Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '20

 
Kategori
Psikoloji
 

KAYGILARIMIZLA BAŞA ÇIKMA

Kaygı bireyin ruhen içinde bulunduğu durumdan çıkamaması bunun üzerine yaşadığı korku, endişe gibi duygular sonucunda vücudunda hissettiği tepkilerdir. Kaygı, normal bir insanda bulunan bir duygu durumdur. Kaygının düzeyi arttıkça bireyde endişe yaratır. Birey devamlı kaygılıysa o zaman sosyal hayatına da olumsuz etki edebilir. Başlarda tek bir konu üzerinden başlayan kaygı zaman içerisinde farkına varmadan her konuda kaygılanmaya başladığı bir döngü içerisinde olur.
 
Bizler en çok kendimize kızarız. Sokaktan geçen herhangi birine merhamet duyabiliriz. Ancak kendimize o şansı tanımayız. Kendimizin en acımasız yargıcı oluruz. Devamlı kendimizi eleştiririz ve acı içinde kıvranırız. Peki bunu kendimize neden yaparız? Çünkü bizi bizden başka kimse çok iyi tanımaz. Kötü düşüncelerimizi biliriz. Bundan sıkıntı, utanç duyarız. Sıkıntılarımız artar ve kendimizi yalnızlaştırırız. Bu noktada sosyal izolasyon başlar. Kaygılarımız artar. Sosyal hayatta yanlış yapmaktan korkarız. Başkalarının düşünlerini tahmin etmeye çalışırız. Neler olacağını düşünürüz. Bu süreç uzadıkça uzar. Düşüncelerimizdeki olumsuzluklar devam ettikçe duygularımızla paralel olarak üzüntülü, kızgın hissederiz. Bu da davranışlarımıza yansır.
 
Hangi yöntemle bu kaygılarımızdan uzaklaşabiliriz? Uzmanlara göre kaygılarımızı ne kadar yok sayarsak daha çok önümüze gelir. Bu yüzden bizim olumsuz düşüncelerimizi yakalamamız gerekiyor. Hatta çocuklar için de bizler '' düşünce avcısı'' olarak adlandırıyoruz. Yöntemimizin kaynağı bilişsel davranışçı terapiden gelir. BDT ye göre düşüncelerimiz hislerimize ve davranışlarımıza neden olur. Sorunumuzun temel kaynağı düşüncelerdir. (Tabi eğer bireyin şemaları köklü değilse) Düşüncelerimizi farketmek birinci aşamadır. Kolay gibi gözükebilir ancak bazen otomatik düşüncelerimizi farkında bile olmayabiliyoruz. Bir sonraki aşama da bu düşüncelerimizi kayıt altına almaktır. düşüncelerimiz sonucunda hissettiklerimizi yazmak ve duygularımıza 0-10 bandında değer vermek. Bunun sonucunda verdiğimiz tepkiyi yani davranışı yazmak. Yazdıktan sonra ilk düşüncemizi çürütmek için karşı argüman geliştirmek ve yazmak. En son artık ne hissettiğimizi yazmak ve kendimizi objektif değerlendirmek.
 
Detaylı bilgi ve örnekler için David Burns'ın  İyi Hissetmek kitabına ve BDT ye ilgi duyuyorsanız Prof. Dr. Mehmet Hakan Türkçapar'ın  Bilişsel Davranışçı Terapi-Temel İlkeler ve Uygulama kitabına bakabilirsiniz.
 
Toplam blog
: 3
: 104
Kayıt tarihi
: 12.10.20
 
 

Ben Ezgi İğde. Dokuz Eylül Üniversitesi lisans eğitimini tamamlayıp Yıldız Teknik Üniversitesinde A..