Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kaybetmekten korktuğum kardelen

Kaybetmekten korktuğum kardelen
 

Kim isterki, gülü solsun, hayatı kararsın ve iyiye dair yaptığı ne varsa yerle bir olsun..!
Ben istemem, sen de istemezsin , onlarda istemez...Hep demez miyiz? Gülü soluncaya, seni ölünceye kadar seveceğim diye! O zaman neden solduralım, neden kaybedelim? Yaşam, neden hep kazanç kapısı olmak zorunda ki, olmasın... İlişkiler neden bozuk, yada bir tutam sevinç için neden bu sahte yaşamlar, iğrençlikler...

İşte böyle gel git'lerle, çelişkilerle başlıyor bazı yaşamlar..süslü pırıltılı yaşamlar neon lambalarıyla aydınlanıyor, çoşkulu nerede başlıyor nerede bitiyor, kimi kimine ahkam kesiyor bazen yaşamlar genç tükeniyor bazende suyu çıkana kadar bir o köşede bir bu köşede tükenip gidiyor...

Çalakalem başladım yazmaya sevgili blog okurları ve editörlerim, değinmek istediğim konu yaşamların bu kadar parıltılı fakat bir o kadar da bedelinin ağır olduğu dünya üzerine. Bir köşede zirvenin doruk noktasında asılı kalmış yaşamlar, bir yanda ona tutunup kendine yol bulmaya çalışan, hatta çok çalışacağını söyleyip insanlardan duygu sömüren yaşamlar ve ani bir kaza hemde trafiğe çıktığının ikinci yada üçüncü günü flaş flaş flaş malum kişi basıldı, hemde aynı mevkide'' dedimya sarhoş edici bir yaşam ve uyanınca abi sarhoştum ve yaptıklarımdan mesul değilim diyebiliyor insan!

Bir başka yaşamda yasak meyva üzerine inşa edilmeye çalışılırken dal kopuyor aniden ve yine bir kaza...Yitip gidiyor gencecik bir yaşam ve abla çıkıp açıklamalar yapıyor ''değmezdi birtanem, değmezdi'' diyor. Eeeeeee abla iğneyi biraz da kendine batırsana, anlaşılan sarhoşluğun bedenini kanıksamış senin, öyle olmalıki hala yaptıklarımdan mesul değilim diyorsun..!

Belki haklı imamın dediğini yap yaptığını yapma diye bir söz de var literatürde...kim söylediyse kendince doğrusu bu olduğu içindi, galiba....

Görüldüğü gibi kaybeden hep yaşamlar aslında ama öyle ama böyle, peki ya arkadaşlıklar ya dostluklar onlar ne cenahta seyrediyor, ama onlarda baş gibi, nereye çekerse o yöne yani...

Bazen kaybettiklerimize üzülürüz heves gelgeçse uzun sürmez, peki ya tam tersiyse!

' YA KARDELENLER KADAR MASUMSA, ÇEKİCİ, MAĞRUR, GURURLU'. Peki ; o zaman ne yaparız, hatalarımızın üstünü nasıl kapatırız, nasıl yakarır, nasıl üzülür nasıl affettirmeye çalışırız kendimizi?

Dedim ya en başta olduğu gibi bazen çok kolay yakalarız, ama uzun süreli sahip olamayız, sahiplik demesek bile tutunmak istediğimiz, nefes alışımızda dahi hissetmek istediğimiz koku, MAĞRUR KARDELEN'İN KOKUSU DEĞİLMİDİR ACABA...

Şunu düşünmek istiyorum, istemekten öte diliyorum, eğer söz konusu olan şey uğrunda bunca şeyi kaybettirecek kadar yoğun bir sevgiyi dostluğu tekrar bulduracaksa;

HER İNSANIN İKİNCİ BİR ŞANSA İHTİYACI VARDIR KARDELEN, İLK KAZADA EĞER ÖLÜM YOKSA..!

 
Toplam blog
: 14
: 1630
Kayıt tarihi
: 26.07.07
 
 

Kendimce doğrularım ama başkalarının özgür düşüncelerine saygı çerçevesinde, fikirlerle karşındakile..