- Kategori
- Dostluk
Kaybettiklerimiz
Telefonumun sesine koşup geldim mutfaktan. Bu defa da yanılmamıştım “ Gecenin bu saatinde!... Hayırdır inşallah…” endişesiyle açtım telefonumu… Arayan numarayı okuyamadığım için ilk anda alamadım sesi… “ Emel abla… Ben…….Babam abla! Babamı kaybettik…” Ardından; kör kuyularda yankılanan ölümün sesi geldi kulaklarıma… “ Yarın… Yarın ikindi namazında Yalı Camisinden abla…..” Ve kör kuyularda yankılanan ölümün sesi daha da büyüdü…
Ölümün şaşırtıcı zamanlaması diye düşünmekten alamadım kendimi bir an! Çünkü bu gün, hanımını görmeye gitmiştim. Onunla da sohbet edip, çay içmiştik birlikte. Çatal istemişti kızından ısrarla. Yaşlılığın üzerinde oturmaya çalışıyordu, kararlılıkla. Keyifliydi de. Vedalaşırken elini tutmaya çalıştım öpmek için. Nedense öptürmezdi elini, yine becerememiştim ve tokalaşır gibi sıktım elini…” Hayırlı akşamlar…” diledi ince ve derin sesiyle. Gözleri gülümseyerek bakıyordu…
Aradan bir akşam üzeri geçmişti yalnızca. Gece yarısı, sabaha kavuşmamıştı henüz. Bu gün son kez görmüşüm onu meğer… Ölüm yine yapmıştı bildiğini… Üzgünüm… Hepimizin başı sağ olsun…