe’ nin topa sahip olduğunu ve kendi seyircisi önünde baskı yapacağını gösteriyordu. Acaba 60-70 ‘e kadar giden bir beraberlikte kendi önünde Fenerbahçe’yi taraftarı da öne iterken Avidaj’ı almak planı da düşünülebilir miydi?

     Başlama vuruşu ile ilk  saniyelerde girilen gol pozisyonu Trabzonspor’ u geriye ittiği kadar Fenerbahçe’yi ileri itti .20 dakika boyunca kanatlardan  ve merkezden pozisyon buldu .Öle ki Uğurcan baskıyı kırsın diye topu oyuna sokmakta hep ağır davrandı . Taraftar tepkisi görmesi hakemin müdahale etmemesi kaynaklı .Eğer Fırat Aydınus erken uyarı veya kart silahını kullansaydı maç sonu açıklanan yaklaşık 12 dakika daha futbol izleyebilirdik. Gerek beceriksizlik , gerek önemli maçta kahraman olma isteği skorun erken alınmasını engelledi. Beceriksizlik kısmına değinmek gerekirse Garry Rodriges bu sezon sık yaşatacak bize .Koordinasyon sorunları , son vuruş eksiklikleri aynı maç içerisinde taraftar tarafından hep kızılıp hem kahraman olacağı çokça pozisyon olacaktır. Ama Kruse ile enteresan bir uyumu var hazırlık maçlarında göze çarpıyordu . Galatasaray da bunu Gomis ’le yapmış ardından kariyer sezonu yaşayıp transfer yapmıştı. Vedat’ la da bu uyumu yakalarsa çok iyi olur .Sonuçta Vedat özellikleri Gomis’ e benzer hatta bazı pivot özellikleri daha iyi.

    Fenerbahçe baskısı ve golü gelince Ünal Hoca oyunu değiştirdi. Abdulkadir’i daha öne yolladı.Amacı ilk topları Emre ‘nin almasını engelleyerek hem topla oynama  istatistiğini azaltmak , Ekuban’ı kanatlara deplase ederek  zaten yamalı duran rakibin bek bölgesinden hataya zorlamaktı ve bunu başardı. Attıkları golde defansın sol tarafında oluşan boşluğu değerlendirdi. Trabzon takımı golden önce zaten ufak sinyaller vermiş , defans hattı ve geriden koşan Ekuban’ı da takip edemeyen Tolga ile birlikte organize bir gol attılar.

     Kalan bölümde Fenerbahçe baskıyı arttıramadı  buna rağmen devreye golle gidebilirdi. İkinci yarı başladığında Fenerbahçe ilk yarıda yaptığı gibi baskıyla başladı. Özellikle 45-60 arası topa sahip olmada tekrar üstünlüğü ele geçirdi ,pozisyonlar buldu. Ünal Hoca zaten gergin ortamlarda ne yapacağı belli olmayan takımı on kişi bırakabilecek Avidaj’ı alıp Ekuban’ı kanada ,Doğan Erdoğan’ı da ortasahaya alması takıma direnç getirdi .Dakikalar ilerledikçe Emre’nin yorulması ,Tolga’nın fiziksel yetersizlikleri maçın ortasaha da geçmesine sebep oldu. Ersun Hoca hamleleri özelinde  özellikle Garry çıkınca hücümda genişleyemeyen , merkezden hücum edincede kaybolan bir takıma dönüştü. Tolga düştüğünde  stopere Serdar’ ı alıp Jailson’u ortsahaya çekebilirdi ama yapmadı. Mevlüt hamlesi de zaten çok öne çıkmayan Trabzon savunması için sorun olmadı.

     Sonuçta güzel bir futbol akşamı izledik. Giirlen gol pozisyonları ,atılan goller sahada büyük gerginlikler olmaması ve hakemin de futbol oynatmak istemesi puan kaybetse bile hem taraftarın yüzünü güldürdü hem milli araya daha umutlu girmesine neden oldu. Bakalım bu futbol  sakatlar ve yeni transferler sonrası bakalım ne kadar ileri taşınabilecek