- Kategori
- Dostluk
Kaybolan hayatımızdı
Kaybolan Hayatımızdı
İnsanın ne kadar çok serveti olursa olsun hepsi dünyaya aittir. Gelecek nesillerde kim bilir kimlerin eline geçecektir. Her şeyin el değiştirmesi, elden ele geçmesidir aslında olayın özü. Haklı ya da haksız sahip olmaktır. Ve son yolculukta öylesine bırakır gider insan her şeyini. Öylesine, ansızın, olduğu gibi... Ne bir devir teslim, ne alacak, ne verecek hesabı görülür. Bir bakarsınız vardır, bir bakarsınız yok olmuş. İnsan yalnızdır kendi içindeki yazgısıyla.
Uzun zaman hatırlanmayan, unutuldu sanılan anılarınıza döneceksiniz bir fotoğrafa bakarken. Kimi zaman hüzün, kimi zaman coşku dolacak yüreğinize. Düşlerinizi önünüze serdiğinizde uzaklara dalacak gözleriniz. Geçmiş yaşamınızı sorguya çekerken anlayacaksınız; günler ne kadar da hızlı geçip gitmiş. Zaman trenini durdurmak için el kaldıracaksınız; akıp giden vagonlar, yitirilen güzellikler, solmuş fotoğraflar, hızla geçen kompartımanlarda insan yüzleri… Duracaklar mı acaba? Bu hırs, bu doyumsuzluk daha ne kadar devam edecek? Huzur ve mutluluk ne zaman gelecek? İçimizde hep büyüyen, özlemi bitmeyen sevgi ütopyası kimin elinde? Hızla kaybolan hayatımızın neresindeyiz?