Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kaybedenler Kulübü (Son)

Kaybedenler Kulübü (Son)
 

Körfez güzeliyle her ne kadar neden orada buluştuğumuzu anlamasam da iskelede buluştuk.

“Vapura binip Konak’a mı gitsek diye sesli düşündü. Daha cevap vermeme fırsat vermeden, “vapura binip binip gidesim var” dedi ve ekledi,

“Karşıyaka’ya gidelim, oradan ayçöreği alalım, dönüşte de simit alıp martılara simit atarız”

Ben zaten kendimi günün akışına bırakmışıım. Ha Alcancak ha Konak ha Karşıyaka... Ha ayçöreği ha simit...

Kendimi Karşıyaka’ya ayçöreği almaya giderken vapurda buldum. Bir taraftan da benim ifademi alıyor... Günüm nasılmış, ona telefon ederken yanımda kimler varmış, ben bugün neden işte değilmişim...

Petrol vardı da sanki ben içtim...

Günün özetini kahkahalar eşliğinde anlattım o da dinlerken gülme krizlerine girdi ve olaya son noktayı koydu.

“Yok kızım yok, seni sokağa yalnız göndermemek lazım!”

Bayramda neler yapmış bende onun ifadesini aldım. “Ne iyi ettik de buluştuk” dedik.

Yanımızda da üç tane 18-20 yaşlarında kız oturuyor. Elleriyle bir şeyler yapıp duruyorlar. Sordum, birbirlerinin ellerinden elektrik alıyorlarmış. Öyle söylediler... Bir süre onlara ağzımızı açtık. Körfez Güzeli, “ha evet böyle birşey var” dese de yaptıklarından hiçbir şey anlamadım. Çok komik görünüyorlardı.

Karşıyaka’ya geldik. Bildik adımlarda pastaneye gittik ayçöreği aldık, hiç vakit kaybetmeden iskeleye geri döndük. İskelenin önündeki simitçiden İstanbul simidi ve İzmir simidi aldık. Yanında da peynir. Vapura bindik. Çayımızı da aldık.

Ben çayı falan bıraktım hararetle martılara simit atıyorum bir taraftan da şarkı söylüyorum, ”martılara simit atsak biraz eğlensek, bir kibrit çaksana bir çakmak bulsana”

Körfez güzeli hemen beni susturdu. Şarkıyı yanlış söylüyormuşum... "İyi" dedim, bende şarkısız beslerim martıları.

Martılar attığımız simitleri havada kapıyorlar. Neredeyse elimizden alacaklar. Çığlıklar atarak süzülerek kapıyorlar simitleri ve yere düşenleri de hiç almıyolar. O ara Körfez güzeline bi baktım, taş atar gibi denize doğru atıyor simitleri. “Güzelim, bunlar kuş, balık değil havaya at şu simitleri” dedim. “Ben havaya atamıyorum ki” dedi... Sustum cevap vermedim...

Kalan simidi çay ve peynirle yedik... “Sizin bu martılar aç” dedim.

“Yok, onlar açlıktan yemiyorlar” dedi.

“Neden yiyorlar” dedim.

“Zevk için yiyorlar” dedi...

****

Böylece bir serüvenin daha sonuna geldik...

Ben hâlâ işsiz...

Moralim bozuk, cereyan kesik, hele bir de sen yoksun ya, çok yazık...

DipNot: İlk iki bölümün linkleri aşağıdadır.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=150293

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=150386

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..