Kayıp blogdaşlarımızdan son haberler!

Vakayinüvis de ortalıklarda yok!

Pastırma yazı da başlamadı ki tatile gitsin!

Belki de kandırdılar onu!

“Tatilini Eylülün ilk haftasıyla son haftası arasında yap! Bu yılki pastırma yazı bu tarihler arasında olacak!”

Belki!

Ama insan haber verir!

“Pastırma yazı nedeniyle yazılarıma bir süre ara vereceğim! İkinci şahıslara duyurulur!”

Nilgün Akad Hanımefendi öyle yapmadı mesela!

Radyodan yayınlandı üstelik haberi!

“Seyir ve Oşinografi Dairesi Başkanlığından bildirilmiştir! Pilajcılara kırk dört sayılı bildiri! Nilgün Akad Hanımefendinin Muğla ile İzmir Karaburun arasındaki güzergâhta kaptanlık çalışmaları münasebetiyle, sahilden elli metre uzaklığa kadar olan mesafe dışında yüzülmesi can ve mal emniyeti bakımından tehlikelidir! “

Tesadüfen dinlemiş bulundum!

Hatta öyle ilginçtir ki denizin ortasında alabalık yemişler! Alabalık biliyorsunuz tatlı su balığıdır!

Merak edip sorduğumda bana ilginç cevaplar verdi!

“Deniz bitmiş Ahmet Bey! Balık da bitmiş ona keza! Adını bilmediğimiz mahlûklar dolaşıyor denizde! İnsan korkuyor onları tavaya atıp da yemeye inanın!”

Ben de bilgiç bilgiç konuşmuştum!

“Balon balığı varmış Egede! Zehirliymiş! ”

“Oltayla tuttuk bazılarını, patlamadılar ama! Tekrar denize attık!”

Bahçesinden sivribiberler patlıcanlar götürmüş gemiye! Karpuz kabuklarını da denize atmışlar!

Balinalar yesin diye! Memeli hayvanlar ya!

Derinmavi de yoktu ne zamandır!

İzmir’in kurtuluşuna katıldı da kurtulamadı mı diye merak etmiştim! Meğer kitap okuyormuş!

İki kitap bitirmiş bu sürede!

Yalnız kitap özetlerini bizimle paylaşırken ufak bir hata yaptı! Başlıkları karıştırmış!

Kitabın birisini aldım ben de, baktım hiç bahsettiğinden bahsetmiyor!

“Aynı anda iki kitap birden okunur mu? Böyle karışır işte!” Dedim!

“Sen karıştırıyorsun işi!” Dedi yorumunda!

Sema Şener de yok! O da Newyork’a gitti! Oradan Miami’ye geçecekmiş!

Eskiden Miami denince Kübaya uçak kaçıran hava korsanları aklıma gelirdi!

Adam uçak kalktığı an kemerini çözmüş kokpite girmiş tabancasıyla!

“Çabuk uçağı Miami’ye indir!” Demiş!

Pilotlar şaşırmış!

“Kardeşim biz zaten Miami’ye gidiyoruz!”

“Olur mu? Ben üç sefer oldu Miami diye bindim Küba’da indim! Anlamam, Miami’ye çekin uçağı!”

İnşallah Sema Hanımın uçağını kaçırmazlar! Günahı Castro’nun başına!(kaçır şu uçağı Abi!)

Cansın Erol Hanımefendi de İtalya’daymış! Facebook’tan öğrendim! Herkese selamlarını gönderiyor!

Sevindiğim bir haber de “Berlusconi’ye randevu vermemiş!”

Mazeret bildirmiş!

Bir gün gelecekler ve güzel gezilerini bizimle paylaşacaklar!

Az daha unutuyordum!

Fatma İyibilgin Hanımefendi paylaşmıştı bizimle, gezdiği gördüğü yerleri!

Gitmiş kadar olmasa da olmuştum!