Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '09

 
Kategori
Özel Günler
 

Kaybettiklerimizin Anısına

Kaybettiklerimizin Anısına
 

Kaybettiklerimizin anısına


Ailelerimize selam söylüyoruz. Bizi kurtaracağınızdan eminiz. Vatan sağolsun..."
<ı>
VATAN SİZE MİNNETTARDIR...
Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı. Nara burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland şilebi ile çarpıştı....Sessiz, soğuk ve karanlıktı gece. Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar bir kaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemide ki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi geminin arka bölümünde ki torpido dairesine sığındı...

Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı... Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu... Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapıldıĞI.. Ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, her şey yine aynı sözcüklerle anlatıldı;

Konuşabilirler, türkü söyleyebilirler, hatta sigara bile içebilirlerdi...
<ı>


Yıl 1953, günlerden 4 Nisan...
Sabahın ilk ışıklarında Eceabat ve Nara kıyıları şiddetli bir çarpışmanın gürültüsüyle sarsıldı. Bu sarsıntı, güneşle birlikte tüm Türkiye'yi saracaktı. Naraburnu açıklarında NABOLAND adlı İsveç şilebi ile çarpışarak Çanakkale Boğazı'nın sularına gömülen Dumlupınar denizaltısında şehit olan 81 Türk Denizcisi tarihin sayfalarına ve Türk Milleti'nin kalbine şu sözlerle kazınacaktı: "Vatan sağolsun!"
Akdeniz'de yapılan NATO tatbikatına katılan 1. İnönü ve DUMLUPINAR denizaltı gemileri, manevraların ardından Gölcük'e dönmek üzere yola çıktılar. 3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece Çanakkale Boğazı'na giriş yapan iki denizaltı gemisi, olacaklardan habersiz eve dönüyordu. Sakin geçen yolculuk saat 02.10 sularında Dumlupınar için son buldu.
Dumlupınar, Naraburnu açıklarına yaklaşırken geminin güvertesinde Süvari Kıdemli Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu, Üsteğmen Kemal Ünver, Üsteğmen Hüseyin Yumuk, Astsubay Hüseyin Akış ve Astsubay Hüseyin İnkaya bulunuyordu.
Ancak Çanakkale Boğazı'nın sularında sessiz sedasız ilerleyen tek gemi Dumlupınar değildi. İstanbul yönünden gelen İsveç Bandıralı "Naboland" şilebi de aynı dakikalarda Naraburnu açıklarına gelmişti. Kaptanlığını Oscar Lorentzon'un yaptığı Naboland ile Dumlupınar, birkaç dakika sonra korkunç bir gürültüyle çarpışacak ve bu çarpışma Eceabat sahilinde dahi duyulacaktı.
Astsubay Hüseyin İnkaya, nöbetçi olmamasına karşın vardiya dışı görevine devam ediyordu. Nara önlerine gelinirken rotada dikkatini çeken değişiklik üzerine köprü üstüne çıktı. Tam bu sırada güvertede bulunan sekiz kişi, ne olduğunu anlayamadan suya yuvarlandı.
Naboland, Dumlupınar'a tam baş tarafından bindirmişti. Çarpışmanın gürültüsü Eceabat Limanı'nda demirlemiş olan gemilerce de duyuldu. Darbenin şiddetine dayanamayan Dumlupınar, birkaç saniye içinde Çanakkale Boğazı'nın karanlık ve soğuk sularına gömüldü.
Denizaltının tüm elektriği kesilmişti. Gemilerinin baş taraftan itibaren su aldığını gören denizciler hızla kıç torpido dairesine doğru harekete geçti. Kıç torpidoya varana kadar da arkadaşlarının birçoğunu kaybettiler. Dumlupınar batarken sadece 22 denizci de kıç torpido dairesine ulaşmayı başarmıştı. Dumlupınar ilk şehitlerini böylelikle vermiş oldu.
Aynı gece Eceabat Limanı'nda demirli bulunan Gümrük motorundaki personel, acil olarak kaza mahaline çağırıldı. Gümrük motoru, Naboland'dan atılan tahlisiye sandallarına çıkmış ve can yeleklerine sarılmış Dumlupınar mürettebatını görerek motora aldı ve Çanakkale'de hastaneye ulaştırdı.
Gün ağarmıştı. Balıkçı tekneleri, Dumlupınar'ın batarken su yüzüne fırlattığı haberleşme şamandırasını gördü. Gümrük motorunun ikinci çarkçısı Selim Yoludüz şamandıraya uzandı ve üzerindeki yazıyı okudu:
"Deniz Kuvvetlerine bağlı Dumlupınar Denizaltısı burada battı. Kapağı açın ve denizaltıyla irtibat kurun."
Yoludüz kapağı açtı, şamandıranın içindeki ahizeyi kaldırdı ve ümitle "Alo" dedi.
Telefondaki ses, "Buyrun, ben Astsubay Selami" dedi.
Beklediği karşılığı alan Selim Yoludüz, Astsubay Selami'ye ne durumda olduklarını sordu. Astsubay Selami, geminin 15 derece sancak yönünde yatık ve elektriğin kesik olduğunu, 22 kişi olarak kıç torpido dairesine girebildiklerini söyledi.

Hiç unutmuyorum, annem sobanın üzerinde tavada balık kızartıyordu.Babam, ajansı(haberler) almak için, dayımın Kore’den gelirken getirdiği radyoyu açmıştı.Sonradan öğrendiğime göre 4/Nisan/1953 Cumartesi günüymüş sanki dün gibi.Altı yaşındaydım.

Çarpışma sırasında deniz ütünde bulunan Dumlupınar Denizaltısının güvertesinde nöbette olan amcam Şaban Mutlu savrulup denize düşerken, başından yara alarak şehit olmuş.

Amcamı güle yüzü ile hatırlıyorum.Bize söğüt dalından düdük yapmayı öğretmişti bir sefer dönüşünde.Bu gün, kazadan kurtulan gemi arkadaşı ve amcamın ölümüne tanık olan, Hüseyin inkaya ile görüştüm.

İz TV. de de Savaş Karakaş ve arkadaşlarının hazırladığı Dumlupınar belgeselini izledim.Deniz

Altından bir ses getirmesi beni çok mutlu etti.Kendilerine teşekkür ediyorum.

Dumlupınar denizcileri en anlamlı yerde, Çanakkale’ de denize gömüldünüz.Ruhunuz şad olsun

Yakışıklı denizciler.

 
Toplam blog
: 14
: 622
Kayıt tarihi
: 19.02.08
 
 

1947'de Merzifon'da doğmuşum. İlk ve ortaokulu memleketimde, öğretmen okulunu Tokat' ta, eğitim enst..